37089
belirsiz aralıklarla dark side'a geçen imparator. galatasaray'ın başındayken bile geçmişliği var. yine geçmiş iki gözümün çiçeği. canı sağ olsun. artık bize okan buruk'un luke skywalker çıkması için dua etmekten başka çare kalmadı.
tam "fatih terimcilik" başlığı daha yeni hortlamışken, "metin oktaycılık" "ali sami yencilik" gibi tatlı ironiler havada uçuşmuşken, tam da kulüp sahipsiz kalınca taraftarlar fatih terim özlemiyle yanıp tutuşmaya başlamışken yaptı yine yapacağını. yaşı ve muhakeme gücü yetenler zaten alışkın, şaşırtıcı değil. fatih terim böyle bir adam arkadaşlar. nasıl ki bu tarz saçma aksiyonları galatasaray'da kazandığı kupaları yok etmiyorsa kupalar da arada bir takındığı oportünist ve bencil tavırları yok etmiyor. fatih terim bu. ikisi birden. işimize gelirse. geldi de. dünya kadar kupa kazandık. emekleri ödenmez. ama karanlık tarafı da görmezden gelinemez.
konu terim değil aslında. konu, çok değil birkaç gün önce tartışılan "fatih terimcilik" mevzusu. ve bu konu tam olarak bugün anlaşılabilir. fatih terim samet'i neden transfer ettirir? tam da suyun karşı tarafı defans almışken ve elindeki ıskartadan kurtulması gerekirken? diyelim yönetim ondan habersiz aldı, ki imkansız, arda turan'ı almıyor diye galatasaray yönetimine istifa resti çeken, yönetimi taraftarın önüne atan adam daha iki maçtır çalıştığı elin takımına niye bir çift laf etmez?
hah, bu sorulara mantıklı cevap bulmak yerine akla hayale sığmayacak senaryolar uyduranlar, samet'i milli takımda coşsun diye transfer ettiği filan gibi düşük seviye argümanlardan medet umup sağa sola hakaret yağdıranlar fatih terimci oluyor işte. terim'i sevenlere değil, terim'e toz kondurmamak için diğer herkese saldıranlara deniyordu bu laf. güzel denk geldi, umarım anlaşılmıştır.
terim hepimiz için çok önemli bir figür, onca başarı var ortada. ama istediğimiz kusursuz baba figürü değil işte. kendisiyle son günlerin popüler tabiriyle toksik bir ilişkimiz oldu hep. her sevdiğimizde ağzımızda buruk bir tat bırakmayı başarıyor. kimse kendisini kandırmasın, samet transferi gayet açık ve net şekilde fenerbahçe'nin lehine olsun diye yapılmış bir hamle işte. dün "organize kötülük" dediği adamları bugün rahatlatma derdine düşen terim de galatasaray'ı değil kendisini düşünüyor demektir. bu konudaki ilk delil de değil bu. galatasaray'a yaradığı sürece istediği kadar bencil olsun, ne güzel. yaramıyorsa da bahane uydurmak değil gerçekleri dile getirmek düşer bize. yoksa işte fatih terimci oluruz ve dediklerimizin zerre önemi kalmaz.
çok şey var konuşulacak da ben kendisini günahıyla sevabıyla kabullenip yaptıklarının hatrına saygıyla hatırlamak istiyorum. yoksa kendisi sürekli başında hoca olan takımlarla görüşme yapıp mancini döneminde "ben takımın başındayken başka hocayla görüşmüşler :(" filan diye ajitasyon kasmasından galatasaray futbolcularını "yeni hocanı çok mu seviyorsun" diye darlamasına, arkasındaki tuhaf kitleyi sürekli yönetimlere karşı kışkırtmasından kendisi yokken takımı zerre kadar desteklememesine kadar bir dolu saçmalığı var. dediğim gibi, ben onu bütün bunlara rağmen sevmeyi ve kabullenmeyi tercih ediyorum. kazandırdığı kupalarla kulüp tarihindeki yeri ve teknik direktörlükteki başarısı yadsınamaz ama kendisini metin oktay gibi bir devle manevi olarak asla bir göremiyorum.
sözün özü, "hiç kimse galatasaray'dan büyük değil" ve "aslolan galatasaray'dır" laflarının en çok anlam bulduğu kişilerden biri kendisi. evet, fatih terim çok büyük. ama galatasaray çok daha büyük.
tam "fatih terimcilik" başlığı daha yeni hortlamışken, "metin oktaycılık" "ali sami yencilik" gibi tatlı ironiler havada uçuşmuşken, tam da kulüp sahipsiz kalınca taraftarlar fatih terim özlemiyle yanıp tutuşmaya başlamışken yaptı yine yapacağını. yaşı ve muhakeme gücü yetenler zaten alışkın, şaşırtıcı değil. fatih terim böyle bir adam arkadaşlar. nasıl ki bu tarz saçma aksiyonları galatasaray'da kazandığı kupaları yok etmiyorsa kupalar da arada bir takındığı oportünist ve bencil tavırları yok etmiyor. fatih terim bu. ikisi birden. işimize gelirse. geldi de. dünya kadar kupa kazandık. emekleri ödenmez. ama karanlık tarafı da görmezden gelinemez.
konu terim değil aslında. konu, çok değil birkaç gün önce tartışılan "fatih terimcilik" mevzusu. ve bu konu tam olarak bugün anlaşılabilir. fatih terim samet'i neden transfer ettirir? tam da suyun karşı tarafı defans almışken ve elindeki ıskartadan kurtulması gerekirken? diyelim yönetim ondan habersiz aldı, ki imkansız, arda turan'ı almıyor diye galatasaray yönetimine istifa resti çeken, yönetimi taraftarın önüne atan adam daha iki maçtır çalıştığı elin takımına niye bir çift laf etmez?
hah, bu sorulara mantıklı cevap bulmak yerine akla hayale sığmayacak senaryolar uyduranlar, samet'i milli takımda coşsun diye transfer ettiği filan gibi düşük seviye argümanlardan medet umup sağa sola hakaret yağdıranlar fatih terimci oluyor işte. terim'i sevenlere değil, terim'e toz kondurmamak için diğer herkese saldıranlara deniyordu bu laf. güzel denk geldi, umarım anlaşılmıştır.
terim hepimiz için çok önemli bir figür, onca başarı var ortada. ama istediğimiz kusursuz baba figürü değil işte. kendisiyle son günlerin popüler tabiriyle toksik bir ilişkimiz oldu hep. her sevdiğimizde ağzımızda buruk bir tat bırakmayı başarıyor. kimse kendisini kandırmasın, samet transferi gayet açık ve net şekilde fenerbahçe'nin lehine olsun diye yapılmış bir hamle işte. dün "organize kötülük" dediği adamları bugün rahatlatma derdine düşen terim de galatasaray'ı değil kendisini düşünüyor demektir. bu konudaki ilk delil de değil bu. galatasaray'a yaradığı sürece istediği kadar bencil olsun, ne güzel. yaramıyorsa da bahane uydurmak değil gerçekleri dile getirmek düşer bize. yoksa işte fatih terimci oluruz ve dediklerimizin zerre önemi kalmaz.
çok şey var konuşulacak da ben kendisini günahıyla sevabıyla kabullenip yaptıklarının hatrına saygıyla hatırlamak istiyorum. yoksa kendisi sürekli başında hoca olan takımlarla görüşme yapıp mancini döneminde "ben takımın başındayken başka hocayla görüşmüşler :(" filan diye ajitasyon kasmasından galatasaray futbolcularını "yeni hocanı çok mu seviyorsun" diye darlamasına, arkasındaki tuhaf kitleyi sürekli yönetimlere karşı kışkırtmasından kendisi yokken takımı zerre kadar desteklememesine kadar bir dolu saçmalığı var. dediğim gibi, ben onu bütün bunlara rağmen sevmeyi ve kabullenmeyi tercih ediyorum. kazandırdığı kupalarla kulüp tarihindeki yeri ve teknik direktörlükteki başarısı yadsınamaz ama kendisini metin oktay gibi bir devle manevi olarak asla bir göremiyorum.
sözün özü, "hiç kimse galatasaray'dan büyük değil" ve "aslolan galatasaray'dır" laflarının en çok anlam bulduğu kişilerden biri kendisi. evet, fatih terim çok büyük. ama galatasaray çok daha büyük.