5067
evet geldik zurnanın zırt dediği yere...
galatasaray'ın süper bücürlerine avrupa devinden teklif gelmişti. daha doğrusu, avrupa'nın gözdesi, küçük olanına. sonra küçük olan 'abim gelmeden gelmem' diyerek kenara çekildi. abisini de ikna ettiler. sonraki bütün süreçte, medya ve taraftar baskısını abisi yüklendi, o ise iyi çocuğu oynayarak kendi gemisini yüzdürdü. medya önünde onlardan 1 nesil sonra gelen koca kafa, yaşadıklarını olduğu gibi anlatırken, ona abim derken sabah akşam kendisine buradan vuruldu. ancak abisinin abisi, abisinin eski teknik direktörü perde arkasında, abisiyle daha sıkı fıkıydı.
fatih terim ilk ayrıldığı gün, 'bugün okan'ı isteyen taraftar, yarın emre belözoğlu'nu ister' minvalinde bir entry girmiştim. ankaragücü maçını hatırlatmış, o maçı açıp izlerseniz, emre'nin kendini yırttığı, 10 kişi kalınan maçta, tek golümüzde asistin asistini yaptığını yazmıştım. maç sonu görüntülerde kendisi hüngür hüngür ağlarken, okan'ın umursamaz bir tavırda olduğunu söylemiştim.
okan'ın ilk sarısının nedeni:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=792
okan'ın sarısı varken rakibin böğrüne attığı tekme:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=87
o gün attığımız gol:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=142
okan'ın maçtan ayrılma görüntüsü:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=577
emre'nin maçtan ayrılma görüntüsü:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=646
bir süre daha ağlamaya devam etmiş:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=745
şimdilerde ise fikrim tabii ki daha farklı. burada aslan payı okan'ın oğlunda. o olmasa, yine de kendisini 'buruk' bir şekilde desteklerdim.
peki gelelim emre belözoğlu neden bu kadar gündemde? çünkü artık aslan'ın bir imparatoru yok ve olası yeni bir rakip imparator'un hegemonyası altında yıllarını geçirmekten korkuyor. imparatorun seveni de sevmeyeni de bu konuda hemfikir ki, bu duygu türlü türlü huyu olan arkadaşa bile bir kapı açılmasını sağlıyor.
yalnız burada temel bir yanlış var. fatih terim olmak demek, her gelene racon kesmek, agresif tavırlar göstermek demek değil. tabii ki, fatih hocam bu konuda da mahirdir, ancak işin püf noktasını bu oluşturmaz.
1) fatih terim 90'lı yıllarda, rakip takımın maç kasetlerini keserek kendi oluşturduğu kasetlerle, türkiye'de görüntülü maç analizini ilk başlatan kişidir.*
2) fatih terim, oyuncusunun yemeğinden tutun da, uyku düzenine kadar takip eden biridir. maçlarda motivasyonu sağlamak için, öncelikle oyuncularla aradaki bağı kurmak konusunda mahirdir. yani aslında florya'nın suyu dediğiniz şey, aslında bir nevi fatih terimdir. *
3) fatih terim düşmanları tarafından, ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, kendisi inanılmaz bir gözlemcidir. özellikle 96-2000 arası, türkiye'de ve avrupa'daki maçlarda yaptığı oyuncu değişiklikleri ile övülürdü. ayrıca galatasaray'da kendisi dışında altyapı oyuncularına önem veren bir teknik direktör ben görmedim. altyapımızda yaşça büyük stoperler varken, 16 yaşındaki emin bayram'ı çıkartan odur. ozan kabak'ı çıkartan odur. semih kaya'yı çıkartan da odur. *
sadece benim için en önemli 3 özelliğini yazdım. yoksa bu entry uzar gider.
emre belözoğlu'nda bu özelliklerden hangisi var da yeni imparator olmasından korkuyorsunuz. türlü türlü huyu var da, böyle huyları yok. okan'da ise, şu kısa dönemde hepsinden ibareler gördüm ki, bu da beni sevindirdi. koca kafa da ileride bunları gösterebilir. yani imparatorun varislerinden, bu işe en uzak olan isim emre belözoğlu'dur.
galatasaray'ın süper bücürlerine avrupa devinden teklif gelmişti. daha doğrusu, avrupa'nın gözdesi, küçük olanına. sonra küçük olan 'abim gelmeden gelmem' diyerek kenara çekildi. abisini de ikna ettiler. sonraki bütün süreçte, medya ve taraftar baskısını abisi yüklendi, o ise iyi çocuğu oynayarak kendi gemisini yüzdürdü. medya önünde onlardan 1 nesil sonra gelen koca kafa, yaşadıklarını olduğu gibi anlatırken, ona abim derken sabah akşam kendisine buradan vuruldu. ancak abisinin abisi, abisinin eski teknik direktörü perde arkasında, abisiyle daha sıkı fıkıydı.
fatih terim ilk ayrıldığı gün, 'bugün okan'ı isteyen taraftar, yarın emre belözoğlu'nu ister' minvalinde bir entry girmiştim. ankaragücü maçını hatırlatmış, o maçı açıp izlerseniz, emre'nin kendini yırttığı, 10 kişi kalınan maçta, tek golümüzde asistin asistini yaptığını yazmıştım. maç sonu görüntülerde kendisi hüngür hüngür ağlarken, okan'ın umursamaz bir tavırda olduğunu söylemiştim.
okan'ın ilk sarısının nedeni:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=792
okan'ın sarısı varken rakibin böğrüne attığı tekme:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=87
o gün attığımız gol:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=142
okan'ın maçtan ayrılma görüntüsü:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=577
emre'nin maçtan ayrılma görüntüsü:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=646
bir süre daha ağlamaya devam etmiş:
https://youtu.be/mE1WB5CShJg?t=745
şimdilerde ise fikrim tabii ki daha farklı. burada aslan payı okan'ın oğlunda. o olmasa, yine de kendisini 'buruk' bir şekilde desteklerdim.
peki gelelim emre belözoğlu neden bu kadar gündemde? çünkü artık aslan'ın bir imparatoru yok ve olası yeni bir rakip imparator'un hegemonyası altında yıllarını geçirmekten korkuyor. imparatorun seveni de sevmeyeni de bu konuda hemfikir ki, bu duygu türlü türlü huyu olan arkadaşa bile bir kapı açılmasını sağlıyor.
yalnız burada temel bir yanlış var. fatih terim olmak demek, her gelene racon kesmek, agresif tavırlar göstermek demek değil. tabii ki, fatih hocam bu konuda da mahirdir, ancak işin püf noktasını bu oluşturmaz.
1) fatih terim 90'lı yıllarda, rakip takımın maç kasetlerini keserek kendi oluşturduğu kasetlerle, türkiye'de görüntülü maç analizini ilk başlatan kişidir.*
2) fatih terim, oyuncusunun yemeğinden tutun da, uyku düzenine kadar takip eden biridir. maçlarda motivasyonu sağlamak için, öncelikle oyuncularla aradaki bağı kurmak konusunda mahirdir. yani aslında florya'nın suyu dediğiniz şey, aslında bir nevi fatih terimdir. *
3) fatih terim düşmanları tarafından, ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, kendisi inanılmaz bir gözlemcidir. özellikle 96-2000 arası, türkiye'de ve avrupa'daki maçlarda yaptığı oyuncu değişiklikleri ile övülürdü. ayrıca galatasaray'da kendisi dışında altyapı oyuncularına önem veren bir teknik direktör ben görmedim. altyapımızda yaşça büyük stoperler varken, 16 yaşındaki emin bayram'ı çıkartan odur. ozan kabak'ı çıkartan odur. semih kaya'yı çıkartan da odur. *
sadece benim için en önemli 3 özelliğini yazdım. yoksa bu entry uzar gider.
emre belözoğlu'nda bu özelliklerden hangisi var da yeni imparator olmasından korkuyorsunuz. türlü türlü huyu var da, böyle huyları yok. okan'da ise, şu kısa dönemde hepsinden ibareler gördüm ki, bu da beni sevindirdi. koca kafa da ileride bunları gösterebilir. yani imparatorun varislerinden, bu işe en uzak olan isim emre belözoğlu'dur.
