455
2000’li yıllarda tribünlerde olsa, uefa ve süper kupa’yı ve 2006 yılındaki efsanevi şampiyonluk gibi bazı başarıları muhtemelen göremeyecek olan taraftardır. fatih terim ilk galatasaray teknik direktörlük tecrübesinde, ilk 10 maç sonunda zaten gönderilmiş olurdu. fener’ den evinde fark yiyorsun, var mı ötesi?
bu liberal renkdaşların anlamadığı bir şey var; sen liberalsin diye neden benim takımımın oyuncusunu aşağıya çekiyorsun? var mı bir örnek ıslıklandıktan sonra kendine gelen? bence yoktur, varsa da istisnadır.
protesto oyuncuya yapılmaz, oyuncunun bağlı olduğu otorite/yönetime yapılır. 2005 2006 sezonu başında taraftarlar her maç başı yönetimi ne kadar protesto ettiyse, futbolcusunun arkasında o kadar durdu. gerçekten, şu “futbolcusunu ıslıklayan taraftar” profili o zaman tribünlerde olsa o şampiyonluk gelir miydi? gelmeme ihtimali çok yüksekti. o sezon son maçta bile takımına inanan bir tribün vardı.
şimdi düşünün, o kadrodaki cihan haspolatlı, sabri sarıoğlu, orhan ak vs. şimdiki tribünlerin önünde top oynayabilir miydi? en ufak pas hatasında adamlar doğduğuna pişman edilirdi ki o sabri o sezon son maçta 2 gol atmıştı. belki “ futbolcusunu ıslıklayan taraftar” tribünlerde olsa, sabri son maç kadroya bile alınmayacaktı.
bir tepki verilecekse toplu halde verilir ya da verilmez. “bir kısım ıslıklasın bir kısım ıslıklamasın vs.” çok komik yaklaşım bunlar. düşünsenize koreografi yapıyorsunuz ama bazı taraftarlar “arkadaş ben karton kaldırmak istemiyorum” diyor. haklı mı? evet. hoş mu? değil?
diyeceğim; trübünlerin yekpare olması lazım. öyle” isteyen ıslıklasın, isteyen ıslıklamasın” falan yapmayın böyle şeyler. ayrıca ıslıklama eşiğinin düşük olması takımı ileriye değil geriye götürür.
bu liberal renkdaşların anlamadığı bir şey var; sen liberalsin diye neden benim takımımın oyuncusunu aşağıya çekiyorsun? var mı bir örnek ıslıklandıktan sonra kendine gelen? bence yoktur, varsa da istisnadır.
protesto oyuncuya yapılmaz, oyuncunun bağlı olduğu otorite/yönetime yapılır. 2005 2006 sezonu başında taraftarlar her maç başı yönetimi ne kadar protesto ettiyse, futbolcusunun arkasında o kadar durdu. gerçekten, şu “futbolcusunu ıslıklayan taraftar” profili o zaman tribünlerde olsa o şampiyonluk gelir miydi? gelmeme ihtimali çok yüksekti. o sezon son maçta bile takımına inanan bir tribün vardı.
şimdi düşünün, o kadrodaki cihan haspolatlı, sabri sarıoğlu, orhan ak vs. şimdiki tribünlerin önünde top oynayabilir miydi? en ufak pas hatasında adamlar doğduğuna pişman edilirdi ki o sabri o sezon son maçta 2 gol atmıştı. belki “ futbolcusunu ıslıklayan taraftar” tribünlerde olsa, sabri son maç kadroya bile alınmayacaktı.
bir tepki verilecekse toplu halde verilir ya da verilmez. “bir kısım ıslıklasın bir kısım ıslıklamasın vs.” çok komik yaklaşım bunlar. düşünsenize koreografi yapıyorsunuz ama bazı taraftarlar “arkadaş ben karton kaldırmak istemiyorum” diyor. haklı mı? evet. hoş mu? değil?
diyeceğim; trübünlerin yekpare olması lazım. öyle” isteyen ıslıklasın, isteyen ıslıklamasın” falan yapmayın böyle şeyler. ayrıca ıslıklama eşiğinin düşük olması takımı ileriye değil geriye götürür.