5390
seçim sürecinde dursun özbek ve eşref hamamcıoğlu’nun rekabet edeceğini öğrendiğimde galatasaray tarihinin en pasif seçimi olacağını düşünmüştük hepimiz. dursun özbek seçilince öyle çok da sevinen ya da “bu iş bitti bu sene uçuyoruz, kaçıyoruz”cu tayfayı hiç göremedik. keza eşref hamamcıoğlu da seçilseydi değişen bir şey olmayacaktı beklenti açısından. benim de pek umudum yoktu hâlâ da yüksek umutlarım yok bu yönetimden. zira, geçmişte yaptıkları yapacaklarının teminatıydı benim gözümde.
bugüne geldiğimizde ise, başarılı bir transfer dönemi geçirdiğini açıkça söyleyebilirim dursun özbek yönetiminin. gerek ön libero ve merkez orta sahaya yapılan tatmin edici hamleler, gerekse forvet bölgesini yeterli düzeye getirme ve gerekse de yunus gibi, kerem gibi istikbali olan kumaşlı gençleri kadroya monte etmede başarılı oldular; tabi okan buruk’un da katkısı paha biçilemez.
ayrıca, anladığım kadarıyla sportif başarının haricinde ticari işler vs. meselelerinde şimdilik güzel bir portre çiziyorlar. diğer takımlarla mukayese edersek ayakları yere sağlam basan ve ne yaptığını bilen, geçmişten ders çıkarmış bir yönetim anlayışı var gibi. yine de erken konuşmak lüzumsuz ve zaman galatasaray lehine mi aleyhine mi işleyecek göreceğiz.
bugüne geldiğimizde ise, başarılı bir transfer dönemi geçirdiğini açıkça söyleyebilirim dursun özbek yönetiminin. gerek ön libero ve merkez orta sahaya yapılan tatmin edici hamleler, gerekse forvet bölgesini yeterli düzeye getirme ve gerekse de yunus gibi, kerem gibi istikbali olan kumaşlı gençleri kadroya monte etmede başarılı oldular; tabi okan buruk’un da katkısı paha biçilemez.
ayrıca, anladığım kadarıyla sportif başarının haricinde ticari işler vs. meselelerinde şimdilik güzel bir portre çiziyorlar. diğer takımlarla mukayese edersek ayakları yere sağlam basan ve ne yaptığını bilen, geçmişten ders çıkarmış bir yönetim anlayışı var gibi. yine de erken konuşmak lüzumsuz ve zaman galatasaray lehine mi aleyhine mi işleyecek göreceğiz.