aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 28
    mülteci karşıtlığı ırkçılık falan değildir kavramların içini boşaltmakta üzerimize yok ne yazık ki. her muhalif görüşe “terörist” “vatan haini” diye çemkirmekten farkı yok bu tepkinin. yazar özelinde söylüyorum ama genel olarak bıktık yahu biz bu işten. lotr evreninde zenci elf yok deriz ırkçı oluruz. yahu her eserin içine sırf koymak için hemcinslerine ilgi duyan karakter koymayın deriz homofobik oluruz, mültecilerin yarattığı kaostan, bozduğu asayişten, sebep olduğu kültürel yozlaşmadan rahatsız oluruz yine ırkçı oluruz. suriyelilerin toplu olarak kıyıma uğratılması gerektiğini mi söylemiş? hayır. aleni olarak yaratılıştan gelen özelliklerini aşağılayıcı ifadelerle eleştirmiş mi? hayır. ırkçılık olması için böyle uç aksiyonlar mı yapması gerekiyor? kusura bakmayın ama evet.

    toplumsal huzurun korunması adına mülteci politikalarının yanlışlığından dem vurmak, demografik yapının değişmesinin doğuracağı sonuçlardan dolayı kaygılanmak ırkçılık değildir. işgal deği, iç savaş diyerek sığındıkları ülkede palalarla gezen, modern kültürün dışında kalmış ve uyum sağlaması aldığı eğitim dolayısıyla imkansız hale gelmiş 20’lik delikanlıları savunmak çok eğreti duruyor. lübnan’da da yaşandı iç savaş açın bakın bakalım amin maalouf’a göç etmek zorunda kaldığı fransa’ya nasıl uyum sağlamış? fransız ve dünya edebiyatına neler kazandırmış? insanların mülteci karşıtlığını sıcak yatağınızdan ırkçılık diye yaftalamayın kilis’e gaziantep’e konya’ya gidin ve işin hem mülteciler hem şehrin sakinleri için ne kadar dayanılmaz bir noktaya geldiğini kendi gözlerinizle görün. hayatında saçı açık kadın görmemiş topluma ait fertleri doğunun en modern ülkesine mülteci kabul ederek uyum sağlamalarını bekleyemezsiniz. yerel halkın bundan tabii şekilde rahatsız oluşu da onları ırkçı yapmaz.

    edit: ülkedeki mülteci sayısı diğer bütün dünya devletlerinin kabul ettiği sayının çok üzerinde ve merak etmeyin 15-20 milyonu bulmaları çok uzun sürmez, işim gereği şanlıurfa, gaziantep, kilis, adıyaman illerinin hepsinde bulundum. urfa’da yapılan ilk mülteci kampının inşaasında da oradaydım eşini dostunu savaşta kurban vermiş ya da verme ihtimali olan insanların savaşın travmasından kurtulup gelir gelmez makine gibi çocuk yaptıklarının da şahidiyim. nesilden nesile öyle ya da böyle üretimine katkı sağladığın ülkende senin nasıl yönetileceğine karar verecek bu insanlar bir süre sonra. işin kötü yanı senin benim gibi de değiller, bir çocuğun burnu kanasa gözünden yaş gelecek koca koca adamlar tanıdım ben bu ülkede bunları belinde palayla gezen adamlarla, erkek çocuklarıyla gelenek üzre birlikte olanlarla bir tutan pembe dünyacılığınız size değil ama çoluk çocuğunuzun başına ciddi belalar açacak bilmiş olun. şantiyede bardağından su içti diye birlikte iltica ettiği arkadaşını bıçaklayıp öldüren adamlar bunlar. orta doğuda bu pembiş dünyanızın hümanist yaklaşımları bizzat orta doğulular tarafından zırva olarak değerlendiriliyor çok üzgünüm.

    edit: ekonomik kaygılarla ya da yeni bir hayat beklentisiyle iltica etmenin meşruluğu tartışmaya açık bir konu değildir, söylediklerimin hiç bir yerinde de böyle bir kastım olmadı. aramızda eğitimsiz ve zayıf ahlaklıların bulunması bizi kötü bir toplum yapmadığı gibi bahse konu hiç bir milleti de kötü yapmaz aynı zamanda böyle bir kitlenin bulunması da daha fazlasını ithal etmemizden duyduğumuz rahatsızlığı haksız kılmaz. en azından biz toplum olarak tecavüzü, çocuk istismarını, tacizi, zorbalığı yapanları tecrit edecek çoğunluğa sahibiz. olmadığımızı düşünüyorsanız bile ben burada kendimi ve çevremi baz alarak konuşuyorum varsayın. “sen nesin ki geleni genelliyorsun” tavrını kavrayış probleminizin bir tezahürü olarak görüyorum. ayrıca hepimiz ülkemize iltica edenlerin elek altı bir sosyal sınıfa dahil olduğunu biliyoruz burada iyimser davranmanın, gerçekleri kamufle etmeye çalışmanın kimseye faydası yok. sizin fanusta yaşıyor oluşunuz ülkemizde mülteci sorunu olmadığı anlamına gelmiyor ne yazık ki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın