ultraslan

sonu olmayan muhabbet. bu adamlar ölmeden tribünden gönderilemez. herkes gücün ne olduğunu nasıl bir şey olduğunu bu topraklarda bilir. daha dün bir ocak başkanının tutukluluğunu bozmadıkları için bir savcı ve bir hakim sürgün edildi. yani adamın unvanının başında cumhuriyet savcısı yazan biri sürgün edilebiliyor. diyeceğim o ki icardi'nin veya gelen transferlerin yanında duranların hepsini ismen bilirim. yıllardır buralardalar dün ya da bugün değil. sami yenin dışında karaborsa koşturan adamlar bir kaç sene sonra reis olup tribüncü oldular. hepsine bir bir şahit olduk. bir kere reis ne demek? neden bir tribünün başındaki adama reis derler? işte bunlar hep ergenliğin vermiş olduğu aşırı asabiyet ve gereksiz ilahlaştırmaktan kaynaklı. isimler önemsiz ancak bunlar bir korku imparatorluğu kurmuş durumdalar. onlardan habersiz adım atamaz tribünler. ülkenin bütün şehirlerindeki ua grupları bu şekilde yön alırlar. ancak grubun derinlerine indikçe eğitimi ve kültürü güzel insanlarda bulursunuz. bir grup 3 bilemedin 5 kişiden oluşmaz ancak onlara gücü veren de arkasındaki çoğunluktur. bugün herhangi bir yönetim sizi istemiyoruz kapatın gidin dese kale arkasına bilet aldırmazlar. kombine alırlar boş bırakırlar. abilerini, dedelerini işin içine katarlar. burada yönetimlerin yanlış yaptığı ilk adım resmi açıklama direktörümüz bu grupmuş gibi yapmaları. ultraslan tam bağımsız taraftar gurubu olarak yıllardır nam salmıştır. ancak ne bağımsızlığı kalmıştır ne de taraftarlığı.
bir karşılama olacaksa mesela yönetimden yabancı dillere hakim birini gönderirsin havaalanına bu grubu dışarıda bırakacak bir organizasyon yaparsın yine karşılama olur ancak bu kadar laubali bir şova dönüşmez iş. son olarak her daim kullandığım sevdiğim bir motto vardır. kimse galatasaray'dan büyük değildir.