1542
sözlük yazarlarının iki cepheye ayrılmasına sebebiyet vermiş teknik direktör.
cephe diyorum çünkü tarafların birbirlerine olan yaklaşımları gittikçe aşağılama tandanslı bir hal alıyor. fikir telatisi aşamasını geride bırakalı çok olmuş.
radikal takılmak veya trollük yapmak gibi amacı olan varsa, forması üstünde yırtılsın,amin.
lakin, rijkaard'ı eleştiren yazılara karşı bir tavır alınmaya başlanmış ve bu tavır da resmen tek bir noktaya kodlanmıştır.
bu nokta da, "rijkaard'ı eleştiren futbolu bilmiyordur" şeklinde tezahür etmektedir.
rijkaard aleyhinde ne yazarsanız yazın, içerikle ilgilenilmediği şüphesi doğuran, değişmez madde olarak da "futbolu bilmiyorsunuz", "football manager değil bu", vay efendim "kelle-paça peşindesiniz" cümleleri ile karşılaşıyoruz. bkz vermeme gerek yok, yer gök dolu.
kimin futbol bilip bilmediği konusunda ben ahkam kesecek durumda değilim. kesmek istesem muz orta şeklinde keserim de, yakıştıramıyorum kendime.
romen diyojen'in elinde fenerle sokak sokak dolaşması misali, başlık başlık dolaştık, "hangi sistem sayın hoca" diye elimizdeki soruya cevap arıyoruz, mamafih bulamıyoruz. çünkü "futbolu bilmeyen" biz "kelle-paça" tutkunları olarak, bu tür soruları sormaya ve tartışmaya layık değiliz sanırım.
akla hayale sığmayacak ikameler peşinde koştuğumuz bile iddia ediliyor ki, bu kadarı da fazla. evet sakıp özberk'in adamıyım, galatasaray'ın başına getirtebilirsem çok büyük avanta alacağım (ironidir). oldu mu, rahatladı mı herkes? bu mu tutunabildiğiniz savunma hattı ? bu kadar basit mi yani herşey?
futbol bilgisi seviyesi arş-ı ala'da gezen sayın otoritelerden ricamdır. laf kalabalığını bırakıp, iki satır izah etsinler galatasaray'da sezon başından bu yana oturtulmaya çalışılan sistemi, tamam diyeceğim. maçları kelle-paça salonunda izleyen biz cahiller (!) ve football manager kolikler(!) sürüsüne iki satır bilgi versinler de arınalım, paklanalım, pür-i pak olalım.
cephe diyorum çünkü tarafların birbirlerine olan yaklaşımları gittikçe aşağılama tandanslı bir hal alıyor. fikir telatisi aşamasını geride bırakalı çok olmuş.
radikal takılmak veya trollük yapmak gibi amacı olan varsa, forması üstünde yırtılsın,amin.
lakin, rijkaard'ı eleştiren yazılara karşı bir tavır alınmaya başlanmış ve bu tavır da resmen tek bir noktaya kodlanmıştır.
bu nokta da, "rijkaard'ı eleştiren futbolu bilmiyordur" şeklinde tezahür etmektedir.
rijkaard aleyhinde ne yazarsanız yazın, içerikle ilgilenilmediği şüphesi doğuran, değişmez madde olarak da "futbolu bilmiyorsunuz", "football manager değil bu", vay efendim "kelle-paça peşindesiniz" cümleleri ile karşılaşıyoruz. bkz vermeme gerek yok, yer gök dolu.
kimin futbol bilip bilmediği konusunda ben ahkam kesecek durumda değilim. kesmek istesem muz orta şeklinde keserim de, yakıştıramıyorum kendime.
romen diyojen'in elinde fenerle sokak sokak dolaşması misali, başlık başlık dolaştık, "hangi sistem sayın hoca" diye elimizdeki soruya cevap arıyoruz, mamafih bulamıyoruz. çünkü "futbolu bilmeyen" biz "kelle-paça" tutkunları olarak, bu tür soruları sormaya ve tartışmaya layık değiliz sanırım.
akla hayale sığmayacak ikameler peşinde koştuğumuz bile iddia ediliyor ki, bu kadarı da fazla. evet sakıp özberk'in adamıyım, galatasaray'ın başına getirtebilirsem çok büyük avanta alacağım (ironidir). oldu mu, rahatladı mı herkes? bu mu tutunabildiğiniz savunma hattı ? bu kadar basit mi yani herşey?
futbol bilgisi seviyesi arş-ı ala'da gezen sayın otoritelerden ricamdır. laf kalabalığını bırakıp, iki satır izah etsinler galatasaray'da sezon başından bu yana oturtulmaya çalışılan sistemi, tamam diyeceğim. maçları kelle-paça salonunda izleyen biz cahiller (!) ve football manager kolikler(!) sürüsüne iki satır bilgi versinler de arınalım, paklanalım, pür-i pak olalım.