35800
şimdilerde farklı takımlar tarafından sürekli nefret ve kin ile bahsedilen, bana göre galatasaray tarihinin en büyük efsanesi.
yaşı yeten arkadaşlar bilir. bu diğer takımlar tarafından nefret edilme muhabbeti eskiden yoktu hoca için. kendisinin yarattığı takımı uefa finalinde canlı izleyebilmek için ülkenin her yerinde seferberlik vardı. misal; babamın güvenlik olarak çalışan arkadaşları vardı ve bulundukları kulübede televizyon yoktu. biz evdeki televizyonu, onlarda maçı izleyebilsin diye o güvenlik kulübesine götürmüştük ve maçı o kulübenin içinde hep birlikte izlemiştik. bir kısmı galatasaray, bir kısmı beşiktaş, bir kısmı fener taraftarıydı bu adamların ama popescu'nun golü ile birlikte herkes deliler gibi sevinmişti. çünkü bu futbol değildi sadece, bu bir ülkenin, kendini küçük gören bir grup insana tokat attığı geceydi. bir onur gecesiydi. fatih hocam sadece galatasaray'ı değil, mensubu olduğu milleti hatırlatıyordu dünyaya.
sonra işler değişti, futbol iklimi kirlendi. başarı doğal olarak kıskançlığı getirdi, kıskançlık nefreti doğurdu ve bu süreç günümüze kadar uzadı geldi. bunu aslında çok yadırgamıyorum. ben de rakip takımın taraftarlarından biri olsaydım, muhtemelen bu başarının ağırlığı altında aynı duyguları hissedecektim.
ancak; takımın ile birlikte o gece bu millete yaşattığın mutluluk hiç bir zaman unutulmayacak hocam. iyi ki galatasaraylısın, iyi ki bizimsin. allah ömrünü uzun ve mutlu etsin.
yaşı yeten arkadaşlar bilir. bu diğer takımlar tarafından nefret edilme muhabbeti eskiden yoktu hoca için. kendisinin yarattığı takımı uefa finalinde canlı izleyebilmek için ülkenin her yerinde seferberlik vardı. misal; babamın güvenlik olarak çalışan arkadaşları vardı ve bulundukları kulübede televizyon yoktu. biz evdeki televizyonu, onlarda maçı izleyebilsin diye o güvenlik kulübesine götürmüştük ve maçı o kulübenin içinde hep birlikte izlemiştik. bir kısmı galatasaray, bir kısmı beşiktaş, bir kısmı fener taraftarıydı bu adamların ama popescu'nun golü ile birlikte herkes deliler gibi sevinmişti. çünkü bu futbol değildi sadece, bu bir ülkenin, kendini küçük gören bir grup insana tokat attığı geceydi. bir onur gecesiydi. fatih hocam sadece galatasaray'ı değil, mensubu olduğu milleti hatırlatıyordu dünyaya.
sonra işler değişti, futbol iklimi kirlendi. başarı doğal olarak kıskançlığı getirdi, kıskançlık nefreti doğurdu ve bu süreç günümüze kadar uzadı geldi. bunu aslında çok yadırgamıyorum. ben de rakip takımın taraftarlarından biri olsaydım, muhtemelen bu başarının ağırlığı altında aynı duyguları hissedecektim.
ancak; takımın ile birlikte o gece bu millete yaşattığın mutluluk hiç bir zaman unutulmayacak hocam. iyi ki galatasaraylısın, iyi ki bizimsin. allah ömrünü uzun ve mutlu etsin.