31488
kadro, teknik, taktik konularda çok şey yazdık söyledik. biraz da mental durumu hakkında birşeyler karalamak istediğim takimim.
öncelikle takımda gamsız, isteksiz oyuncu yok. sahadaki oyuncuların hareket ve davranışlarına, yedek kulübesindekilerin atılan veya kaçırılan golden sonraki tepkilerine bakınca çok rahat görebiliyoruz bunu. adana demirspor maçında kaçırdığı golden sonra kenara geldi mertens. aradan 2-3 dakika geçtiğinde kameralar mertens' i gösteriyordu ve adam hâlâ kaçırdığı gole yanıp kafa sallıyordu.
geçen sezonki pisirik, sinmiş oyuncu grubu yerine; sahada hakkını savunan, kabullenmeyen bir oyuncu grubu var. geçen sezon net penaltısı verilmediginde bile itiraz edemeyen bir takimdik. ama bu sezon meydan boş değil. mesela geçen sezon ali sami yen'de takıma racon kesen zorbay küçük; bu sene de yapabilir mi aynı hareketleri? oliviera, torreira,mertens,nellson s.ker bu defa kendisini.(bu arada bu sezon en çok merak ettiğim ve istediğim şeylerden biri de zorbay' in macimiza atanması)
takımdaki iyi şeylerden biri de kaptan ve lider karakterli oyuncu sayısının artması. muslera dışında kaptanlık pazubandini koluna takabilecek oyuncular; mertens, nellson, oliviera, gomis, mata ve icardi. icardi deyip geçmeyin; genç yaşında inter'de kaptan olmuş, yeri gelmiş curva nord ile kapismis adam.*
gelelim beni rahatsız eden tek konuya. bunu özellikle kerem ve yunus' un basliklarinda yazmadım. 'yahu kardeşim siz de nereden elestireceginizi sasirdiniz' denmesin diye. ama ben bu iki arkadaşın sahada hata yaptığında veya yanlış tercihlerde bulunduğunda bile bi el kaldırıp özür dilememesinden, bi mahcubiyet bellirtecek ufak bi jest bile yapmamasindan, arkadaşı hata yaptığında gidip ona moral ve destek vermemesinden aşırı rahatsızım. ekip işlerinde çalışan arkadaşlar ne demek istediğimi anlamışlardır. bazen karşıdakinin samimi bir özürü, mahcubiyeti sizin bütün öfkenizi ve hararetinizi alır.(ki geçen sezonki marcao-kerem olayının tam da bu yüzden çıktığını düşünüyorum)
neyse çok uzatmayayım; iyi yoldayız vesselam.
öncelikle takımda gamsız, isteksiz oyuncu yok. sahadaki oyuncuların hareket ve davranışlarına, yedek kulübesindekilerin atılan veya kaçırılan golden sonraki tepkilerine bakınca çok rahat görebiliyoruz bunu. adana demirspor maçında kaçırdığı golden sonra kenara geldi mertens. aradan 2-3 dakika geçtiğinde kameralar mertens' i gösteriyordu ve adam hâlâ kaçırdığı gole yanıp kafa sallıyordu.
geçen sezonki pisirik, sinmiş oyuncu grubu yerine; sahada hakkını savunan, kabullenmeyen bir oyuncu grubu var. geçen sezon net penaltısı verilmediginde bile itiraz edemeyen bir takimdik. ama bu sezon meydan boş değil. mesela geçen sezon ali sami yen'de takıma racon kesen zorbay küçük; bu sene de yapabilir mi aynı hareketleri? oliviera, torreira,mertens,nellson s.ker bu defa kendisini.(bu arada bu sezon en çok merak ettiğim ve istediğim şeylerden biri de zorbay' in macimiza atanması)
takımdaki iyi şeylerden biri de kaptan ve lider karakterli oyuncu sayısının artması. muslera dışında kaptanlık pazubandini koluna takabilecek oyuncular; mertens, nellson, oliviera, gomis, mata ve icardi. icardi deyip geçmeyin; genç yaşında inter'de kaptan olmuş, yeri gelmiş curva nord ile kapismis adam.*
gelelim beni rahatsız eden tek konuya. bunu özellikle kerem ve yunus' un basliklarinda yazmadım. 'yahu kardeşim siz de nereden elestireceginizi sasirdiniz' denmesin diye. ama ben bu iki arkadaşın sahada hata yaptığında veya yanlış tercihlerde bulunduğunda bile bi el kaldırıp özür dilememesinden, bi mahcubiyet bellirtecek ufak bi jest bile yapmamasindan, arkadaşı hata yaptığında gidip ona moral ve destek vermemesinden aşırı rahatsızım. ekip işlerinde çalışan arkadaşlar ne demek istediğimi anlamışlardır. bazen karşıdakinin samimi bir özürü, mahcubiyeti sizin bütün öfkenizi ve hararetinizi alır.(ki geçen sezonki marcao-kerem olayının tam da bu yüzden çıktığını düşünüyorum)
neyse çok uzatmayayım; iyi yoldayız vesselam.