2322
saha içinde ve saha dışında yaptığı bir çok hata vardır, doğrudur. son zamanlarda, özellikle medyanın ağzını bir karış açıp beklediği kozları tek tek verdi, üzülerek söylüyorum bunu.
lakin taraftar ile arasında ki diyalogdan bakacak olursak olaya, işler yolunda giderken hep büyük kaptan'dı o, aslandı, kaplandı. hep, gururla göğsümüzü kabartandı milli takımda. bir futbolcunun eleştirilme hakkı her zaman vardır. ama arda hiçbir zaman gerçekten futboluyla eleştirilmedi, eleştirilemedi. o'na hep farklı muamele yapıldı, çünkü o sıradan bir oyuncu değildi, herkes farkındaydı bunun.
neler yapılmadı ki, üzerine bir metin oktay misyonu yüklendi, ve akabinde dünyanın en kusursuz insanı olması beklendi. şu an en gezegenin tozunu attıran futbolcu olan messi ile karşılaştırıldı, yetenekleri yüzünden değil, sadece aşağılık kompleksimiz yüzünden. sonra arda yerden yere vuruldu haliyle. sanki bu adam dedi, "ben messi'den iyiyim". sonra artistlendi denildi, ve sürülmeyi bekleyen koyunlar gibi rotamızı oraya çevirdik.
çok klişe olacak biliyorum, ama arda turanciddi anlamda galatasaray'ın çocuğudur, evladıdır.
son zamanlarda maruz kaldığı muameleye ben kalsam, dakika durmam burada, kimse kusura bakmasın. çünkü taraftar taraftarlığını yeterince yapamadı, medya nereye sürdüyse oraya gitti çoğunluk. evladını kazanmak için kılını kıpırdatmadığı gibi, kaybetmek için elinden geleni de yaptı. önce ıslıkladı, sonra adına besteler yaptı.
o gün, malum protestoyla galatasaray evladını kaybetti belki de, farkında değil. aslında hata arda'da fazlasıyla dayandı bu kompleksli, alaturka, yozlaşmış beyinlere. arda, zorla evinden, ailesinden soğutuldu, kendisi de bunun verdiği moral bozukluğu ve gençliğinin verdiği duygusallıkla ön ayak oldu bu duruma.
neymiş, sinema salonu kapatmış, geziyormuş, tozuyormuş. yahu sen evladının gezmesini, tozmasını, arada bir eğlenmesini istemez misin? bir şeyler kötü etkiliyorsa yaşantısını, futbolunu, yönetim ya da hoca çeker köşeye, konuşur.
bunu, duyduğunuz zaman ayaklarınızın kesildiği, ne kadar onur verici bir şey olduğunun farkında olduğunuz "büyük kaptan" diye seslenilen yerden, olabildiğince alaylı bir şekilde duyacaksam, bana seslenilmesin bir daha oradan.
bir an önce git arda, bu taraftar seni hak etmiyor çünkü.
lakin taraftar ile arasında ki diyalogdan bakacak olursak olaya, işler yolunda giderken hep büyük kaptan'dı o, aslandı, kaplandı. hep, gururla göğsümüzü kabartandı milli takımda. bir futbolcunun eleştirilme hakkı her zaman vardır. ama arda hiçbir zaman gerçekten futboluyla eleştirilmedi, eleştirilemedi. o'na hep farklı muamele yapıldı, çünkü o sıradan bir oyuncu değildi, herkes farkındaydı bunun.
neler yapılmadı ki, üzerine bir metin oktay misyonu yüklendi, ve akabinde dünyanın en kusursuz insanı olması beklendi. şu an en gezegenin tozunu attıran futbolcu olan messi ile karşılaştırıldı, yetenekleri yüzünden değil, sadece aşağılık kompleksimiz yüzünden. sonra arda yerden yere vuruldu haliyle. sanki bu adam dedi, "ben messi'den iyiyim". sonra artistlendi denildi, ve sürülmeyi bekleyen koyunlar gibi rotamızı oraya çevirdik.
çok klişe olacak biliyorum, ama arda turanciddi anlamda galatasaray'ın çocuğudur, evladıdır.
son zamanlarda maruz kaldığı muameleye ben kalsam, dakika durmam burada, kimse kusura bakmasın. çünkü taraftar taraftarlığını yeterince yapamadı, medya nereye sürdüyse oraya gitti çoğunluk. evladını kazanmak için kılını kıpırdatmadığı gibi, kaybetmek için elinden geleni de yaptı. önce ıslıkladı, sonra adına besteler yaptı.
o gün, malum protestoyla galatasaray evladını kaybetti belki de, farkında değil. aslında hata arda'da fazlasıyla dayandı bu kompleksli, alaturka, yozlaşmış beyinlere. arda, zorla evinden, ailesinden soğutuldu, kendisi de bunun verdiği moral bozukluğu ve gençliğinin verdiği duygusallıkla ön ayak oldu bu duruma.
neymiş, sinema salonu kapatmış, geziyormuş, tozuyormuş. yahu sen evladının gezmesini, tozmasını, arada bir eğlenmesini istemez misin? bir şeyler kötü etkiliyorsa yaşantısını, futbolunu, yönetim ya da hoca çeker köşeye, konuşur.
bunu, duyduğunuz zaman ayaklarınızın kesildiği, ne kadar onur verici bir şey olduğunun farkında olduğunuz "büyük kaptan" diye seslenilen yerden, olabildiğince alaylı bir şekilde duyacaksam, bana seslenilmesin bir daha oradan.
bir an önce git arda, bu taraftar seni hak etmiyor çünkü.