• 34007
    hazır sezonun üzerinden bir süre geçmişken bazı not ve umutlardan bahsedeyim.

    bence iyi oynuyoruz. orası ayrı mevzu. kopenhag maçı dahil.

    geçen sezon en azından bir kez olsun torreira-oliveira-midsjo veya berkan ile bir üçlü orta saha beklemiştim. çok kısa anlar dışında üç orta saha ile sahaya çıkmamıştık. bu sezondan beklentim de yine aynı şekilde. torreira-oliveira-kerem demirbay veya tanguy dörtlüsünden üçünün oynadığı maç veya maçlar bekliyorum. ziyech fiziksel olarak rahat hissederse sol iç olarak o da olabilir. bu sezon daha umutluyum.

    sergio'yu çok el ettik. gerek yok ve hatta ihtiyacımız var. diri bir oliveira her şeyi çok değiştiriyordu. defansif olarak da ofansif olarak da. hala öyle. sergio'yu bir şekilde içeri almak lazım.

    bu takımda hala angelino duran top kullanmıyor. bu çok garip geliyor bana. tabii ki antrenman durumunu ve taktik çizgisini bilemiyorum. ama yine de garip geliyor bana. kerem demirbay varken doğal geliyordu. ama onun olmadığı anlarda da kullanmıyor. ve zaten kerem demirbay da düşmüş görünüyor duran top kullanıcılığından. bu da garip geliyor bana. kerem demirbay bildiğiniz zehir salıyordu duran toplarda. (evet, hala kullanıyor da volume biraz düşük sadece) gerçekten garip.

    kerem aktürkoğlu ve angelino'nun aslında iyi bir ikili olmadığını yavaş yavaş görüyoruz. özellikle 4-2-3-1 dizilişinde. evet. kerem'in kendini içe kat ederek oynaması angelino'ya alan açıyor. teoride çok iyi. ama o alan kullanılamaz vaziyette çünkü arka alan çok savunmasız kalıyor şu haliyle. o tarafa orta sahadan ikinci bir oyuncuyu kaydırmadığımız/kaydıramadığımız için de o alan kullanılamıyor çoğunlukla veya çok riskli bir şekilde kullanılıyor.

    bu tek bir sebebi var bence. kerem aktürkoğlu'nun top tutabilme gibi bir meziyeti yok. bekini bekleme ve oyuna dahil etme gibi bir yeteneği ve öyle bir çabası da yok. kerem aktürkoğlu'nun meziyetleri çok çok farklı. daha çabuk oynayan, direkt sonuca hamle yapan bir oyun alışkanlığı var. zaten fiziksel yapısı vesaire bu oyuna daha yatkın.

    bu konuda bir örnek vereyim. leo dubois'ın son oynadığı maça gidin. hani bir hışımla maçtan çıktığı maç var ya. yine sol bek oynadığı. herkes maçtan çıkarıldığı için sitem ettiğini söylemişti. daha sonra öğrenmiştik ki kerem'e sitem ediyormuş. "oynamama hiç müsaade etmiyor" minvalinde bir şeyler söyleyerek.

    bunları kerem aktürkoğlu üzerinde bu kadar eleştiri ve hatta linç (ve tabiki kolaçan) varken söylemem biraz şey oldu gibi. ama gözlemlediğim bu. kerem'i ben böyle kabullendim ve gerçekten iyi oynadığını düşünüyorum. oyun yapısında olmayan bir şeyi talep etmek bana hiç mantıklı gelmiyor.

    angelino hakkında bir yorumum da yok bu yüzden. ki açıkçası ben beğendim şu ana kadar. yani beklentimi alıyor muyum? savunma anlamında bir tık fazlasını alıyorum (ki dediğim konjonktür ve takım yapısı gereği). hücumda bir tık altını alıyorum. ortaları laga luga gelebilir. ama oyun kurulumunda bence çok iyi şeyler veriyor. bakın bunlar da hep takımın şu anki durumu ile ilgili. zaha ile oyunlarını biraz daha izledikten sonra kesin notumu veririm.

    laga luga ortalar mevzusu için ise bir şey söyleyeyim. angelino'nun önceki sezonlarına bakın ve ortaladığı toplardaki pozisyonlara bir bakın. sonra bizim maçlardaki ortaladığı pozisyonlarına bakın. half-space'te top tutan veya asist bölgesine top atan bir futbolcumuz var mı ki... diyeyim ve bitireyim.

    bir başka konu...

    yahu bizim takım o half-space ve asist bölgesine sürekli hücum yiyor. oradan bek ve stoper arasına sürekli ara top oynanıyor ve içeri orta yiyoruz.

    ayıptır sorması kaç kere gördük? sol bekimizin bu tür pozisyonlara sokulduğunu. bakın boey ile bizde yapıyoruz bunları.

    bir başka konu. oyuncularımızın üzerine çok gidiliyor. saçma sapan işler. kerem de benim topçum, angelino da. nellson da benim muslera da. zaha da bizim icardi de. sergio da bizim apokerim de.

    captano abimizin vaktiyle çok güzel bir sözü vardı:
    "top bu olur öyle."

    futbolcu yemeye bayılıyor bazıları. hayır, takımda tarık çamdal da yok ki. paramı alayım yatayım minvalinde. herkes elinden geleni yapıyor, kendini sahaya veriyor. "hayır, şu oyuncu vermiyor" diyen var mı?

    takım günden güne iyiye gidiyor. hala biraz fiziksel anlamda geri kalıyoruz. özellikle şampiyonlar ligi için. bu yetmiyor. lig maçlarını şampiyonlar ligi için adaptasyon maçları olarak kabul etmek gerek sanırım. 15k km koşmadan olmayacak, olmuyor. evet, her şey bu metrik üzerinden anlatılmaz. ama bu metrik çok şey anlatır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın