3612
2018-2019 sezonundan itibaren fenerbahçe'ye karşı içeride dışarıda maç kazanmaya başladıklarından beri galatasaray taraftarında kendilerine karşı artan bir sempati olan spor kulübü.
bu sezon biz trabzonspor'u iki maçta da yendik, üstelik trabzon'da 5 atarak yendik. bize iki maçta da kaybeden trabzonspor 2023-2024 sezonunda fenerbahçe'nin balonunu söndüren aynı zamanda ilk takım. bu da taraftarımız nezdinde trabzonspor'u sempatik gösteren bir etken. fenerbahçe ve beşiktaş arasında ahmet nur çebi ile başlayan ve hasan arat ile artarak devam eden yakınlaşma da galatasaray ve trabzonspor arasında buzları kısmen de olsa eritiyor, ister istemez oluyor bu. bu durumun da farkındayım. ancak bütün bu etkenlere rağmen, trabzonspor yönetimiyle taraftarıyla futbolcusuyla camia olarak çok da güvenilemeyecek bir spor kulübü. bunu da hiçbir zaman unutmamak, akılların bir köşesinde tutmak lazım. fenerbahçe'yi yenerler veya fenerbahçe'ye kaybederler; galatasaraylılar nezdinde bunun bu kadar önemli bir hal almaması lazım. galatasaray'ın şampiyonluk için trabzonspor da dahil olmak üzere hiçbir takımın fenerbahçe'ye takacağı bir çelmeye ihtiyacı yok. puan farkı artarsa elbette ki seviniriz, mutlu oluruz ancak puan farkının artabilmesi için öncelikli koşul galatasaray'ın kazanmaya devam etmesidir. öncelikli koşul trabzonspor veya bir başka takım değil yani. biz kazanacağız, kazanmaya devam edeceğiz; ondan sonra fenerbahçe'ye biri çelme takarsa (kim olduğu önemli değil) ne ala, takmazsa da çok mühim değil. fenerbahçe'yi yensinler diye "saldır trabzonspor oley" veya "bordo-mavi" çekecek kadar güçlü bir yönelime girmesine gerek yok hiçbir galatasaraylının. bahse konu şehrin fenerbahçe nefreti galatasaray nefretinin üstündedir ama trabzonspor'un galatasaray'ı, trabzonsporlunun da galatasaraylıyı da hiçbir şekilde sevmediğini de unutmamak gerekir. trabzonspor taraftarları sezonun ilk yarısında ali sami yen'e geldiklerinde yaptıkları tezahüratlar bakımından beşiktaşlılardan pek de farklı değildi. şu anda, içinde bulunduğumuz şartların gereksinimlerden sebep, iki kulübün taraftarları/camiaları arasında belki bir yumuşama var ama bu tamamen konjonktürel. şu an için ortak çıkarlarımız var gibi gözüküyor. unutulmamalıdır ki bu ülkedeki temel rekabet galatasaray ile fenerbahçe arasındadır ve trabzon şehrinde zaman zaman artan zaman zaman ise azalan ancak her şartta yaşam alanı bulan bir fenebahçe nefreti mevcuttur. trabzon şehri fenerbahçe nefreti konjonktür gereği kısmen azaldığında bize sataşmaktan, hakaret etmekten geri durmayan bir şehir. şu an böyle bir durum yok çünkü şehirdeki eğilimin yoğun fenerbahçe nefretinden geçtiği günleri/ayları yaşıyorlar. bu da bizim işimize geliyor ama şimdilik, şu an için. bugün şartlar ve çıkarlar gereği yanımızda gibi gözüken bu spor kulübü yarın başka şartlar altında karşımıza da dikilebilir. bunu unutmayalım ve sözlükte günlerdir mevcut bulunan "saldır trabzon", "yürü trabzon" havasını biraz frenleyelim derim naçizane.
bu sezon biz trabzonspor'u iki maçta da yendik, üstelik trabzon'da 5 atarak yendik. bize iki maçta da kaybeden trabzonspor 2023-2024 sezonunda fenerbahçe'nin balonunu söndüren aynı zamanda ilk takım. bu da taraftarımız nezdinde trabzonspor'u sempatik gösteren bir etken. fenerbahçe ve beşiktaş arasında ahmet nur çebi ile başlayan ve hasan arat ile artarak devam eden yakınlaşma da galatasaray ve trabzonspor arasında buzları kısmen de olsa eritiyor, ister istemez oluyor bu. bu durumun da farkındayım. ancak bütün bu etkenlere rağmen, trabzonspor yönetimiyle taraftarıyla futbolcusuyla camia olarak çok da güvenilemeyecek bir spor kulübü. bunu da hiçbir zaman unutmamak, akılların bir köşesinde tutmak lazım. fenerbahçe'yi yenerler veya fenerbahçe'ye kaybederler; galatasaraylılar nezdinde bunun bu kadar önemli bir hal almaması lazım. galatasaray'ın şampiyonluk için trabzonspor da dahil olmak üzere hiçbir takımın fenerbahçe'ye takacağı bir çelmeye ihtiyacı yok. puan farkı artarsa elbette ki seviniriz, mutlu oluruz ancak puan farkının artabilmesi için öncelikli koşul galatasaray'ın kazanmaya devam etmesidir. öncelikli koşul trabzonspor veya bir başka takım değil yani. biz kazanacağız, kazanmaya devam edeceğiz; ondan sonra fenerbahçe'ye biri çelme takarsa (kim olduğu önemli değil) ne ala, takmazsa da çok mühim değil. fenerbahçe'yi yensinler diye "saldır trabzonspor oley" veya "bordo-mavi" çekecek kadar güçlü bir yönelime girmesine gerek yok hiçbir galatasaraylının. bahse konu şehrin fenerbahçe nefreti galatasaray nefretinin üstündedir ama trabzonspor'un galatasaray'ı, trabzonsporlunun da galatasaraylıyı da hiçbir şekilde sevmediğini de unutmamak gerekir. trabzonspor taraftarları sezonun ilk yarısında ali sami yen'e geldiklerinde yaptıkları tezahüratlar bakımından beşiktaşlılardan pek de farklı değildi. şu anda, içinde bulunduğumuz şartların gereksinimlerden sebep, iki kulübün taraftarları/camiaları arasında belki bir yumuşama var ama bu tamamen konjonktürel. şu an için ortak çıkarlarımız var gibi gözüküyor. unutulmamalıdır ki bu ülkedeki temel rekabet galatasaray ile fenerbahçe arasındadır ve trabzon şehrinde zaman zaman artan zaman zaman ise azalan ancak her şartta yaşam alanı bulan bir fenebahçe nefreti mevcuttur. trabzon şehri fenerbahçe nefreti konjonktür gereği kısmen azaldığında bize sataşmaktan, hakaret etmekten geri durmayan bir şehir. şu an böyle bir durum yok çünkü şehirdeki eğilimin yoğun fenerbahçe nefretinden geçtiği günleri/ayları yaşıyorlar. bu da bizim işimize geliyor ama şimdilik, şu an için. bugün şartlar ve çıkarlar gereği yanımızda gibi gözüken bu spor kulübü yarın başka şartlar altında karşımıza da dikilebilir. bunu unutmayalım ve sözlükte günlerdir mevcut bulunan "saldır trabzon", "yürü trabzon" havasını biraz frenleyelim derim naçizane.
