ıslığı seven taraftardır.
futbolcusunu ıslıklayan taraftar, sözlükte ıslıklanır. onlar da tekrar bu ıslıklanma olayını ıslıklarlar. bu böyle sürüp gider.
maç sırasında futbolcu ıslıklamak, sahadaki adamı baskı altına almaktan ve hata yapma ihtimalini arttırmaktan başka bir işe yaramamaktadır bana göre. sonuçta rakip takım oyuncusunu ıslıklama nedenimiz de bu değil mi? ıslıkladıktan sonra ne olması beklenmekte? kötü oynadığının farkına varan futbolcunun, kendi yeteneklerinin ve kapasitesinin üzerine çıkması mı yoksa ben yeterli değilim diyip maçı bırakması mı? bu ikisine de ben pek ihtimal vermiyorum. burada milyonlar kazanan bir oyuncunun moralinden, duygularından bahsetmiyorum yanlış anlaşılmasın. tamamen o andaki baskıdan söz ediyorum.
futbol bir takım oyunudur. gönül isterdi ki kurulan takımımızda bütün bölgelerdeki bütün oyuncularımız önlerindeki adamın performansını aratmasın ama bu şartlarda maalesef bu mümkün değil. futbolcusunu ıslıklamayan taraftarlar da bazı futbolcuların mevcut performansından memnun değillerdir muhakkak. ama tepkiyi bu şekilde koymanın bir işe yaramadığını düşünmekteler.
sezon biter, oyuncudan ne almışız ne alamamışız hesaplanır. artısı eksisini geçiyorsa devam denir. geçmiyorsa karşılıklı olarak orta yol bulunur, geçilir. ama dereyi geçerken at değiştirilmez.
daha önce
ultraslan başlığına yazmıştım. bizim içi geçmiş taraftar grubumuz maalesef tribünde dirliği sağlayamadığı ve geçmişte yaşadıkları aşk acılarını hatırlayıp tribünde kendi hallerine üzüldükleri için olsa gerek, bu türlü protestoların sahaya inmesine engel olamıyorlar. futbolcu top kaptırınca, şutu kaleyi bulmayınca bir homurdanmadır alıyor başını gidiyor. her pozisyonda hadi hadi hadi her hatada ana avrat küfür... çok kırılgan bir tribünümüz var maalesef.
(bkz:
ultraslan/@sererer)