6487
hakikat ile örtüşmeyen suni bir gerçeklik algısı içinde yaşayan, hezeyan halindeki güruh.
bu insanların davranışlarına bazen öfkeleniyor bazen de hayret ediyoruz fakat unutulmamalı ki söz konusu kişiler aslî itibarda gündelik hayatlarımızın bir parçası olan sıradan kimseler. peki bu insanlar nasıl bu hale geldiler? bahsin konusu futbol ve fenerbahçe gündemi olduğunda nasıl böylesine nevrotik profillere bürünmekteler?
yaşadığımız durum, bir liderin hitap ettiği güruhu ne ölçüde etkileyebileceğine dair kıymetli bir gösterge sunmaktadır. bugünü daha iyi anlamak adına evvela altı yıl öncesine bakmak lüzumludur. mevcut liderleri, kendilerini yönetmeye talip olan ve -yarattığı intiba itibarıyla- güçlü, karizmatik ve mahir bir figürdü. bu pozitif temel üzerine inşa ettiği propaganda ile kitlesine hoş hayaller kurdurmuş, hayallerinin hakikate evrileceği hususunda da güvence sunmuştu. oysa bugünden bakıldığında görülmekte ki bu hayaller hiç yaşanmadı. bu yaşanmamışlıklardan doğan hüsran ise fenerbahçe taraftarının aklı başında olan bir kısmında memnuniyetsizliğe ve tenkitte bulunma haline, güncellenmiş propagandanın tesiri altında kalan daha büyük bir kısmı üzerinde ise "kabullenememe" haline dönüştü. fenerbahçe taraftarının büyük bir kısmı, başarısızlıkla ahbap olmuş liderlerinin eylem ve söylemleri altında belirlenen ve hem geleneksel hem de sosyal medyadaki aktörler eliyle de şekillenen içe dönük gündemleri doğrultusunda rasyonaliteden yoksun bir tasavvuru deneyimler durumdadır. bu tasavvur ile gelişen ve kabullenememe halinden beslenen saldırgan yaklaşımları ise hoşnutsuzlukla andığımız sayısız eylemlerini beraberinde getirmektedir.
bahse konu güruhun lideri, başta spor yöneticiliği olmak üzere pek çok alanda son derece başarısız bir kimse olsa da hitap ettiği kitlenin idaresi hususunda muttasıf bir şahsiyettir. belli ki bu kimse, tarih sahnesinde baş göstermiş bazı siyasi figürlerin makyavelist idarî maharetlerini tetebbu etmiştir; şimdilerde de bu maharetleri taklit ve tatbik etme gayretindedir. nitekim fenerbahçe taraftarı, liderlerinin tesiri altında olan farklı kitlelerde de görülebileceği gibi, hakikatten kopuk sanrılar altında alternatif bir gerçekliği yaşar durumdadır. gündelik hayattaki normal kimseler olarak bildiğimiz fenerbahçeliler, tefrik gücünden yoksun düşmüşler ve öncülerine müntesip bir vaziyete bürünmüşlerdir.
kendilerine verilebilecek yegane tavsiye, propaganda unsuru olarak kullanılan tüm medya platformlarından kayda değer bir süre boyunca uzaklaşmaları ve ayırt etme kabiliyetlerini geri kazanma hususunda gayret göstermeleridir.
bu insanların davranışlarına bazen öfkeleniyor bazen de hayret ediyoruz fakat unutulmamalı ki söz konusu kişiler aslî itibarda gündelik hayatlarımızın bir parçası olan sıradan kimseler. peki bu insanlar nasıl bu hale geldiler? bahsin konusu futbol ve fenerbahçe gündemi olduğunda nasıl böylesine nevrotik profillere bürünmekteler?
yaşadığımız durum, bir liderin hitap ettiği güruhu ne ölçüde etkileyebileceğine dair kıymetli bir gösterge sunmaktadır. bugünü daha iyi anlamak adına evvela altı yıl öncesine bakmak lüzumludur. mevcut liderleri, kendilerini yönetmeye talip olan ve -yarattığı intiba itibarıyla- güçlü, karizmatik ve mahir bir figürdü. bu pozitif temel üzerine inşa ettiği propaganda ile kitlesine hoş hayaller kurdurmuş, hayallerinin hakikate evrileceği hususunda da güvence sunmuştu. oysa bugünden bakıldığında görülmekte ki bu hayaller hiç yaşanmadı. bu yaşanmamışlıklardan doğan hüsran ise fenerbahçe taraftarının aklı başında olan bir kısmında memnuniyetsizliğe ve tenkitte bulunma haline, güncellenmiş propagandanın tesiri altında kalan daha büyük bir kısmı üzerinde ise "kabullenememe" haline dönüştü. fenerbahçe taraftarının büyük bir kısmı, başarısızlıkla ahbap olmuş liderlerinin eylem ve söylemleri altında belirlenen ve hem geleneksel hem de sosyal medyadaki aktörler eliyle de şekillenen içe dönük gündemleri doğrultusunda rasyonaliteden yoksun bir tasavvuru deneyimler durumdadır. bu tasavvur ile gelişen ve kabullenememe halinden beslenen saldırgan yaklaşımları ise hoşnutsuzlukla andığımız sayısız eylemlerini beraberinde getirmektedir.
bahse konu güruhun lideri, başta spor yöneticiliği olmak üzere pek çok alanda son derece başarısız bir kimse olsa da hitap ettiği kitlenin idaresi hususunda muttasıf bir şahsiyettir. belli ki bu kimse, tarih sahnesinde baş göstermiş bazı siyasi figürlerin makyavelist idarî maharetlerini tetebbu etmiştir; şimdilerde de bu maharetleri taklit ve tatbik etme gayretindedir. nitekim fenerbahçe taraftarı, liderlerinin tesiri altında olan farklı kitlelerde de görülebileceği gibi, hakikatten kopuk sanrılar altında alternatif bir gerçekliği yaşar durumdadır. gündelik hayattaki normal kimseler olarak bildiğimiz fenerbahçeliler, tefrik gücünden yoksun düşmüşler ve öncülerine müntesip bir vaziyete bürünmüşlerdir.
kendilerine verilebilecek yegane tavsiye, propaganda unsuru olarak kullanılan tüm medya platformlarından kayda değer bir süre boyunca uzaklaşmaları ve ayırt etme kabiliyetlerini geri kazanma hususunda gayret göstermeleridir.
