1861
gönderilmemesi gereken, takımı düşürdüğü halden çıkartmakla mükellef olan ve bunu seke seke, zıplaya zıplaya, zıplata zıplata yapmak zorunda olan teknik adamdır.
yok öyle takımın çivilerini çıkartıp, yenilerini ve daha iyilerini çakmadan "mmhmh çiviler kalitesiz ben avrupa'daki annemin evinde dönüyorum" diye çekip gitmek.
borç yiğidin kamçısıdır.
türkiye'nin en büyük ve tek saygın camiasına güzel bir futbol takımı ve güzel maçlar borçludur.
fener maçında kırmızı kart gören keita'yı cezalandıracağım diye bir kaç maç kesen ama barış özbek'i cezası biter bitmez dört elle sarılıp takıma alan da kendisidir bu arada.
takımın en kaliteli oyuncusu kim diye sorsak, keita'ya iyi sayıda oy çıkar mı, çıkar.
takımın en kötü oyuncusu kim diye sorsak, barış'a iyi sayıda oy çıkar mı, çıkar.
rakibe darptan dolayı kırmızı gören iki oyuncuya karşı verdiği tepkiler arasında standart olmadığını burada görüyoruz.
görüyoruz da, sevgili fanları kendisinin "yerim dar, kadrom kalitesiz" serzenişine şakşak yaparken," acaba rijkaard kalite konusunda samimi mi?" diye sorgulama yaptılar mı, yoksa dere tepe dümdüz yazıyorlar mı yine?
kalite sorunu varsa, keita'yı çok kritik bir dönemde neden kestin ? en kazma adam olan barış'ı, işimizin bittiği şu son dönemde neden hemen takıma alıyorsun ?
"yerim kaliteyi, önce disiplin" diyorsan (feldkampvari şekilde) keita'dan çok daha art niyetli ve sorumsuzca bir hareket yapan adam nasıl disiplinli / ilkeli olabiliyor da hemen maça çıkabiliyor ?
bu çelişkileri de bitirmek zorundadır önümüzdeki yıl. yok öyle milan'a falan gitmek. borcu çok, ödeyecek !
yok öyle takımın çivilerini çıkartıp, yenilerini ve daha iyilerini çakmadan "mmhmh çiviler kalitesiz ben avrupa'daki annemin evinde dönüyorum" diye çekip gitmek.
borç yiğidin kamçısıdır.
türkiye'nin en büyük ve tek saygın camiasına güzel bir futbol takımı ve güzel maçlar borçludur.
fener maçında kırmızı kart gören keita'yı cezalandıracağım diye bir kaç maç kesen ama barış özbek'i cezası biter bitmez dört elle sarılıp takıma alan da kendisidir bu arada.
takımın en kaliteli oyuncusu kim diye sorsak, keita'ya iyi sayıda oy çıkar mı, çıkar.
takımın en kötü oyuncusu kim diye sorsak, barış'a iyi sayıda oy çıkar mı, çıkar.
rakibe darptan dolayı kırmızı gören iki oyuncuya karşı verdiği tepkiler arasında standart olmadığını burada görüyoruz.
görüyoruz da, sevgili fanları kendisinin "yerim dar, kadrom kalitesiz" serzenişine şakşak yaparken," acaba rijkaard kalite konusunda samimi mi?" diye sorgulama yaptılar mı, yoksa dere tepe dümdüz yazıyorlar mı yine?
kalite sorunu varsa, keita'yı çok kritik bir dönemde neden kestin ? en kazma adam olan barış'ı, işimizin bittiği şu son dönemde neden hemen takıma alıyorsun ?
"yerim kaliteyi, önce disiplin" diyorsan (feldkampvari şekilde) keita'dan çok daha art niyetli ve sorumsuzca bir hareket yapan adam nasıl disiplinli / ilkeli olabiliyor da hemen maça çıkabiliyor ?
bu çelişkileri de bitirmek zorundadır önümüzdeki yıl. yok öyle milan'a falan gitmek. borcu çok, ödeyecek !