31938
2022-2023 sezonu galatasaray futbol takımını oluşturmaya yönelik geçtiğimiz yaz teknik heyetin isteği ve planlaması doğrultusunda erden timur'un liderliğinde yürütülen transfer politikasında iki futbolcunun transferi benim için hayati derece önemliydi; birincisi abdülkerim bardakcı, ikincisi lucas torreira. diğer yapılan her transferin ve kadroda bulunan futbolcunun futbol piyasasında bir ikamesinin bulunduğunu ancak bu iki futbolcunun mevcut kadroda ve futbol takımı planlamasında çok önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyorum.
8+3 kuralı mevcut iken kaleciden ve dört defans oyuncusundan oluşan beş kişilik savunma grubunun tamamını yabancı futbolculardan oluşturmak bana göre intihar. yabancı sınırlaması varken bu yönde bir planlama, sezona ve kupalara en baştan elveda demek. hoş; bana kalsa yabancı futbolcu kuralı tamamen serbest olsa da kaleci dahil savunma grubunu oluşturan 5 oyuncunun tamamını yabancı futbolculardan kurmam. necati ateş'in geçtiğimiz ağustos ayında sarf ettiği "galatasaray yerli oyuncu hakkını yunus-e.akbaba-kerem üçlüsüyle hücum hattında kullanmalı" cümlesine bu yüzden çok sinirlenmiştim. bu cümle, 2021-2022 sezonunundan necati'nin hiçbir ders almadığının göstergesi. galatasaray gibi şampiyonluk yarışı içerisindeki rakiplerinden farklı olarak 8 yabancı hakkından 1'ini kaleciden yana kullanan bir takımın defans hattına mutlaka 1, eğer mümkünse 2 türk futbolcu sokması şart. geçen sene de bu şarttı. kalecini yabancı, sağbekini yabancı, stoper ikilini yabancı, solbekini yabancı yaparsan; sağ kanatta yunus'un keyfinin gelmesine, ikinci forvet olarak da emre akbaba'nın 4 sene önceki performansına dönmesini ummaya mahkum olursun. bunlar olmaz ve o sezonu en iyi senaryoda 5. kapatırsın. alim olmaya gerek yok. defans hattımızı türkleştirmek açısından (çağlar söyüncü gelmeyeceğine göre), geçtiğimiz sezonu 3. sırada bitiren konyaspor'un sol stoperini transfer etmek çok kritikti. başka türk stoperler yok mu, var elbette. ama tayyip talha, samet veya cenk ile olacak iş değildi. çünkü bir hattı türkleştirirken aynı zamanda kaliteden de ödün vermemek gerekiyor. biz bunu stoper transferinde iyi yaptık ve en azından bir türk oyuncu dörtlü defans hattımızın içine girmiş oldu. "defans hattına mutlaka 1, eğer mümkünse 2 türk girmeli" cümlemdeki mümkünse kısmını mümkün hale getiren de kazımcan karataş oldu. emre taşdemir'e güvenmiyorum ama kazımcan'ın fiziği, koşusu ve ortaları "ben bek oyuncusuyum" diye bağırıyor. ideal 11'de defansın sol hattını, yani sol stoperi ve sol beki, kesin anlamda güvenip bu iki futbolcuya emanet edebilirsek; yabancı futbolcu sınırlamasında elimiz çok rahatlar. bu noktada abdülkerim'in ve kazımcan'ın formu çok önemli. taraftarın onlara duyacağı güven de. bizim sol bekte artık van aanholt'a ihtiyacımız yok (bence hiçbir zaman yoktu). sağ kanatta da yunus'u değil rashica'yı izlemek istiyorsak ve yunus'tan çok çalışıp formayı almasını bekliyorsak; bunu tek yolu dörtlü defans hattını türkleştirmek. kaliteden ödün vermeden, net, garanti oyuncularla bunu yapmak. bence bunu başarmaya da (sakatlık, formsuzluk vs. yaşanmazsa) çok yakınız.
gelelim torreira'ya. icardi, mertens, oliveira, mata vs. bunların hepsi büyük oyuncular. iyi transferler. bir çoğu galatasaray için doğru seçim. ama galatasaray bu transferleri yaptığı maddi şartlarda daha farklı iyi oyuncuları getirip, onlardan da iyi verim alabilirdi. mertens iyi bir oyuncu ama biz başka bir iyi oyuncu da bulabilirdik ikinci forvet pozisyonuna örneğin. icardi olağanüstü bir santrafor, türkiye'ye gelmesini normal şartlarda hayal bile edemeyeceğimiz biri ama onun türkiye'de ulaşacağı gol ve asist sayısına ulaşabilecek başka bir forveti bonservisiyle bulabilirdi galatasaray (icardi kiralık). ama lucas torreira; icardi, mertens, oliveira dahil olmak üzere diğer bütün yabancı transferlerimizden farklı bir oyuncu. yaşıyla, kariyeriyle, bonsverisiyle, imzalanan sözleşmenin süresi ve yıllık ücretiyle ve son olarak oynadığı bölgenin önemiyle bizim en doğru ve tek alternatifsiz transferimiz torreira'dır. 2011'de 28 yaşında felipe melo'yu getirmekle, hemen hemen eşdeğer bir transferdir (melo gözümde bir tık önde). melo gibi bir adamın varsa, o adamla geçirdiğin 4 sezonda en kötü en çalkantılı senaryoda dahi ligi en kötü 2. sırada bitirirsin. 6.lık(2016), 8.lik(2011) ve 13.lük(2022) gibi rezaletler yaşamazsın. bu rezaletler jose rodriguez, mustafa sarp ve taylan antalyalı gibi oyuncularla yaşanır. melo gibilerle yaşanmaz. bugün de elimizdeki "melo gibi" oyuncusu lucas torreira'dan başkası değil. iyi bir savunma hattının önüne, bu tarz bir oynadığı bölgeyi karartabilen önlibero koyarsan, ligte en azından 2.liği garanti altına alırsın. o noktadan sonra artık şampiyonluğu kazanmayı hücum hattının gol üretkenliği/becerisi belirler ki; o konuda da dünya kupası arasına girmeden önce van aanholt'u kadro dışına çıkartarak sol beki türk yapıp, rashica'yı sağ kanada yazmamızla beraber anında sonuç veren çok olumlu bir adım attık. aanholt'un beğeneni çok; onu yedek kulübesine dahi almayıp o bölgede bir türk oyuncuya güvenip sahaya koymak her teknik direktörün yapabileceği bir iş değil. domenec torrent asla yapmazdı örneğin, garantici davranırdı. başka bir yabancı teknik direktör de yap(a)mayabilirdi. ama hücumdaki kısırlığımız yıkıp geçen rashica'yı kullanabilmek için de bundan başka çare yoktu. bu riski alan, bu kumarı oynayan okan hoca takdiri hak ediyor.
galatasaray futbol takımı için işlerin yolunda gittiğini düşünüyorum özetle. özellikle de son 3-4 haftada saha içine yapılan 1-2 dokunuşun (van aanholt ve yunus dışarı; kazımcan ve rashica içeri) çok olumlu sonuçlar verdiğine ve bundan sonra da vermeye devam edeceğine inanıyorum. yeterki formsuzluk, sakatlık ve saçma sapan kart cezaları olmasın. takım, üzerindeki ölü toprağını bu hamlelerle attı ve saha içerisinde tabiri caizse akmaya başladı. dünya kupası dönüşünde olağanüstü bir şey yaşanmazsa, ocak ayında fenerbahçe'yi geçip liderliği alabileceğimizi düşünüyorum. alırsak da bir daha geri vermeyiz. ara transfer dönemine dair ise fikrim sabit; yerli futbolcu (daha açığı türk statüstünde oynayabilen futbolcu) transfer etmeliyiz. 1 veya 2 tane. yabancı futbolcu transferine ise gerek yok. bir takım gelir, nelsson'un fesih maddesini işletir ve kadrosuna katarsa, o zaman yabancı bir lider stoper ve yabancı bir alternatif forvet düşünülebilir. ama bu senaryo gerçekleşmezse, yabancı transferine ihtiyacı yok takımın.
8+3 kuralı mevcut iken kaleciden ve dört defans oyuncusundan oluşan beş kişilik savunma grubunun tamamını yabancı futbolculardan oluşturmak bana göre intihar. yabancı sınırlaması varken bu yönde bir planlama, sezona ve kupalara en baştan elveda demek. hoş; bana kalsa yabancı futbolcu kuralı tamamen serbest olsa da kaleci dahil savunma grubunu oluşturan 5 oyuncunun tamamını yabancı futbolculardan kurmam. necati ateş'in geçtiğimiz ağustos ayında sarf ettiği "galatasaray yerli oyuncu hakkını yunus-e.akbaba-kerem üçlüsüyle hücum hattında kullanmalı" cümlesine bu yüzden çok sinirlenmiştim. bu cümle, 2021-2022 sezonunundan necati'nin hiçbir ders almadığının göstergesi. galatasaray gibi şampiyonluk yarışı içerisindeki rakiplerinden farklı olarak 8 yabancı hakkından 1'ini kaleciden yana kullanan bir takımın defans hattına mutlaka 1, eğer mümkünse 2 türk futbolcu sokması şart. geçen sene de bu şarttı. kalecini yabancı, sağbekini yabancı, stoper ikilini yabancı, solbekini yabancı yaparsan; sağ kanatta yunus'un keyfinin gelmesine, ikinci forvet olarak da emre akbaba'nın 4 sene önceki performansına dönmesini ummaya mahkum olursun. bunlar olmaz ve o sezonu en iyi senaryoda 5. kapatırsın. alim olmaya gerek yok. defans hattımızı türkleştirmek açısından (çağlar söyüncü gelmeyeceğine göre), geçtiğimiz sezonu 3. sırada bitiren konyaspor'un sol stoperini transfer etmek çok kritikti. başka türk stoperler yok mu, var elbette. ama tayyip talha, samet veya cenk ile olacak iş değildi. çünkü bir hattı türkleştirirken aynı zamanda kaliteden de ödün vermemek gerekiyor. biz bunu stoper transferinde iyi yaptık ve en azından bir türk oyuncu dörtlü defans hattımızın içine girmiş oldu. "defans hattına mutlaka 1, eğer mümkünse 2 türk girmeli" cümlemdeki mümkünse kısmını mümkün hale getiren de kazımcan karataş oldu. emre taşdemir'e güvenmiyorum ama kazımcan'ın fiziği, koşusu ve ortaları "ben bek oyuncusuyum" diye bağırıyor. ideal 11'de defansın sol hattını, yani sol stoperi ve sol beki, kesin anlamda güvenip bu iki futbolcuya emanet edebilirsek; yabancı futbolcu sınırlamasında elimiz çok rahatlar. bu noktada abdülkerim'in ve kazımcan'ın formu çok önemli. taraftarın onlara duyacağı güven de. bizim sol bekte artık van aanholt'a ihtiyacımız yok (bence hiçbir zaman yoktu). sağ kanatta da yunus'u değil rashica'yı izlemek istiyorsak ve yunus'tan çok çalışıp formayı almasını bekliyorsak; bunu tek yolu dörtlü defans hattını türkleştirmek. kaliteden ödün vermeden, net, garanti oyuncularla bunu yapmak. bence bunu başarmaya da (sakatlık, formsuzluk vs. yaşanmazsa) çok yakınız.
gelelim torreira'ya. icardi, mertens, oliveira, mata vs. bunların hepsi büyük oyuncular. iyi transferler. bir çoğu galatasaray için doğru seçim. ama galatasaray bu transferleri yaptığı maddi şartlarda daha farklı iyi oyuncuları getirip, onlardan da iyi verim alabilirdi. mertens iyi bir oyuncu ama biz başka bir iyi oyuncu da bulabilirdik ikinci forvet pozisyonuna örneğin. icardi olağanüstü bir santrafor, türkiye'ye gelmesini normal şartlarda hayal bile edemeyeceğimiz biri ama onun türkiye'de ulaşacağı gol ve asist sayısına ulaşabilecek başka bir forveti bonservisiyle bulabilirdi galatasaray (icardi kiralık). ama lucas torreira; icardi, mertens, oliveira dahil olmak üzere diğer bütün yabancı transferlerimizden farklı bir oyuncu. yaşıyla, kariyeriyle, bonsverisiyle, imzalanan sözleşmenin süresi ve yıllık ücretiyle ve son olarak oynadığı bölgenin önemiyle bizim en doğru ve tek alternatifsiz transferimiz torreira'dır. 2011'de 28 yaşında felipe melo'yu getirmekle, hemen hemen eşdeğer bir transferdir (melo gözümde bir tık önde). melo gibi bir adamın varsa, o adamla geçirdiğin 4 sezonda en kötü en çalkantılı senaryoda dahi ligi en kötü 2. sırada bitirirsin. 6.lık(2016), 8.lik(2011) ve 13.lük(2022) gibi rezaletler yaşamazsın. bu rezaletler jose rodriguez, mustafa sarp ve taylan antalyalı gibi oyuncularla yaşanır. melo gibilerle yaşanmaz. bugün de elimizdeki "melo gibi" oyuncusu lucas torreira'dan başkası değil. iyi bir savunma hattının önüne, bu tarz bir oynadığı bölgeyi karartabilen önlibero koyarsan, ligte en azından 2.liği garanti altına alırsın. o noktadan sonra artık şampiyonluğu kazanmayı hücum hattının gol üretkenliği/becerisi belirler ki; o konuda da dünya kupası arasına girmeden önce van aanholt'u kadro dışına çıkartarak sol beki türk yapıp, rashica'yı sağ kanada yazmamızla beraber anında sonuç veren çok olumlu bir adım attık. aanholt'un beğeneni çok; onu yedek kulübesine dahi almayıp o bölgede bir türk oyuncuya güvenip sahaya koymak her teknik direktörün yapabileceği bir iş değil. domenec torrent asla yapmazdı örneğin, garantici davranırdı. başka bir yabancı teknik direktör de yap(a)mayabilirdi. ama hücumdaki kısırlığımız yıkıp geçen rashica'yı kullanabilmek için de bundan başka çare yoktu. bu riski alan, bu kumarı oynayan okan hoca takdiri hak ediyor.
galatasaray futbol takımı için işlerin yolunda gittiğini düşünüyorum özetle. özellikle de son 3-4 haftada saha içine yapılan 1-2 dokunuşun (van aanholt ve yunus dışarı; kazımcan ve rashica içeri) çok olumlu sonuçlar verdiğine ve bundan sonra da vermeye devam edeceğine inanıyorum. yeterki formsuzluk, sakatlık ve saçma sapan kart cezaları olmasın. takım, üzerindeki ölü toprağını bu hamlelerle attı ve saha içerisinde tabiri caizse akmaya başladı. dünya kupası dönüşünde olağanüstü bir şey yaşanmazsa, ocak ayında fenerbahçe'yi geçip liderliği alabileceğimizi düşünüyorum. alırsak da bir daha geri vermeyiz. ara transfer dönemine dair ise fikrim sabit; yerli futbolcu (daha açığı türk statüstünde oynayabilen futbolcu) transfer etmeliyiz. 1 veya 2 tane. yabancı futbolcu transferine ise gerek yok. bir takım gelir, nelsson'un fesih maddesini işletir ve kadrosuna katarsa, o zaman yabancı bir lider stoper ve yabancı bir alternatif forvet düşünülebilir. ama bu senaryo gerçekleşmezse, yabancı transferine ihtiyacı yok takımın.
