266
bu sene son kez bir maç günü ali sami yen sokağa gideceğimiz gündür 8 mayıs 2010. nereden nereye be wasabi daha dün temmuz sıcağında ne ümitlerle gitmiştim 2009-2010 senesinin ilk maçı olan tobol maçına, şimdi nerelerde takım be kardeşim. kapalının en orta yerinde sabırsızlıkla yeni sezonun başlamasını bekliyordun peki şimdi ? kahroluşların, hayal kırıklıklarının, derin üzüntülerin içinde buldun kendini. madrid te 5000 kişiyle vicente calderon a yürürken uefa kupasını alıcaz diyorduk. peki ne oldu ? madrid te berabere kalıp en büyük avantajı yakalamışken istanbulda 1-2 mağlup olduk. fenerbahçe ye 5 puan fark takıp liderlikte otururken bir anadolu takımı gibi eskişehirspor karşısında paramparça olmanamı yanayım, yoksa trabzon karşısında o beni kahreden defans hatasıyla yediğimiz golemi yanayım. hepsini unutup fenerbahçe maçında 45 metreden gol yiyen, tecrübeli diye alınan kaleci leo franco nun beni kapalı tribünün ortasında sinir krizleri geçirtmesinemi yanayım. bari şampiyonlar ligi deyipte ligin en kötü takımı sivas a karşı 11 kişi savunma yapmanamı yanayım ? bütün bunlar beni yakar ama içimde bir ateş asla sönmez. daha son maç başlamadan arkadaşlarına "ne zaman alıcaz önümüzdeki senenin kombinesini" dedirtir. yeterki bu takıma isim değil, yürek getirilsin. jo gibi bir adam yine bu takıma gelirse ve yine yapılanlara göz yumulursa. yemin ederim 25 milyar hesap ödediği mekanda kafasında şampanya kırarım. hatta evine giderken önünü kesip hesap sorarım. milyonlarca galatasaraylıyı kimsenin üzmeye hakkı yoktur.