7
1 ay sonunda şunları söyleyebilirim, 4 ay sonunda şunları söyleyebilirim tarzı entryler görünce kendimi gülmekten alıkoyamadığım; uğrunda 4.5 yılımı harcamış olmama rağmen hala tam anlamıyla emin konuşamadığım spor dalı.
gerçekten bu spora meraklı olan, kendisini veya çocuğunu yönlendiricek olan varsa aşağıda neredeyse 5 yıl boyunca edindiğim tecrübeleri tüm çıplaklığı ile anlatacağım.
öncelikle gideceğiniz salon önemli. ben ilk senelerde zorbalıklara maruz kalmıştım. dışlanmalar dalga geçmeler falan, sparring günleri kendimi kanıtlayınca zorbalık yapan tarafa geçmiştim. bir nevi serseri bölüme.
bu spor kendini geliştirme sporu değil. bu biraz farklı anlaşılabilir. şöyle söyleyeyim yaklaşık 3 yıldır gitmiyorum ve ne abartıldığı kadar özgüven kaldı, ne de başka bir şey. tek güzel yanı halısahada dalaksız olmam. hakkını vereyim çok fena kondisyon sağlıyor. birkaç güzel yanı da var en son değineceğim.
salon seçimi önemli!!
öncelikle eğer kötü bir semtte veya kekoların fazla bulunduğu bir yerdeki salona gidiyorsanız az çok biliyorsunuzdur durumları. bilmeyenler için anlatayım. antrenman tam anlamıyla yapılmaz, sporsal başarı ön planda değildir, heriflerin sporcu lisansı bile yoktur aslında. kimsenin hedefi de zaten bu değildir. tek dertleri nasıl adam dövebilirim olan 3 iq yumruk atmayı bilmeyen kekolar. antrenörler ise kankitoları. antrenman çıkışı parka gidip karı kız kesen dallamalar işte.
ben yaklaşık 4 salon değiştirdim. 2 defa kekoların cirit attığı salonda çalıştım. en iç içe olduğum dönemde bile uzak kalmayı tercih ettim. uyuşturucunun kavganın dirseğin en dip yerleri. bu kekoların bulunduğu salonlardaki tecrübelerin beni gerçekten bu spordan çok soğuttu ve bırakmama dolaylı yoldan sebep oldu. bu dönem hiç zevk almadım ve her ne kadar kekolarla dostluk kursam da asimile olmadan kendimi kurtardım. şuan telefonumda numaraları bile yok.
gangster tarzı bir yaşam diyeyim ben. aslında cazibeli fakat bir adım geri çekilip, oğlum ben ne yapıyorum? demezseniz kayış orda kopar. çocuklar için tehlikeli olabilir.
diğer 2 salonda, gerçekten çok iyi zamanlar geçirdiğim zamanlarda ise ciddi anlamda karakterimin gelişmesine altyapı hazırladı. 2 defa il 1.liğim ve uluslararası alanda katılım gösterdiğim 1 turnuva var. antrenmanda son derece amatör ciddiyeti, profesyonelliğe açılan kapının ışıkları...
birkaç defa motivasyon amaçlı ve scout amaçlı gelen profesyonel antrenörler ve turnuva için sponsor olan pazarcı ali dayı :)
özgüven : bana göre özgüveni arttıran en önemli şey dayak atmaktır. ciddi anlamda özgüven yükseltir. dayak yemek de o şekilde ciddi anlamda özgüven düşürür.
eğer sorununuz özgüvense bu tür spor dalları sizin özgüveninizi balon haline çevirir. bir sparring günü özgüven patlaması yaşarken ertesi ay depresyona girersiniz. sporu bıraktığınız an ise gerçek özgüvene kavuşursunuz. bu gerçek özgüveni belirlemek sizin elinizde.
body build: azınlık bunu vücut geliştirme olarak görüyor. vücudunuz tam anlamıyla gelişmiyor. en iç içe olduğum dönemde karın kaslarım belirgin ve kaslı kollara sahiptim. bu olayı her gün 100 şınav 100 mekik 50 barfiks çekerek de sağlayabilirsiniz. fakat gerçek kickbox antrenmanı bitirmek bambaşka. kastan yüzü gözükmeyen fakat antrenman bitiremeyen kişiler gördü bu gözler.
kavga : edindiğiniz tüm bilgiler cebinizde kalıyor buna emin olun. teknik konusunda her daim üstünsünüz. kimi zaman karaciğerde tek yumrukla kavga bitirmişliğim oldu.
kondisyon: belki de en önemlisi. harika bir kazanım. halısahada 60 dakika yorulmadan guardiola pressi yapabiliyorsunuz. tepkileri duyunca daha zevkli oluyor.
karı kız için yapanlar : pek bir etkisi olmuyor açıkçası. sadece sevgilinizin yanında artistlik yapanları dövmek hoş onun dışında sadece kickbox yaptın diye çekici olmuyorsun.
dış görünüş : aman diyeyim bu dış görünüşe takıksan iki defa düşün. ben çok takıktım. şükür burnum kırılmadı ama çatladı ve lazer tedavi görmem gerekiyor. üstelik sparring günü verdiği kremler yüzü sivilce tarlasına çeviriyor.
kıssadan hisseye bu sporu yaptığıma pişman mıyım? bilemiyorum. 4.5 yılımı daha verimli şeylere harcayabilirdim. fakat tecrübe ve sağladığı kazanımlar sayesinde türkiye gibi şiddetin dik yaptığı ülkelerde rahatça elini kolunu sallayabilmek sanırım hoş.
gerçekten bu spora meraklı olan, kendisini veya çocuğunu yönlendiricek olan varsa aşağıda neredeyse 5 yıl boyunca edindiğim tecrübeleri tüm çıplaklığı ile anlatacağım.
öncelikle gideceğiniz salon önemli. ben ilk senelerde zorbalıklara maruz kalmıştım. dışlanmalar dalga geçmeler falan, sparring günleri kendimi kanıtlayınca zorbalık yapan tarafa geçmiştim. bir nevi serseri bölüme.
bu spor kendini geliştirme sporu değil. bu biraz farklı anlaşılabilir. şöyle söyleyeyim yaklaşık 3 yıldır gitmiyorum ve ne abartıldığı kadar özgüven kaldı, ne de başka bir şey. tek güzel yanı halısahada dalaksız olmam. hakkını vereyim çok fena kondisyon sağlıyor. birkaç güzel yanı da var en son değineceğim.
salon seçimi önemli!!
öncelikle eğer kötü bir semtte veya kekoların fazla bulunduğu bir yerdeki salona gidiyorsanız az çok biliyorsunuzdur durumları. bilmeyenler için anlatayım. antrenman tam anlamıyla yapılmaz, sporsal başarı ön planda değildir, heriflerin sporcu lisansı bile yoktur aslında. kimsenin hedefi de zaten bu değildir. tek dertleri nasıl adam dövebilirim olan 3 iq yumruk atmayı bilmeyen kekolar. antrenörler ise kankitoları. antrenman çıkışı parka gidip karı kız kesen dallamalar işte.
ben yaklaşık 4 salon değiştirdim. 2 defa kekoların cirit attığı salonda çalıştım. en iç içe olduğum dönemde bile uzak kalmayı tercih ettim. uyuşturucunun kavganın dirseğin en dip yerleri. bu kekoların bulunduğu salonlardaki tecrübelerin beni gerçekten bu spordan çok soğuttu ve bırakmama dolaylı yoldan sebep oldu. bu dönem hiç zevk almadım ve her ne kadar kekolarla dostluk kursam da asimile olmadan kendimi kurtardım. şuan telefonumda numaraları bile yok.
gangster tarzı bir yaşam diyeyim ben. aslında cazibeli fakat bir adım geri çekilip, oğlum ben ne yapıyorum? demezseniz kayış orda kopar. çocuklar için tehlikeli olabilir.
diğer 2 salonda, gerçekten çok iyi zamanlar geçirdiğim zamanlarda ise ciddi anlamda karakterimin gelişmesine altyapı hazırladı. 2 defa il 1.liğim ve uluslararası alanda katılım gösterdiğim 1 turnuva var. antrenmanda son derece amatör ciddiyeti, profesyonelliğe açılan kapının ışıkları...
birkaç defa motivasyon amaçlı ve scout amaçlı gelen profesyonel antrenörler ve turnuva için sponsor olan pazarcı ali dayı :)
özgüven : bana göre özgüveni arttıran en önemli şey dayak atmaktır. ciddi anlamda özgüven yükseltir. dayak yemek de o şekilde ciddi anlamda özgüven düşürür.
eğer sorununuz özgüvense bu tür spor dalları sizin özgüveninizi balon haline çevirir. bir sparring günü özgüven patlaması yaşarken ertesi ay depresyona girersiniz. sporu bıraktığınız an ise gerçek özgüvene kavuşursunuz. bu gerçek özgüveni belirlemek sizin elinizde.
body build: azınlık bunu vücut geliştirme olarak görüyor. vücudunuz tam anlamıyla gelişmiyor. en iç içe olduğum dönemde karın kaslarım belirgin ve kaslı kollara sahiptim. bu olayı her gün 100 şınav 100 mekik 50 barfiks çekerek de sağlayabilirsiniz. fakat gerçek kickbox antrenmanı bitirmek bambaşka. kastan yüzü gözükmeyen fakat antrenman bitiremeyen kişiler gördü bu gözler.
kavga : edindiğiniz tüm bilgiler cebinizde kalıyor buna emin olun. teknik konusunda her daim üstünsünüz. kimi zaman karaciğerde tek yumrukla kavga bitirmişliğim oldu.
kondisyon: belki de en önemlisi. harika bir kazanım. halısahada 60 dakika yorulmadan guardiola pressi yapabiliyorsunuz. tepkileri duyunca daha zevkli oluyor.
karı kız için yapanlar : pek bir etkisi olmuyor açıkçası. sadece sevgilinizin yanında artistlik yapanları dövmek hoş onun dışında sadece kickbox yaptın diye çekici olmuyorsun.
dış görünüş : aman diyeyim bu dış görünüşe takıksan iki defa düşün. ben çok takıktım. şükür burnum kırılmadı ama çatladı ve lazer tedavi görmem gerekiyor. üstelik sparring günü verdiği kremler yüzü sivilce tarlasına çeviriyor.
kıssadan hisseye bu sporu yaptığıma pişman mıyım? bilemiyorum. 4.5 yılımı daha verimli şeylere harcayabilirdim. fakat tecrübe ve sağladığı kazanımlar sayesinde türkiye gibi şiddetin dik yaptığı ülkelerde rahatça elini kolunu sallayabilmek sanırım hoş.