190
yahu ne istiyorsunuz ya bizden? sanki bizi dinleyip 100 yıldır iş yapmışsınız gibi sevmediğiniz kesim bizleriz ha? alo değil galatasaray hiç bir kulüp bu taraftar kitlesini dinlemez. arada bir dinler gibi yapıp önceki alışkanlıklarına hemen geri döner. beni sinir eden ise sanki buradaki insanların gençliği şampiyonluklar görerek geçmemiş gibi davranması. siz ne bir fenerbahçe'nin eksen kaymasına ne de bir trabzonsporun açlığına sahip değilsiniz. en son şampiyonluğunuzu 3 yıl önce görmüşsünüz onlardan 1'inde de 1 gol yüzünden görememişsiniz. oysa şu an akıllı davranıp ülkenin daha aydınlık dönemlerine hazır girecek takım otomatikman orta uzun vadede çok daha rahat olacak.
en sinir olduğum iddia da parayı harca şampiyon ol harcamanı kompanse et kafası. yahu bu muazzam berrak fikirle ortaya çıkmış ilk kurum değilsiniz. bütün rakipleriniz bu safsatanın peşinde yani biri hariç diğerleri kaybedecek. hayır o kazanan da 1 ay kazanmış olacak. hemen "aman biz büyük sahneye gidiyoruz." düşüncesiyle yükümlülüklerini artıracak. kararlar böyle alınmaz. ihtimallerle getirileri (bütün ihtimallerin getirilerini) hesaplarsınız ve elde edebileceğiniz toplam harcamanızdan az mı çok mu ona bakarsınız. biz istiyoruz ki kaybettiğinde tek üzülünelecek şey "kupa kaybetmek" olan bir yapı inşa edelim. oysa futbolumuzun iklimi kaybettiğinde her şeyi kaybedeceğine inanan bu yüzden her sene "aman şampiyon olmamız lazım." cümlesiyle sil baştan pahalı hamleler yaptıran bir iklim.
2 yıldız olsaydı sahip olacağınıza inandığınız başarıların sahnesine o 2 yıldızlarla zannettiğinizden çok daha az çıkıyorsunuz. sonra her şeyinizi oraya bağladığınızda ayağınız tökezliyor ve o yıldız sayılarını artırmaya çalışıyorsunuz. fasit daire içinde standart haline getirdiğiniz mali yükümlüklerle aynı parayla daha alt seviye oyuncular alıyorsunuz. yine mutsuzsunuz yine mutsuzsunuz. artık hem çok harcıyorsunuz hem de yıldızlarla kaybetmek yerine o kadar iyi olmayanlarla kaybediyorsunuz. sonra da bu takım neden koşmuyor, neden hareket etmiyor diye çemkiriyorsunuz. oysa kısa vadede hocaların size sunabileceği tek palyetif çözümün bu olmasının müsebbibi olmanıza rağmen.
yenilsen de yensen de değil mi? meh pek değil gibi.
en sinir olduğum iddia da parayı harca şampiyon ol harcamanı kompanse et kafası. yahu bu muazzam berrak fikirle ortaya çıkmış ilk kurum değilsiniz. bütün rakipleriniz bu safsatanın peşinde yani biri hariç diğerleri kaybedecek. hayır o kazanan da 1 ay kazanmış olacak. hemen "aman biz büyük sahneye gidiyoruz." düşüncesiyle yükümlülüklerini artıracak. kararlar böyle alınmaz. ihtimallerle getirileri (bütün ihtimallerin getirilerini) hesaplarsınız ve elde edebileceğiniz toplam harcamanızdan az mı çok mu ona bakarsınız. biz istiyoruz ki kaybettiğinde tek üzülünelecek şey "kupa kaybetmek" olan bir yapı inşa edelim. oysa futbolumuzun iklimi kaybettiğinde her şeyi kaybedeceğine inanan bu yüzden her sene "aman şampiyon olmamız lazım." cümlesiyle sil baştan pahalı hamleler yaptıran bir iklim.
2 yıldız olsaydı sahip olacağınıza inandığınız başarıların sahnesine o 2 yıldızlarla zannettiğinizden çok daha az çıkıyorsunuz. sonra her şeyinizi oraya bağladığınızda ayağınız tökezliyor ve o yıldız sayılarını artırmaya çalışıyorsunuz. fasit daire içinde standart haline getirdiğiniz mali yükümlüklerle aynı parayla daha alt seviye oyuncular alıyorsunuz. yine mutsuzsunuz yine mutsuzsunuz. artık hem çok harcıyorsunuz hem de yıldızlarla kaybetmek yerine o kadar iyi olmayanlarla kaybediyorsunuz. sonra da bu takım neden koşmuyor, neden hareket etmiyor diye çemkiriyorsunuz. oysa kısa vadede hocaların size sunabileceği tek palyetif çözümün bu olmasının müsebbibi olmanıza rağmen.
yenilsen de yensen de değil mi? meh pek değil gibi.