• 452
    çeşit çeşit insanın geldiği 50 bin kişilik stadyumda olabilecek hadisedir.
    doğruluğu yanlışlığı tartışılır, mesela ben hayatım boyunca yapmadım.
    yapan insanları da anlamıyorum ama neden yapıyorsun diyemem çünkü benimle aynı bakmıyor olabilir.
    he ıslıklayarak bir şey düzelmez, sadece olanı daha aşşağı çekersin.
    18 şubat 2016 galatasaray lazio maçında ryan donk epey bir ıslıklanmıştı.
    sonra o donk fatih hoca geldikten sonra yaklaşık 2,5 yıl gayet güzel katkılar verdi.
    yani önümüzde bu tarz çokca örnek de var.
    bunun önüne geçilebilir mi? pek zannetmiyorum.
    futbola ve futbolculara biraz düz bakıyoruz bence ama aslında çok değişken bir durum.
    mesela 1,5 ay önce şöyle büyük kazık böyle büyük kazık denilen icardi için bugün neden arjantin milli takımda yok diye isyan ediyoruz.
    bu kadar kolay değişebilen bir durum için bence tepki koyarken iyi düşünmek gerekiyor.
    sonra bi bakmışız 3 aralık 2022 galatasaray rayo vallecano maçında ıslıklanan berkan sezonun geri kalanında kritik bir adam oluvermiş.
  • 454
    taraftarın hakkıdır. öyle hep destek tam destek romantizmine giremeyeceğim hiç. taraftarın görevi takımı desteklemesidir ve gerekirse yanlış giden bir şeyleri düzeltmesidir. bunun da en iyi yolu ıslık veya protestodur. yönetimi protesto edersin, futbolcuyu protesto edersin, hakemi protesto edersin, federasyonu protesto edersin. gayet normal bir durum.

    her zaman diyorum, hayat, yaşamak bir isyandır diye. doğru gitmeyen bir şeyler varsa hayatında, sadece stadyumda değil, her yerde isyanını edersin. özellikle bir erkek için elzemdir bu. isyan etmek, gerekirse işleyeni yıkmak ve ardından yeni bir şey inşa etmek. evet hayat budur, zordur ve acıdır. şimdi konuya dönelim;

    imparatorun ilk geldiği zamanlardan beridir takımımı takip ediyorum. onca sezon geçmiş aradan. bana göre protesto edilmesi gereken sezonlar;

    2005-2006: evet şampiyon olduk o sezon ama berbat yönetiliyorduk. taraftar da bunun bilincindeydi ve iç sahadaki maçlarda ilk 5 dakika boyunca sessiz kaldı. gördüğüm en asil protestolardan biriydi. o sezonki protesto futbolculara değil yönetimeydi ve taraftar 100% haklıydı.

    2006-2007: alınan en zor şampiyonluğun ertesi sezonu. bir önceki sezonun zafer sarhoşluğu nedeniyle protestolar cılız kaldı. burda da hedef yönetimdi. düşünün, şampiyonlar ligine gidiyoruz, alınan oyuncular: tolga seyhan, carrusca ve inamoto. cidden sabırlı taraftarmış. zaten bu sabrın patladığı nokta sulu derbi oldu. sadece fenerbahçe protesto edilmedi o maçta. rahmetli özhan canaydın yönetimine de ağır bir mesajdı. taraftar yine 100% haklıydı.

    2010-2011: tarihimizin en kötü sezonu. birkaç ekstrem durum haricinde protesto hakkını kullanmadı taraftar. stadyumun değişmesi de etkili oldu elbet buna. ama yönetim ve futbolcuların ağızlarına sıçılsa kimse sesini çıkaramazdı. o derece rezildik.

    2015-2016 ve 2016 2017: benim için bu iki sezon da aynı. yaşlanan, misyonu dolan kadroyu yenilemedi dursun özbek yönetimi. berbat iki sezon geçirdik. derbi kazanamadık. ffp’den ceza aldık, transfer skandalları yaşandı vs. sonuna kadar protesto etmekte haklıydı taraftar. özellikle yönetim özelinde protestolar yapıldı. şu an yaptıkları her şeyiyle tuttuğum yönetim, o sezonlar çok saçmalıklar yaptı. yine de fenerbahçe’nin şampiyon olamayışı ile cılız kaldı protestolar. bazı oyuncular protesto edildi vs.

    2021-2022: buna hiç girmeyeceğim. sezonu imparatorla tamamlamalıydık. burak elmas yönetimi zaten geldiği gibi gitti. imparator özelinde protesto oldu genelde. bir de avrupa’da iyi futbol oynadığımız için pek fazla sesi çıkmadı taraftarın.

    bakın, bu sezonlar harici protesto gereksizdir benim gözümde. hele ki bu sezon herhangi bir oyuncuyu protesto etmek aptallıktır. hele ki bir hazırlık maçında bunu yapmak ciddi zeka geriliği ister. bu sezon herhangi bir oyuncumuza, herhangi bir tepkiyi kaldıramıyorum ben. yakışmıyor taraftara. zaten taraftar profili değişti maalesef. ne istediğini bilmeyen bir drama queen’e evrildi taraftar. kınıyorum ve aptalca buluyorum yapılan hareketi. umarım tekrarı olmaz. umarım en yakın zamanda da berkan’ın gönlü alınır. bu taraftar profili bu takıma yakışmıyor.
  • 455
    2000’li yıllarda tribünlerde olsa, uefa ve süper kupa’yı ve 2006 yılındaki efsanevi şampiyonluk gibi bazı başarıları muhtemelen göremeyecek olan taraftardır. fatih terim ilk galatasaray teknik direktörlük tecrübesinde, ilk 10 maç sonunda zaten gönderilmiş olurdu. fener’ den evinde fark yiyorsun, var mı ötesi?

    bu liberal renkdaşların anlamadığı bir şey var; sen liberalsin diye neden benim takımımın oyuncusunu aşağıya çekiyorsun? var mı bir örnek ıslıklandıktan sonra kendine gelen? bence yoktur, varsa da istisnadır.

    protesto oyuncuya yapılmaz, oyuncunun bağlı olduğu otorite/yönetime yapılır. 2005 2006 sezonu başında taraftarlar her maç başı yönetimi ne kadar protesto ettiyse, futbolcusunun arkasında o kadar durdu. gerçekten, şu “futbolcusunu ıslıklayan taraftar” profili o zaman tribünlerde olsa o şampiyonluk gelir miydi? gelmeme ihtimali çok yüksekti. o sezon son maçta bile takımına inanan bir tribün vardı.

    şimdi düşünün, o kadrodaki cihan haspolatlı, sabri sarıoğlu, orhan ak vs. şimdiki tribünlerin önünde top oynayabilir miydi? en ufak pas hatasında adamlar doğduğuna pişman edilirdi ki o sabri o sezon son maçta 2 gol atmıştı. belki “ futbolcusunu ıslıklayan taraftar” tribünlerde olsa, sabri son maç kadroya bile alınmayacaktı.

    bir tepki verilecekse toplu halde verilir ya da verilmez. “bir kısım ıslıklasın bir kısım ıslıklamasın vs.” çok komik yaklaşım bunlar. düşünsenize koreografi yapıyorsunuz ama bazı taraftarlar “arkadaş ben karton kaldırmak istemiyorum” diyor. haklı mı? evet. hoş mu? değil?

    diyeceğim; trübünlerin yekpare olması lazım. öyle” isteyen ıslıklasın, isteyen ıslıklamasın” falan yapmayın böyle şeyler. ayrıca ıslıklama eşiğinin düşük olması takımı ileriye değil geriye götürür.
  • 456
    sorumsuzluk yada terbiyesizlik yapan futbolcuyu taraftar ıslıklayabilir. bu doğal bir tepki. ama mesela berkan kutlu böyle bir futbolcu mudur? dışarıdan samimi ve gayretli görünüyor. ıslıklanmaya sebep kusuru ise yetersizliği. çocuk sahada bir şeyler göstermek istiyor ama beceremiyor. bu sebepten adam ıslıklanır mı? bu adam tembel değil, ahlaksız değil, çirkef değil, bu takıma birilerinin torpiliyle de gelmedi. sadece yetenekleri kısıtlı.
    kaldı ki berkan, geçen senenin başlarında ve özellikle avrupa kupası maçlarında gayet iyi performanslar da gösterdi. milli takıma seçildi. sonra takımla birlikte düşüşe geçti ve mental olarak bu düşüşü kaldıramadığı için geriye gitti. biraz desteklense, biraz güven aşılansa belki uzun yıllar katkı verecek takıma.
    sofiane feghouli tam beş sene en yüksek maaşı aldı bu takımda. toplasan adam gibi yirmi maçı ya vardır ya yoktur. berkanın ıslıklandığı yerde feghouli için taraftarın elinde sopayla sahaya inmesi gerekirdi. berkanı ıslıklayanlar feghouliye ne kadar tepki gösterdi acaba?
  • 457
    doğru yapıp yapmadığı tartışılabilecek taraftardır. bence de yeri geldiğinde yapılabilir.

    ancak son iki maçında bjk'yi yenip aynı puandaki başakşehir'e deplasmanda 7 atmış, zorlu bir fikstürden 2 puan geride 2. çıkmış takımın son girdiği maçlarda da gayet iyi oynayan oyuncusunu bir hazırlık maçında ıslıklamak nerden baksan saçmadır.

    bakın ıslıklayamazsın, ıslıklayanları çarmıha gerelim demiyorum. istersen ıslıkla. ama sen bunu yaparak iyi bir hava yakalamış takımının tadını gereksiz yere kaçırıyorsun. takımdaki diğer oyuncuları da gereksiz yere strese sokuyorsun. buna gerek var mı diye sor kendine. sor yine ıslıkla gerekirse. kimse bu hakkını elinden almıyor.
  • 458
    ıslıkladığı oyuncunun yerine koyabileceği daha iyi bir adayı yoksa ıslıklayan taraftarın, susup maçını izlemesi kulübü adına çok daha iyi olacaktır.

    türk oyuncu oynatmak zorundasın ve türkiye'de kaliteli diyebileceğimiz türk futbolcu sayısı çok az. az biraz oynayanına şu ortamda 8-10 milyon euro fiyat biçer anadolu kulüpleri. elinde türkiye ortalamasının üstünde diyebileceğin türk oyuncuların var ve bunları bonservis ödeyerek takıma kattın. sen şimdi sikindirik bir hazırlık maçında gidip yatırım yapıp takıma kattığın ve mücadelesinden de şüphe duymadığın adamı ıslıklarsan sana her şey müstehak derim.

    sen her ıslıkladığında ıslıkladığın adamın psikolojisi bozulacak. daha çok hata yapacak. baskı altında hissedecek. halbuki destek olsan, özgüvenini arttırsan çok daha iyi yönde gelişebilir.

    ama sen tüm bunlara rağmen benim protesto etme hakkım var, en büyük devrimci benim diyerek sol elin yukarda, sağ elin ıslık çalmak için ağzında sahadaki futbolculara hücum edersen bundan galatasaray'ın pek bir kazancı olmuyor.

    yaşınız ilerledikçe sizin bile bu oyuncu ıslıklamak gibi dünyayı kendi anlamına zorlamaya çalışan bu tarz romantik atılganlıkları yüreğinizin gençliğinden gelen toy aşırılıklar olarak görmeye başlayacağınızı da biliyorum.
  • 461
    okan kocuk'u isliklayarak yine yeni ve yeniden ne denli zararli bir kitle oldugunu kanitlamislardir.

    fatih terim uzun bir sure bunlardan sikayet etmisti. simdi de okan buruk bu cahilce tepkiyi anlamlandiramadigini mac sonunda kibarca anlatmaya calismistir.

    ya hadi kritik macta isliklanma olayini falan da geciyorum ve bu kitlenin seviyesine kadar inerek bari hazirlik macinda bu kadar kindar olmayin diyorum.

    hazirlik maci ya bu. hazirlik macinda kazanan kaybeden onemli degildir. oyuncular mac ritmini kaybetmesin diye, az oynayan oyuncular da ekibin bir parcasi oldugunu hissetsin diye oynaniyor bu maclar. bu adami islikladin da ne oldu? ne kazandin? ne kazandirdin bu adama? mac mi satti bu adam? bilerek mi yedi o golleri bre cahil, bre akil ve izandan uzak birey.

    su takimi, su camiayi rahat birakin artik. sülük gibi yapistiniz be. ne kimseye rahat veriyorsunuz, ne kimseye moral veriyorsunuz.

    mactan sonra ne yapiyorsan yap. git adamla ne derdin varsa coz. macin icinde birak adam isini yapsin ya.

    120 yillik koca cinar, bir avuc empati yoksunu ergenin elinde oyuncak oluyor.

    dun berkan, bugun okan, yarin da bugun yere goge sigdirilamayan baran aksaka. sonra mertens, icardi, mata...

    hepsi isliklanacak.

    sezon basindan beri ne kerem'in sabotajciligi kaldi, ne yunus'un kadro sizdirmalari, ne icardi'nin ozel hayati kaldi, ne oliveira'nin tatile gitmesi kaldi, ne yusuf demir'in gamsizligi kaldi, ne okan buruk'un hoca bile olmamasi..

    herkes berbat, siz supersiniz.

    bir de kendilerine yangin tayfa diye isim koymuslar, onlar olmasaymis galatasaray o kadar sampiyonlugu alamayip vasata alisan bir camia olurmus.

    siz kac yasindasiniz? galatasaray kac yasinda?

    sizin hayatinizda asla ulasamayacaginiz kaliteye ve itibara galatasaray daha spor kulubu olmadan 1481 yilinda ulasmisti.

    vasatmis, hadi oradan ya.
  • 462
    buyuk cogunlugu 2000 ve sonrasi dogumlu olup, sozlukte de buyuk oranda 6.nesil ve sonrasi tarafindan temsil edilen kitledir. o kadar doyumsuzlardir ki ellerinde sosyal medyaya bakarken bir yandan takimin her mac kazanmasini ve hic bir futbolcunun kotu oynamasina tahammul edemezler.

    bu zihniyetteki taraftar ile bu takimin basarili olmasi ne yazik ki mumkun degildir.
  • 463
    kime yapılırsa yapılsın karşı olduğum olay. sahada senin takımın için oynayan, ter döken oyuncuna en kötü gününde dahi destek vereceksin. destek vereceksin ki en iyi gününde övünebilesin, başarısından mutlu olabilesin.

    oyuncunu takıma kazandıracaksın, destek olacaksın köstek değil. şu stada gidip küstürmeyin çocukları artık. insan, oyuncu kazanın.

    insan kaybetmek kolay, kazanmak olay.

    (bkz: 6 aralık 2022 galatasaray villarreal maçı)
  • 467
    tuttuğu takımı umursayan taraftardır. seyirci olsaydı umursamazdı.

    tribünde umursamayan insanlar görmek isteyip, sonra stadımızdaki atmosferden şikayet etmek tutarsız bir düşüncedir. *

    ek: yaptığı eylemin doğru veya yanlış olduğu hakkında fikir belirtmediğim, umur düzeyini sorgulamanın abes olduğunu anlatmaya çalıştığım taraftar profilidir kendisi efendim. ofsaytlayan arkadaşlara entry'mi bağlam dahilinde tekrar okumalarını tavsiye ederim.
  • 468
    taraftar ya da seyirci farketmez haklilik payi olan kisidir. endustrilesmis bir show business ortaya konuyor. para verip maca eglenmeye giden bir profil sonucta. para verip forma aliyor, lisansli urun aliyor. para veriyor yayinci kurulusa abone oluyor. sonuc itibariyle alinteriyle kazanmis oldugu kazancindan bir miktar fedakarlik yapiyor.
    iktisatta bunu fırsat maliyeti ile aciklayabiliriz. maca ve lisansli urunlere vereceği parayla guzel bir yerde yemek yiyebilir, ya da 1 yil boyunca kombinesine, ekstra urunlere vs verdigi parayla birkac gun guzel bir tatil yapabilir. sonucta urun aliniyor. kusura bakmayin ama tuttugun takimlar artik birer sirket! futbolcular da birer calisan. 80lerde hatta 90larin baslarina kadar taraftarlikti, ama su anda seyirciligi gectim artik birer musterisiniz! evet musteri. baska birsey degil. cok taraftarsan buyur git kulubun kapisindan iceri gir ben baskanla gorusmek istiyorum de. bak bakalim seni içeri aliyorlar mi? ama bu endustrilesme olmadan once mumkundu!

    neyse sonucta endustrilesmis bir futbol mevcut durumda.
    futbolcular ya da bu isi profesyonelce yapip para kazanan kisiler de bi zahmet bu tur hareketlerin normal oldugunu anlasin. gösteri isinde nasil alkişlar varsa yuhalama ve isliklama da vardir. bazilari dua etsin futbolda sahneye domates atilmiyor.

    baska bir acidan bakalim. vatandas geliyor mesela sozlukte futbolcunun birini yerden yere vuruyor, vasat alti diyor, çöp diyor, gömüyor, takima layik degil diyor; hakaret etmiyor ama hakaret etseydi daha iyiydi dedirtiyor, bu normal ama tribunde isliklamak tü kaka. ne kadar oksimoron degil mi?

    ekleme: ben müşteriyim birader. ortaya sunulan bir ürün var. parasını verip hizmetin karşılığını istiyorum. isliklarim. ha ama kufur etmem. hakaret etmem. gidip bir fenerliye ya da cimnastikliye de hakaret etmem. ilkel hareketler sergilemem. ama isliklamayi tü kaka bulan adamlar agiz dolusu galiz kufurlerle baskalarinin degerlerini asagiliyor. hadi abicim hadi. büyüyün biraz. adam gelmis zorla mi diyor. sana ne arkadasim para benim, ürün ortada. istedigimi alirim, istedigimi almam. sana mi soralim onu da!

    edit: ekleme
  • 470
    kendince haklı sebepleri olan taraftar grubudur.

    öncelikle bir oyuncumuzun mücadele etmemesinden emin olmadığım sürece ıslıklamam. takım iyidir, kötüdür bilmem ama dediğim gibi çok ekstrem olaylar olmadığı sürece içimde yaşarım o kaosu. içindeki kaosu dışa yansıtan adama da saygı duyarım ve anlamaya çalışırım. futbolcuyu ıslıklayan taraftara gösterilen tepkilerde de genelde büyük bir çelişki görürüm. şöyle ki;

    emre akbaba'yı çok severim ama şanssızlıklar peşini bırakmadığı için takımımızda başarılı olamadı. bizde geçirdiği 3 yıl boyunca toplamda 3900 dakika forma giyebilmiş. bu da sadece 43 maça tekabül ediyor. bu oyuncuyu ıslıklayan taraftara genelde şu cümleler kuruluyordu: "biraz insaflı olun ya, adam bizim için sakatlandı."
    bugün emre akbaba aramıza gelse cimbombomun çocuğu emre akbaba tezahüratları eşliğinde oradan oraya zıplarız. peki aynı şeyi aydın yılmaz için yapar mıyız? sonuçta bir maçta onun da ayağı çok feci bir şekilde kırılmamış mıydı? işte bu noktada, emre akbaba için demogoji yapan taraftarlarımızın birçoğu aydın yılmaz'ı hiç sevmiyor. takımımızda forma giyseydi, çıktığı ilk maçta yapacağı ilk top kaybında, o taraftarlarımız tarafından ıslıklanacağından adım gibi eminim.

    selçuk inan tam 9 yıl boyunca formamızı terletti. ilk 2 sezonu dışında gözle görülür hiçbir şey yapmadı. hatta maç sırasında formasını çıkarıp attığı bile olmuştu. bazı taraftarlarımız onu ıslıklarken, birçok taraftarımız halen daha onu bağrına basıyor. bağrına basmalarının nedenini de şöyle açıklıyorlar: "eğer selçuk inan olmasaydı, 2011-2012 sezonu şampiyonu olmazdık." veya "selçuk inan galatasaray'a imza atarak türk futbolunun seyrini değiştirdi." falan da filan.

    evet haklılar! 2011-2012 sezonunda olağanüstü bir performans göstermişti ama işte 7-8 yıl boyunca da yan gelip yatmadı mı? madem kötü olanı bir kenara bırakıp, iyi olan taraflara yöneliyoruz; e o zaman neden mbaye diagne'yi eleştiriyoruz? sonuçta o da çaykur rizespor maçının son dakikasında attığı golle bize şampiyonluk kapısını aralamadı mı? ya da yine bir aydın yılmaz örneği vereyim. onun konyaspor'a attığı gol olmasaydı, 2006 yılının şampiyonu olabilir miydik? çıktığı birçok maçta ıslıklanan belhanda olmasaydı, 2 sezon üst üste şampiyon olabilir miydik? yüzde 1 milyon eminim ki, selçuk inan'a alkış tutanlar ve ona yapılan ıslığa tepki gösterenler, diagne-aydın-belhanda üçlüsünden en az birini deli gibi ıslıklamıştır.

    falcao bize geldiğinde çok sevindik ama herif sürekli sakattı. çıktığı maçlarda skora katkı yapıyordu ama dediğim gibi maçlara çıkması zordu! diğer bir deyişle, o da yan gelip yattı diyebiliriz. ama her ne hikmetse bir kere bile ıslıklandığını görmedim. hatta bırakın ıslığı, 3-4 gün önce yaptığımız hazırlık maçında tribüne çağırıldı ve üçlü çektirildi. peki umut bulut gelse aynı şey yapılabilir miydi? yahu adam sargılı, kırık bir burun ve deli gibi şişmiş gözlerle bile maçı bırakmayan ama kıçı kırık bir maçta boş kaleye gol kaçırdı diye ana avrat düz gidilip ıslıklanan bir oyuncu! yüzde 1 milyon eminim ki, falcao'ya alkış tutanlar veya bugün entel takılıp ıslığa tepki gösterenler, zamanında umut bulut'u deli gibi ıslıklamıştır!

    berkan'ı çok severim. kapasitesi doğrultusunda elinden geleni yapar ama maalesef ki halen daha yetersizdir. hazırlık maçında kendisine gösterilen tepkiyi yanlış buluyorum fakat kendisini geliştiremediği için de kızdığımı söylemeliyim. o maçta berkan'ı ıslıklayanlara " hazırlık maçında oyuncu mu ıslıklanır?" tarzı söylemlerle bir güzel giydirdiler. sonuna kadar haklılar ama zamanında sabri'yi yolda bile eleştirip küfredenler olmuştu. halen daha ortalarıyla alay edilir. yüzde 1 milyon eminim ki, berkan'ı ıslıklayanlara tepki gösterenlerin birçoğu, zamanında sabri'yi yerle bir etmişlerdir!

    zamanında mancini'yi ıslıklayanlar olmuştu. mancini'ye karşı yapılan bu ıslığı bastıran bazı taraftalarımız ise galatasaray'ın iyiliği için bunların yapılmamasını söylemişlerdi. çok çok haklılardı ama işte aynı kişiler hamza hamzaoğlu'nu sırf 1-2 transfer için itin bir yerine soktu. adam bizi şampiyon yaptı ama ertesi sezon giderken denge dengeoğlu diye alay edilerek gönderilmişti. fenerbahçe'nin 9 puan arkasında 2. bitirdiğimiz sezondan sonra giden mancini ise herkesin prensi oldu. galatasaray'ın iyiliği için teknik direktörün ıslıklanmamasını söyleyenlerin alayı, yüzde 1 milyon eminim ki hamza hamzaoğlu'na deli gibi giydirip ıslıklamıştır.

    şunu anlatmaya çalışıyorum:

    aynı sonuçlar karşısında çelişkili davranıyoruz. yani atıyorum ben sabri'yi yetersiz diye ıslıklayabilirim ama bir başkası tıpkı sabri gibi yetersiz birisini ıslıklaymaz çünkü galatasaray'ın iyiliği bla bla.

    halbuki mancini avrupa'da bize çok büyük zaferler yaşattığı için alkışlanmalı. hamza hamzaoğlu bizi şampiyon yaptığı için alkışlanmalı. selçuk inan frikik golleriyle bizi şampiyon yaptığı için alkışlanmalı. aydın yılmaz bizi şampiyonluğa götüren golü attığı için alkışlanmalı. emre akbaba pes etmediği için alkışlanmalı. sabri meydan okuduğu için alkışlanmalı. falcao penaltı attı diye alkışlanmalı. belhanda mücadele ediyor diye alkışlanmalı...

    iyi yönden baktığım zaman herkesi alkışlayabiliyorum. hatta tarık çamdal'ı bile alkışlarım çünkü sneijder'in fenerbahçe'ye attığı 2. golden önce topu kapan isimdi!

    her futbolcunun iyi yönlerine odaklanıp melek edasıyla maçlara gidiyorsan helal olsun ama yukarıdaki "alkış" konulu metinde, bir oyuncuyu bile ıslıklayıp tepki göstermişsen, x birisinin, x futbolcuya göstermiş olduğu tepkiyi de normal karşılamalısın! ayrıca falcao'yu veya o kalibrede bir ismi ıslıklamaya maçan yetmeyip, falcao'dan çok daha fazla katkı sağlamış umut bulut'u da ıslıklama bir zahmet olur mu?

    daha önce de oyuncuları ekstrem durumlar olmadığı sürece ıslıklamayacağımı söylemiştim. ama ıslıklayanlara da bazen hak verdiğim oldu. her şeyden önce asgari ücretle çalışan ve yılda yaklaşık 70 bin tl kazanan renktaşlarımın, yılda en az 6-7 milyon tl kazanan x bir futbolcuyu ıslıklamasını çok görmeyin. futbolcuları da ilahi bir güç olarak görmeyi bırakıp, işini yapıp yapmadığına göre değerlendirirsek çok daha net görürüz bazı şeyleri. bunun yolu tabi ki de ıslık değil ama ıslıklayanları da topa tutmak, en az ıslıklamak kadar yanlış. en nihayetinde futbolcuyu dövmüyor ya? aman şunu eleştirmeyelim, aman şunu ıslıklamayalım, aman şunu ıslıklayanları taşlayalım, aman futbolcunun psikolojisi falan dersek, birçok futbolcuyu sırtımıza alır ve sonucunda kamburlaşan biz oluruz haberiniz olsun.

    son olarak, galatasaray'ın iyiliği için tarık çamdal'ı ıslıklamayan bir babayiğit çıksın, ona tüm galatasaray formalarımı vereceğim. umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.
  • 471
    bunun ne kadar manasız bir eylem olduğunu fazla açıklamaya gerek yok. galatasaray futbol takımına zarar vermekten başka bir şeye yaramaz. neyse bunu geçelim, başka bir şey demek istiyorum.

    ıslıklamak mı istiyorsunuz? yuhlamak mı istiyorsunuz? buyrun, paşa gönlünüz bilir; ama sonra gelip de vay efendim belhanda bize küfür etti diye ağlamayacaksın. sen futbolcuyu pas hatası yapıyor diye yuhlarsan o da gelir senin halini hatrını sorar. gayet doğaldır.

    bu vesileyle tekrar hatırlatmak isterim ki; belhanda galatasaray taraftarına küfür etmemiştir. belhanda kendisini yuhlayanlara küfür etmiştir, o zaman da yazmıştım, çok da iyi etmiştir. az bile etmiştir. yuhlarken güzel, adam karşılık verince auuuwwww. yok öyle.
  • 472
    bizi rakip takım taraftarlarından ayıran en önemli özelliklerden biri bu ve buna benzer ergen hareketler yapmamaktı. fakat bugün geldiğimiz noktada bırakın kritik bir maçı, hazırlık maçında bile kendi futbolcumuzu ıslıklar hale gelmişiz.
    bu futbolcular bizden gittiklerinde yıldız olurken bizde kötü performans sergilemelerinde iğneyi de kendimize batırmamız gerekiyor
    son yıllarda taraftar kitlemiz epey bir erezyona uğradı. görünen o ki daha da kötü bir hal alacakmış gibi duruyor.
  • 473
    para verip forma aliyor ve maca gidiyor diye isliklamayi kendine hak goren insanlara sadece, sizi zorla mi maca goturuyor bu kulup diye sormak istiyorum.

    galatasaray spor kulubu size "lutfen maca gelin,lutfen lisansli urun alin ve sonra istediginizi yapin" mi diyor?

    galatasaray taraftarini maca cagiriyor, lisansli urun al diyor ama gel futbolcumu islikla bu senin hakkin demiyor.

    bu kibire bir son mu verilse artik? cunku galatasaraylilik cok onemli bir olgudur topluluk olarak. fakat birey olarak herkesin yerine daha iyi destekleyecek birileri bulunur.

    bu lafim kendisini kurumlarin uzerinde goren ve bunun farkinda bile olmayan insanlara.

    sen gitmezsen baskasi gider hic merak etme. bugune kadar galatasaray hic yalniz kalmadi, bundan sonra da kalmaz.
  • 474
    ıslığı seven taraftardır. futbolcusunu ıslıklayan taraftar, sözlükte ıslıklanır. onlar da tekrar bu ıslıklanma olayını ıslıklarlar. bu böyle sürüp gider.

    maç sırasında futbolcu ıslıklamak, sahadaki adamı baskı altına almaktan ve hata yapma ihtimalini arttırmaktan başka bir işe yaramamaktadır bana göre. sonuçta rakip takım oyuncusunu ıslıklama nedenimiz de bu değil mi? ıslıkladıktan sonra ne olması beklenmekte? kötü oynadığının farkına varan futbolcunun, kendi yeteneklerinin ve kapasitesinin üzerine çıkması mı yoksa ben yeterli değilim diyip maçı bırakması mı? bu ikisine de ben pek ihtimal vermiyorum. burada milyonlar kazanan bir oyuncunun moralinden, duygularından bahsetmiyorum yanlış anlaşılmasın. tamamen o andaki baskıdan söz ediyorum.

    futbol bir takım oyunudur. gönül isterdi ki kurulan takımımızda bütün bölgelerdeki bütün oyuncularımız önlerindeki adamın performansını aratmasın ama bu şartlarda maalesef bu mümkün değil. futbolcusunu ıslıklamayan taraftarlar da bazı futbolcuların mevcut performansından memnun değillerdir muhakkak. ama tepkiyi bu şekilde koymanın bir işe yaramadığını düşünmekteler.

    sezon biter, oyuncudan ne almışız ne alamamışız hesaplanır. artısı eksisini geçiyorsa devam denir. geçmiyorsa karşılıklı olarak orta yol bulunur, geçilir. ama dereyi geçerken at değiştirilmez.

    daha önce ultraslan başlığına yazmıştım. bizim içi geçmiş taraftar grubumuz maalesef tribünde dirliği sağlayamadığı ve geçmişte yaşadıkları aşk acılarını hatırlayıp tribünde kendi hallerine üzüldükleri için olsa gerek, bu türlü protestoların sahaya inmesine engel olamıyorlar. futbolcu top kaptırınca, şutu kaleyi bulmayınca bir homurdanmadır alıyor başını gidiyor. her pozisyonda hadi hadi hadi her hatada ana avrat küfür... çok kırılgan bir tribünümüz var maalesef.

    (bkz: ultraslan/@sererer)
App Store'dan indirin Google Play'den alın