15268
kendisinin konusu özelinde sözlükte ilginç bir şey keşfettim. direkt olarak ikiye bölünüyoruz gitmesi/bırakması hususunda. her birimizin kendi fikirleri olabileceği için, bunda bir sorun görmüyorum. ama gitmesin abi kafayı mı yediniz diyen arkadaşlar aba altından leo franco, eray işcan gösteriyorlar, orasına benim aklım yetmiyor. yani evet, yaşım itibariyle tam da o sıkıntılı kalecisiz boşluklardan geçtim ben. hepsini fiilen yaşadım. ama kesinlikle bu boşluğa düşeceğimizin garantisi var mı? ya kendisi bırakır biz de çok iyi bir kaleci alırsak? ya günay antep'ten alıştığımız iyi performanslarından birini verip kaleyi kalıcı tutabilirse? demek istediğim eğer mandela etkisine girmiyorsam bir partinin güneydoğu'daki mitinglerinden birinde * seçilirse başbakan olacak kişi biz seçilmeyelim de beyaz toroslar geri mi dönsün minvalinde bir şeyler demişti. eray'la, leo franco'yla, orkun'la falan ürkütmek bence bire bir aynı şey bununla. bu algıyı biz birbirimize yaparsak millet bize neler yapar yani. ellerinde yükselmiş onca kupa, yaşattığı onca mutluluk var. muslera buruşturulup bir kenara atılamayacak bir değerdir. kendisinin emekliliği özenle planlanmalı, kaleyi kademeli bir şekilde devretmesi ve mentorluğa devam etmesi sağlanmalıdır. kaleyi kendisinden devralacak kişinin bence halen muslera'ya ihtiyacı olacaktır. bu şekilde yeni kalecinin baskısı da azaltılmış olur. kaleyi devralmak ve muslera'dan devralmak arasında bir fark var.
not: eğer bir uzatma yapılacaksa da yükselen kur da dikkate alarak şişmemiş bir ücret ödenirse kendisine çok güzel olur şahsi fikrimce.
not: eğer bir uzatma yapılacaksa da yükselen kur da dikkate alarak şişmemiş bir ücret ödenirse kendisine çok güzel olur şahsi fikrimce.
