3660
adnan polat camiamızda sevdiğim ve değer verdiğim galatasaray'a hizmet etmiş yöneticilerden bir tanesi. 2008-2011 arası dönemde sportif olarak çok başarısız bir başkanlık süreci geçirmiştir, burada bulunan ben dahil bazı arkadaşlar da bu sportif başarısızlık dönemini ali sami yen'de bizzat yaşamıştır. eski defterleri yeniden açmanın bir anlamı yok ama bir cümleyle özetlemek gerekirse üç yılın tamamına damga vuran yanlışı futbol aklı olarak adnan sezgin'i belirlemesi ve ondan başka kimseyle çalışmamasıdır.
adnan polat'ın başkanlık dönemi hakkında bir konuya özellikle değinmek gerektiğini düşünüyorum. kendisinin başkanlığı sportif açıdan, en başta adnan sezgin olmak üzere futbola dair yaptığı onlarca yanlış üzerinden eleştirilebilir/yerden yere vurulabilir ama kendisinin en çok fatih terim'i sevmemesi ve hocaya 2010 yılında yarım ağızla yaptığı teklif üzerinden tenkit edildiğini görüyorum. bu bence doğru bir bakış açısı değil. galatasaray başkanları, fatih terim ile çalışmak mecburiyetinde değiller. böyle bir mecburiyetleri yok. teknik direktör arayışlarında mutlaka hocaya başvurmak zorunda da değiller. fatih terim'in bir galatasaray başkanı gözünde "ilk ve tek teknik direktör adayı" olarak görülmemesinde benim açımdan yanlış bir şey yok. fatih terim, galatasaray tarihinin en başarılı teknik direktörüdür. bu kulübün yaşayan en büyük efsanesidir ama her başkanının çalışmak isteyeceği bir karaktere ve yönetim anlayışına (florya hakimiyeti) sahip değildir. adnan polat da 2006-2011 yılları arası, beraber çalışma kültürleri farklı olduğu için, fatih hoca seçeneğine hiç başvurmamıştır (ekim 2010'da yarım ağızla yaptığı teklifi saymıyorum). bu bir insiyatiftir ve bir galatasaray başkanının en doğal hakkıdır. bu insiyatifi alan başkan da 2009 yılında son çalıştırdığı kulüp barcelona olan teknik direktörü (frank rijkaard) galatasaray'a getirmiştir. bu tercih, başka sebeplerle birlikte, fiyaskoyla sonuçlanmıştır ekim 2010'da ama haziran 2009'da galatasaray taraftarına "terim mi, rijkaard mı" diye sorulsa, ezici bir çoğunluk rijkaard derdi. bundan çok net eminim. 2011'de veya bugün "polat terim'i kıskanıyor", "keşke en baştan her şeyi terim'e teslim etseydi" vb. cümleleri kurmak kolay ama 2009 şartlarına ve o şartlarda tercih edilen teknik direktörün kariyerine bakıldığında bu cümlelerin bir anlamı/mantığı kalmıyor.
bugüne gelindiği zaman adnan polat'ın 11 yıl sonra florya'ya gelmesi, okan buruk ile görüşmesi ve okan'a yönelik destekleyici/motive edici demeçleri benim için çok değerli. sezon içerisinde şu ana kadar bir veya iki maçı da arena'da izlediğini biliyorum. "florya, riva, mecidiyeköy oteli, inşaat" vb. kavramları içeren ve kelime oyunlarıyla üstü kapalı adnan polat'ı rant peşinde koşmakla suçlayan yazılara ise sadece gülüyorum. dursun özbek'in birleştirici hamlelerinin yanı sıra teknik direktör olarak okan buruk'u tercih etmesinin de, adnan polat'ın ortaya çıkmasında etkili olduğuna inanıyorum. geçenlerde kendi ağzından da duydum, "okan bir evlat gibidir bana" şeklinde cümlesi mevcut röportajında. 2006 yılında bir çok çatlak sese rağmen ve özhan canaydın'ı karşısına almak pahasına futbolcu okan'ı florya'dan tekrar içeri sokan da adnan polat'tır. bugün de okan'ı, takımı ve yönetimi destekliyor olması takdir edilesi bir davranış. bu bence önemli ve değerli. böyle bir ismin desteğine; florya'da, statta yer almasına galatasaray'ın her zaman ihtiyacı var. bu dönemde her zamankinden daha fazla var hatta.
adnan polat'ın başkanlık dönemi hakkında bir konuya özellikle değinmek gerektiğini düşünüyorum. kendisinin başkanlığı sportif açıdan, en başta adnan sezgin olmak üzere futbola dair yaptığı onlarca yanlış üzerinden eleştirilebilir/yerden yere vurulabilir ama kendisinin en çok fatih terim'i sevmemesi ve hocaya 2010 yılında yarım ağızla yaptığı teklif üzerinden tenkit edildiğini görüyorum. bu bence doğru bir bakış açısı değil. galatasaray başkanları, fatih terim ile çalışmak mecburiyetinde değiller. böyle bir mecburiyetleri yok. teknik direktör arayışlarında mutlaka hocaya başvurmak zorunda da değiller. fatih terim'in bir galatasaray başkanı gözünde "ilk ve tek teknik direktör adayı" olarak görülmemesinde benim açımdan yanlış bir şey yok. fatih terim, galatasaray tarihinin en başarılı teknik direktörüdür. bu kulübün yaşayan en büyük efsanesidir ama her başkanının çalışmak isteyeceği bir karaktere ve yönetim anlayışına (florya hakimiyeti) sahip değildir. adnan polat da 2006-2011 yılları arası, beraber çalışma kültürleri farklı olduğu için, fatih hoca seçeneğine hiç başvurmamıştır (ekim 2010'da yarım ağızla yaptığı teklifi saymıyorum). bu bir insiyatiftir ve bir galatasaray başkanının en doğal hakkıdır. bu insiyatifi alan başkan da 2009 yılında son çalıştırdığı kulüp barcelona olan teknik direktörü (frank rijkaard) galatasaray'a getirmiştir. bu tercih, başka sebeplerle birlikte, fiyaskoyla sonuçlanmıştır ekim 2010'da ama haziran 2009'da galatasaray taraftarına "terim mi, rijkaard mı" diye sorulsa, ezici bir çoğunluk rijkaard derdi. bundan çok net eminim. 2011'de veya bugün "polat terim'i kıskanıyor", "keşke en baştan her şeyi terim'e teslim etseydi" vb. cümleleri kurmak kolay ama 2009 şartlarına ve o şartlarda tercih edilen teknik direktörün kariyerine bakıldığında bu cümlelerin bir anlamı/mantığı kalmıyor.
bugüne gelindiği zaman adnan polat'ın 11 yıl sonra florya'ya gelmesi, okan buruk ile görüşmesi ve okan'a yönelik destekleyici/motive edici demeçleri benim için çok değerli. sezon içerisinde şu ana kadar bir veya iki maçı da arena'da izlediğini biliyorum. "florya, riva, mecidiyeköy oteli, inşaat" vb. kavramları içeren ve kelime oyunlarıyla üstü kapalı adnan polat'ı rant peşinde koşmakla suçlayan yazılara ise sadece gülüyorum. dursun özbek'in birleştirici hamlelerinin yanı sıra teknik direktör olarak okan buruk'u tercih etmesinin de, adnan polat'ın ortaya çıkmasında etkili olduğuna inanıyorum. geçenlerde kendi ağzından da duydum, "okan bir evlat gibidir bana" şeklinde cümlesi mevcut röportajında. 2006 yılında bir çok çatlak sese rağmen ve özhan canaydın'ı karşısına almak pahasına futbolcu okan'ı florya'dan tekrar içeri sokan da adnan polat'tır. bugün de okan'ı, takımı ve yönetimi destekliyor olması takdir edilesi bir davranış. bu bence önemli ve değerli. böyle bir ismin desteğine; florya'da, statta yer almasına galatasaray'ın her zaman ihtiyacı var. bu dönemde her zamankinden daha fazla var hatta.
