36917
medyaya 'fatih terim fonu' olarak lanse ettirilen olayı başka bir özel bankanın genel mudürluk çalışanı ve fatih terim'i çok seven biri olarak ilgiyle takip ettim. son olarak da bugün, rezan epözdemir ve cüneyt özdemir yayınlarını dinledim.
sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; sonuç ne olursa olsun hoca bu olaydan çok yıpranarak çıkacak. çünkü insanoğlu muktedirin düşmeşinden zevk alır, türk insanı iki kez alır. maalesef, 2013 gezi olayları ile ekşi sözlük ve twitter üzerinden başlayan politik alanının mizahla sululaştırılması ve trump dönemi abd demokratları ile popüler olan solun düzeniçileşmesini sağlayan 'eat the rich' falanlar, bizim zaten aklı halihazırda kıt olan sosyal medya muhaliflerimizi iyice beyinsizleştirdi. neredeyse hiçbir muglak olayda faili isabetli tespit edemediği her zaman yanlış tarafı seçtiği gibi aynı iktidarın istediği gibi siyasetsiz bir saha oluşmasını da sağlıyor.
günlerdir olanlar bunun yeni bir örneği. türkiye'nin recep tayyip erdoğan'dan sonra 1990'lardan beri en popüler, güçlü ve tartışmalı figürünün ponzi sisteminin başı ve uygulayıcısı olduğuna inanarak başladı önce bu tayfa. üstelik hocanın kandırdıkları, galatasaray'a aldırmak için kulüpteki ömrünü kısalttığı arda, kızının kocasının kuzeni emre ve ilk maçına gitmek icin bodrumdan istanbul'a geldiği selçuk :). daha sonra, sözcü gazetesinin kalemşörleri, eski cemaat iltisaklı çirkin kadın ve türkiyenin en büyük holding ailesi finansmanlı çocuk ahmet'in iftiraları ile ikinci perde başladı. ortak nokta ne acaba, bulmak zor olmaz. ipucu için aynı tayfanın tuzlaspor ve kara bahis olayı için erden timur'u nasıl dahil etmeye çalısmasına bakması önerilebilir. üçüncü fazda, çocuk zihinli, beyinleri ancak karşıtlıklar ve benzerlikler üstünden çalışan ekşi muhaliflerimizce; dilan polat örneği verilerek başladı. tüm olayı paranın kaynağının belirsizliği olduğu case ile, 20 yıl boyunca gözümüzün önünde kontratlar imzalayan insanları karşılaştırdılar.
ısrarla olayda adı geçmeyen neresi var? denizbank. cok enteresan değil mi? denizbank'ın adının geçmesini kim istemez? olası bir reputasyon kaybının sonucunu değerlendiren mudi istemez, kredi alan kurum istemez.
olayı sonucu ne çıkacak bilmiyorum ama medyanın eli ile işaret ettiği fon isminin masum olmadıgı apaçık. bir damla medya okuryazarlığı olanın da görmemesi mümkün değil.
suanki hava; aynı tff-tazminat dönemine benziyor. üzerinden 1.5 yıl sonra ne konuşulduğunu iyi hatırlıyorum. ama şuna %100 eminim, bu sene şampiyon olmalı ve suyun öteki yanındaki iblis gitmeli. yoksa, zaten hali harap olan türk futbolunun normu bu ve bunun medyasının yaptıkları olacak.
sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; sonuç ne olursa olsun hoca bu olaydan çok yıpranarak çıkacak. çünkü insanoğlu muktedirin düşmeşinden zevk alır, türk insanı iki kez alır. maalesef, 2013 gezi olayları ile ekşi sözlük ve twitter üzerinden başlayan politik alanının mizahla sululaştırılması ve trump dönemi abd demokratları ile popüler olan solun düzeniçileşmesini sağlayan 'eat the rich' falanlar, bizim zaten aklı halihazırda kıt olan sosyal medya muhaliflerimizi iyice beyinsizleştirdi. neredeyse hiçbir muglak olayda faili isabetli tespit edemediği her zaman yanlış tarafı seçtiği gibi aynı iktidarın istediği gibi siyasetsiz bir saha oluşmasını da sağlıyor.
günlerdir olanlar bunun yeni bir örneği. türkiye'nin recep tayyip erdoğan'dan sonra 1990'lardan beri en popüler, güçlü ve tartışmalı figürünün ponzi sisteminin başı ve uygulayıcısı olduğuna inanarak başladı önce bu tayfa. üstelik hocanın kandırdıkları, galatasaray'a aldırmak için kulüpteki ömrünü kısalttığı arda, kızının kocasının kuzeni emre ve ilk maçına gitmek icin bodrumdan istanbul'a geldiği selçuk :). daha sonra, sözcü gazetesinin kalemşörleri, eski cemaat iltisaklı çirkin kadın ve türkiyenin en büyük holding ailesi finansmanlı çocuk ahmet'in iftiraları ile ikinci perde başladı. ortak nokta ne acaba, bulmak zor olmaz. ipucu için aynı tayfanın tuzlaspor ve kara bahis olayı için erden timur'u nasıl dahil etmeye çalısmasına bakması önerilebilir. üçüncü fazda, çocuk zihinli, beyinleri ancak karşıtlıklar ve benzerlikler üstünden çalışan ekşi muhaliflerimizce; dilan polat örneği verilerek başladı. tüm olayı paranın kaynağının belirsizliği olduğu case ile, 20 yıl boyunca gözümüzün önünde kontratlar imzalayan insanları karşılaştırdılar.
ısrarla olayda adı geçmeyen neresi var? denizbank. cok enteresan değil mi? denizbank'ın adının geçmesini kim istemez? olası bir reputasyon kaybının sonucunu değerlendiren mudi istemez, kredi alan kurum istemez.
olayı sonucu ne çıkacak bilmiyorum ama medyanın eli ile işaret ettiği fon isminin masum olmadıgı apaçık. bir damla medya okuryazarlığı olanın da görmemesi mümkün değil.
suanki hava; aynı tff-tazminat dönemine benziyor. üzerinden 1.5 yıl sonra ne konuşulduğunu iyi hatırlıyorum. ama şuna %100 eminim, bu sene şampiyon olmalı ve suyun öteki yanındaki iblis gitmeli. yoksa, zaten hali harap olan türk futbolunun normu bu ve bunun medyasının yaptıkları olacak.