• 33765
    29 ağustos 2023 galatasaray molde maçı özelinde dizilişten ziyade alan paylaşımı konusuna kafa patlatma gerekliliği gözüktü benim nazarımda. öncelikle şunu belirtmek lazım, önde pres anlayışımızı süper ligde geçen sezon çok etkili gerçekleştirirken, bu sezon presimiz oynadığımız tüm maçlarda kırıldı ve çok sayıda hızlı hücum yedik. takımımızın oyuncu profili topu uzun süre rakibe bırakmaya müsait değil. hem hacimsiz bir takımız, hem de mental olarak nelsson torreira harici tüm oyuncularımızın aklı fikri hücumda. rakibin presi kırıp, topa sahip olma oranının arttığı her saniye, oyuncularda sabırsızlığa yol açıyor. yanlış baskıyla bir anda geri dörtlü rakip hücumcularla karşı karşıya kalıyor. dünkü maçta molde'ye karşı buna benzer tek pozisyon yakalayamadık, rakibin arkasına sarkamadık.

    bahsettiğim mesele kolayca hallolacak bir durum değil ne yazık ki. zira aldığımız oyuncu profillerine bakıldığında topu rakibe bırakıp da sabırla oynayacak bir oyuncu grubumuz yok. bu oyuncu grubu en son fatih hoca'nın ayrıldığı sezon vardı, anadolu topçularıyla fatih terimin taktik varyasyonları ve dokunuşuyla üst sürüm bir ziya doğan futbolu oynayarak avrupa'da başarıya ulaştık. yani bugün molde'nin oynadığı gibi oynuyorduk. nasıl barcelona'ya karşı üstün oynayıp elendiysek, bugün de aynı kalite farkı şansın da yardımıyla molde'yi elememize yol açtı.

    bana sorarsanız sergio yerine alınması düşünülen 6-8 numara alternatifi ya da as oyuncu bizim oyun ritmimize çok ciddi bir katkı sunmayacak. elbette ki olumlu etkisi olacaktır kaliteli oyuncunun, ancak cicaldau ile değil sergio ile oynuyoruz ve hali hazırda hücumcu profilli bir takımız. kuvvetli rotasyonumuz olduğu sürece sezon içinde ritim kaybetmeden devam edebiliriz. oyun disiplini ve takımın oyun boyunca kompakt kalmasını tesis etmemiz gerekiyor. geçen sene boşa çıkan, top alan, üçgenlerle rakip presini yıkabilen bir oyun vardı. bu sezon oyuncularımız statik biçimde bekliyor ve düzgün alan parselleyen dinamik rakiplerin içinde hücum opsiyonları yaratamıyoruz. takım alıştıkça bu sorunu daha çok hissedeceğiz ancak presimizin kırıldığı maçlarda çok zorlanacağımız aşikar oyuncu profilimiz temelli olarak.

    özetle süper ligin kalitesizliği sahaya geniş yayılsak bile hücum etmemizi sağlıyordu zira rakiplerin hem oyuncu hem de oyun kalitesi belli. ilk 5 takım dışında dişli ekip yok son iki senedir ligde. avrupa'da ise durum bundan farklı. 90 dakikaya yayılmış oyun disiplini hem litvanya, slovenya ve norveç ekiplerinde mevcuttu. kompakt ve plana sadık bir oyun şemasına karşılık oturmamış kadro ve oyun anlayışımız yenildi. kalitemizle turu geçtik. artık, bunların üzerine kalitesi bizimle denk ya da üstün ekiplerle oynayacağız. bu iş salt transferle olacak bir şey değil. oyunumuzun üstüne koymak zorundayız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın