68
sözlük tarihinde hatta türk futbol kamuoyu tarihinde ortaya atılan ve karar vermenin hakikaten zor olduğu ender versuslardan biri. ikisinin de fatih terim döneminde transfer edilmesi, ikisinin de tek avrupa macerasının italya ligi olması ve ikisinden önce de kaleciler anlamında karanlık bir dönem yaşamış olmamız dışında bir anda sayılabilecek bir ortak noktaları yoktur.
taffarel 1996'da fatih hoca'nın göreve gelişiyle yoğrulmaya başlanan ve 2000'de süper kupa'ya kadar yürüyecek olan takıma sistematik şekilde yapılan yabancı takviyelerinin sonuncusuydu. 1996'da gheorghe hagi, 1997'de gheorghe popescu gibi o yıllarda bu topraklara yolunun düşmesi mucize sayılabilecek iki transferin ardından gelen aynı ayarda üçüncü hamleydi. 1998 dünya kupası'nda final oynadıktan sonra rotayı istanbul'a çevirmişti. üst üste 2 şampiyonluk kazanmış ve artık makineleşmeye doğru giden kadronun tek sancılı mevkisini kapatmak için transfer edilmiş, 3 yıl boyunca da bu işi layığıyla yapmıştır.
muslera ise yeniden yapılanma sürecine girilen 2011 yaz transfer döneminde galatasaray'a katılmıştı. iskeletin tamamen değiştiği bir dönemde aşağı yukarı kendi klas ve kariyerine sahip pek çok isimle birlikte galatasaray forması giymeye başlamıştı. üçüncü fatih terim döneminde kurulan dominasyonda herkes gibi üstüne düşeni yaptı. 2014-2015 sezonundaki efsanevi şampiyonlukta artık başrollerden biri haline gelmişti. dördüncü fatih terim döneminde ise olmazsa olmaz seviyesine ulaşmıştı ki entry tarihi itibarı ile hala daha konumunu inatla koruyor. gelinen noktada muslera yoksa ya da kötüyse galatasaray'ın iyi gitme şansı yoktur.
transfer edildikleri dönem itibarı ile taffarel yolu türkiye'ye düşmesi çok daha imkansız olan isimdi. tecrübesiyle hem taraftara hem de takıma güven veren hatta önderlik edebilen bir konumdaydı. özellikle türkiye ligi'nde rakip oyuncular için fotoğraf sırası beklenecek bir isimdi. fatih terim'in bekleri ileriye süren hücum oyununda adeta defans hattındaki bir oyuncu gibi rol alabiliyordu.
muslera ise hem aynı dönemde takıma dahil olduğu diğer isimler, hem de kendisinden önce türkiye ligi'ne gelmeye başlamış kariyerli isimler sebebiyle taffarel'in yarattığı o etkiyi yaratamadı. ancak var olan kalecilik sezgilerinin üzerine gençliğinin verdiği atletizmi de ekleyerek çıtayı çok yükseğe çıkarttı. taffarel'in hazır bulduğu kadronun aksine takımın inişli-çıkışlı grafikleri arasında çok defalar fark yaratması gereken durumla karşılaşıp gereğini yaptı.
muslera 10 yılı aşkın süredir galatasaray'da yer almasıyla taffarel'in önüne geçmeyi bırak, belki de galatasaray tarihindeki sayılı yabancı oyunculardan biri oldu. haliyle hem ortak hafıza hem de aidiyet duygusu fersah fersah öne geçti. her ne kadar istanbul'da yaşadığı sürece florya semtinde herkesin komşusu olan taffarel de mütevazi kişiliğiyle bu konuda fena olmasa da, muslera bu konuda da birkaç adım öne geçmiştir.
taffarel 1996'da fatih hoca'nın göreve gelişiyle yoğrulmaya başlanan ve 2000'de süper kupa'ya kadar yürüyecek olan takıma sistematik şekilde yapılan yabancı takviyelerinin sonuncusuydu. 1996'da gheorghe hagi, 1997'de gheorghe popescu gibi o yıllarda bu topraklara yolunun düşmesi mucize sayılabilecek iki transferin ardından gelen aynı ayarda üçüncü hamleydi. 1998 dünya kupası'nda final oynadıktan sonra rotayı istanbul'a çevirmişti. üst üste 2 şampiyonluk kazanmış ve artık makineleşmeye doğru giden kadronun tek sancılı mevkisini kapatmak için transfer edilmiş, 3 yıl boyunca da bu işi layığıyla yapmıştır.
muslera ise yeniden yapılanma sürecine girilen 2011 yaz transfer döneminde galatasaray'a katılmıştı. iskeletin tamamen değiştiği bir dönemde aşağı yukarı kendi klas ve kariyerine sahip pek çok isimle birlikte galatasaray forması giymeye başlamıştı. üçüncü fatih terim döneminde kurulan dominasyonda herkes gibi üstüne düşeni yaptı. 2014-2015 sezonundaki efsanevi şampiyonlukta artık başrollerden biri haline gelmişti. dördüncü fatih terim döneminde ise olmazsa olmaz seviyesine ulaşmıştı ki entry tarihi itibarı ile hala daha konumunu inatla koruyor. gelinen noktada muslera yoksa ya da kötüyse galatasaray'ın iyi gitme şansı yoktur.
transfer edildikleri dönem itibarı ile taffarel yolu türkiye'ye düşmesi çok daha imkansız olan isimdi. tecrübesiyle hem taraftara hem de takıma güven veren hatta önderlik edebilen bir konumdaydı. özellikle türkiye ligi'nde rakip oyuncular için fotoğraf sırası beklenecek bir isimdi. fatih terim'in bekleri ileriye süren hücum oyununda adeta defans hattındaki bir oyuncu gibi rol alabiliyordu.
muslera ise hem aynı dönemde takıma dahil olduğu diğer isimler, hem de kendisinden önce türkiye ligi'ne gelmeye başlamış kariyerli isimler sebebiyle taffarel'in yarattığı o etkiyi yaratamadı. ancak var olan kalecilik sezgilerinin üzerine gençliğinin verdiği atletizmi de ekleyerek çıtayı çok yükseğe çıkarttı. taffarel'in hazır bulduğu kadronun aksine takımın inişli-çıkışlı grafikleri arasında çok defalar fark yaratması gereken durumla karşılaşıp gereğini yaptı.
muslera 10 yılı aşkın süredir galatasaray'da yer almasıyla taffarel'in önüne geçmeyi bırak, belki de galatasaray tarihindeki sayılı yabancı oyunculardan biri oldu. haliyle hem ortak hafıza hem de aidiyet duygusu fersah fersah öne geçti. her ne kadar istanbul'da yaşadığı sürece florya semtinde herkesin komşusu olan taffarel de mütevazi kişiliğiyle bu konuda fena olmasa da, muslera bu konuda da birkaç adım öne geçmiştir.