aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 39
    merhaba arkadaşlar. ben iyiyim. pazarcık'ta yaşayan ailem de iyi çok şükür. sadece pazarcık'ta değil, etkilenen civar illerde de akrabalarım ulaşabildiğim kadarıyla iyiler. buna sevinmeye utanıyorum. maalesef evler hasarlı, birçok insan evsiz kaldı.

    insanların merak edeceği aklıma gelmedi, yazmak da içimden gelmedi, kusura bakmayın. aklım kabul ediyor ama ruhum ve kalbim kabullenemiyor.

    maddi manevi yardım eden, dua eden herkesten allah razı olsun. lütfen bu felaketin bizi birleştirmesine izin verin. bugün bile birleşemiyorsa burası, kapatın gitsin.
  • 19
    (bkz: #3220860)

    uzun zaman sonra sözlüğe giriş yaptırıp bana entry girdiren yazar. ki ben öyle nickalti eleştirisi kültüründen de pek hazzetmeyen bir insanım, ancak son entry'leriyle birlikte bunu yazmak zorunda hissettim kendimi.

    mülteci karşıtlığı ırkçılık değildir. zira bu ülkenin kaynakları 80 milyon insana yetmiyorken bir de 20 milyon multeciye bakamayiz. dünyanın hiçbir ulkesi bakamaz. çünkü 2022 dünyası, kaynakların her ulkede kısıtlı olduğu bir iğrenç bir yer. dünyanın en refah devletlerinde bile fakirler var, siz düşünün artık.

    ayriyetten, ortadoğu'da birbirine ters kültürlerin bir arada yaşaması çok mümkün değildir. türkiye'ye gelen mültecilerin ezici çoğunluğu suriyeliler ve afganlardan oluşmakta. bu insanların kültürleri bizim kültürümüzle tamamıyla ters, özellikle afganlarınki. şeriatla yönetilen bir ülkenin insanlarıni laik türkiye'ye bu kadar kolay alamazsınız. kabul etseniz de etmeseniz de gerçek bu.

    dilerim ırkçılığın gerçek tanımını öğrenir ve sağa sola ırkçılık satmayı bırakır. hoş, bırakmasa bile umrumda değil zaten. çok şükür ülkenin çoğunluğu mülteci politikasının yanlış olduğunun ve doğru bir politikayla ülkeden gönderilmeleri gerektiğinin farkında.
  • 17
    mülteci karşıtı olmayı ırkçılık sanan yazar. yazarımız şunu bilmeli ki mülteci yönetmeliği ve göç kanununa göre mültecilerin kamplarından ayrılmaması gerekiyor ama türkiye'de böyle olmadığı rakamlarla ortada. ayrıca mülteciler kamu huzurunu ve asayişini bozan eylemlerde bulunduklarından insanların bozulan ekonomilerinin de etkisiyle mülteci istememeleri gayet doğal bir istek ve ırkçılıkla alakası yok.

    (bkz: #3220860)
    (bkz: #3342203)
  • 21
    kendisini kınıyorum. ayıptır kardeşim.
    bunları üzülürek yazıyorum.
    her şey güllük gülistanlık sanan yazar. yani turkiyede ki mülteci sorununa insanların tepki göstermesini ırkçılık olarak görüyorsa kendisiyle poliyannacılık oynanır.
    kafasını gömdüğü kumdan kaldırırsa mülteci adı altında insanlara edilen zulmü belki görür. çok zor değil.
    bu hümanist masallarını, afgan sapığın taciz edip öldürdüğü kızın babasına anlat. daha nicelerine.
    yeter.
    sen bu işten memnun olabilirsin herhangi bir nedenden dolayı.
    ama ülkesini, geleceğini, ailesini düşünen insanlara ırkçı diyemezsin.
    herşeye ırkçı diyeceksek asıl ırkçılık bu olur.
  • 32
    (bkz: #3342203)

    ülkede kadın cinayetleri işleniyor, her türlü ahlaksizlik var ve siz bunları mültecilerden biliyorsunuz deyip insanları ırkçılıkla suçlayan yazar. ülkede bunlar zaten fazlasıyla var, bir de işsiz güçsüz gezen, çoğunda ülke insanimizdaki eksik ahlağın kırıntısı bile olmayan, savaştan kaçıp başka bir ülkeye geldiğinde o ülkeye minnettar olması gerekirken bir de ülkeyi beğenmeyen, üzerine ülkenin ekonomisi zaten uzatmaları oynarken tabuta son çiviyi çakan, toplasip sokaklarda ülke insanlarinin içinden geçen, gençleri bıçaklayan, sokak ortasında vatandaş bogazlayan, arandığında bulunamayan, bir kısmının canlı bomba mi yoksa başka ülke ajani mi olduğu bile bilinmeyen mültecileri biz niye istiyoruz ülkemizde kardeşim? benim kendi ülkemde sahip olmadığım imkanlara sahip bu insanlar. gıda yardımı alıyorlar, karşılıksız burs alıyorlar, giyecek yardımı alıyorlar, çanta kitap defter yardımı alıyorlar, bir sürü ab projesinden envai çeşit maddi yardım alıyorlar, devletten maaş alıyorlar, vergi levhası olmadan işyeri açıp (siyasi korkulardan kimse karisamiyor) vergi yükünün altından ezilen esnafla haksız rekabet edebiliyorlar? bu söylediklerimin hangisini avrupa'ya çalışmaya giden türklere tanıyor o hükümetler?

    üzerine bunlar apar topar vatandaş yapılıp kendilerini bu ülkeye alan, ama kendi ülkesinin vatandaşlarını çöpten ekmek toplamaya, ekmek için yağ için kuyruklara girmeye, aç kalmaya muhtaç eden adama oy veriyorlar. ülke dinamiklerini bilmiyorlar, onlar için kendilerini alan adam peygamber(!) gerisi firavun. benim ülkemde benim kim tarafımdan yonetilecegime, hangi sıkıntıya mahkum edileceğime, ne kadar aç kalacağıma, colugumun çocuğumun rizkinin ne olacağına bu insanlar karar veriyorlar. sonra ben bu insanları ülkemde istemeyince ırkçı oluyorum öyle mi? hadi oradan! insanları ırkçılıkla suçlayacak cüreti kendinizde bulmadan önce gözlerinizi açıp etrafinizda olanları görmeye çalışın. hatay'ın yayladag ilçesinde bu insanların yoğun yaşadıkları bir mahallenin muhtariyla konuştuğumda, bana muhtarlık secimlerinde kendi mahallesinde yerel halktan çok bu insanların oyunun olduğunu, o yüzden onlar ne isterse yapmak zorunda olduğunu söylemişti. bu daha küçücük bir ilçenin küçük bir mahallesinde gerçekleşen durum. ülkede neler oluyor siz düşünün. bazı ilçelerde belediye başkanını kendileri seçecek çoğunluğa sahip olacaklar neredeyse antakya'da nereye adımını atarsan at suriyeli var, bazı caddeler halep caddesi gibi, türkler neredeyse dükkan da açmıyor alışveriş de yapmıyor, canlarını sıkan esnaf olduğunda tartaklamaya kadar götürüyorlar isi bu tarz yerlerde. kendileri hariç diğer esnafları yavaş yavaş yutuyorlar. ülke insanının daha sayamayacagim bin türlü sıkıntısı var bu insanlarla ilgili, ama dönüp bu insanları istemiyoruz dediğimizde ırkçı oluyormusuz! yok ya!

    suriye'de savaş bitti, ekonomileri nerdeyse bizimle aynı durumda, genel af çıkarıldı, donsunler madem ülkelerine, gereken sürede gerektiginden daha iyi şekilde misafir ettik, yetmez mi? ama dönen yok, neden? bir düşünün bakalım!

    kurumumun olduğu işyeri kiralık, sahibi fransa'da yaşayan bir gurbetçi ablamiz, yazları geldiğinde oturup uzun uzun sohbet ederiz. diyor ki: "biz fransa'ya gittikten sonra oranın kültürüne ve şartlarına kendimizi alistirdik. o insanlar gibi medeni yaşamaya çalıştık. kimseye karışmadik, işimize baktık ve zengin olduk. şu anda da hem orada hem burada inanılmaz müreffeh bir hayat yasiyoruz. ama türkiye'den gelen birçok insan fransızları düşmanı gibi görüyor, kendi kulturunu oraya taşımaya çalışıyor, her an ve her ortamda farklılığını ortaya koyuyor, hayatlarında bakımlı kadını çok az görmüş genç erkekler fransız kadınlarına sarkıntılık ediyor, haliyle de hep dislaniyorlar, sonra da bize ırkçılık yapılıyor, vataninizin değerini bilin diyorlar." bakın anlamak isteyene çok şey anlatılıyor burada ama tabi bu gerçeklerin hepsine gözünü kulağını kapatıp ülkesinde artık mülteci istemeyen insanları ırkçılıkla suçlamak çok daha kolay.

    antakyanin büyük kısmı arapça bilir, suriyelilerin türkçe öğrenmesine bile gerek olmayan yerlerden biridir. buradaki insanlar çok sıcak kanlidir. bir kısmı din kardeşliğinden dolayi bir kısmı insana değer verdikleri için başlarda kucak açtılar suriyelilere, ama suriyelilerin ekseriyetini tanıdıkça buradaki insanlar da bıktı, çoğunluk suriyelilerin ülkelerine donmelerinden yana, bu mantıkla antakyalı insanlarin çoğunluğu ırkçı. mantığa gel!

    çağın ve ülkenin gerçeklerine, demografik yapısına, kültürüne, ekonomik darbogazlarina kulağını gözünü sımsıkı yumup sonra da ülkesinde mülteci istemeyen insanlara ırkçı damgasini yapıştıran arkadaşa önerim alıp evinde üç beş suriyeliyi beslemesi, bakalım ne kadar dayanabilecek.

    ne hikmetse ırkçılıkla alakası olmayan, insan ilişkilerinden bize göre çok daha medeni, iyi kötü bir demokrasisi olan avrupa ülkeleri almadı bu suriyelileri. aldıkları da en kalifiye olanları. kalanları besleyelim diye bize para veriyorlar, biz de bu insanları kamplarda tutup kültür ve dil egitimi vermek yerine sokaklara saldık, bir virüs gibi yayilmalarina ve cogalmalarina izin verdik, vücut kendi kendine bagisiklik kazanırsa kazansın yoksa ben ne yapayım dedik, bir ara da bu çok sevdiğimiz mültecilerle avrupa'yı tehdit ediyorduk "bakın kapıları açıp bunları üstünüze salariz ha" diye. yani kendi yoneticilerimizin bile baştan ayağa sıkıntı olduğunu bildiği bu insanlari biz ülkemizde istemeyince ne hikmetse ırkçı oluyoruz.

    gidin yazın mersin'de, hatay'ın arsuz ilçesinde, çevlik ilçesinde, antalya'da, alanya'da denize girin bakalım. eşiniz ya da sevgiliniz ya da siz mayo - bikini kullanıyorsanız kumda haşemayla oturup eşinizi, sevgilinizi ya da sizi aç aç izleyen, pis pis sırıtan, yanınızda erkek yoksa suda dibinize gelip size iş atan (bazen erkek varken de yapıyorlar) en az 3 kişiden mürettep suriyeli genç topluluğuna ırkçı olmamak için ses cikartmazsiniz artık. bol bol laf atıp belki gelip fiziksel temasa bile girerler. ne de olsa bir şey derseniz ırkcisiniz.

    saçma sapan argümanlarla insanlara yafta yapistirmayi bırakın. gün gelir devran döner alniniza yapışan yaftanin altından kalkamazsiniz. benden söylemesi.

    ayrıca sözlük ahalisine tavsiyem, bir yazar saçma sapan bir argümanı, hele de bu ülkenin içinden geçen mültecileri istemeyen ülke insanini ırkçılıkla suçlamak gibi abesle iştigal bir şeyken, biraz düzgün bir yazinla dile getirince hemen peşinden gitmemeniz. epey komik oluyor uzaktan bakınca haberiniz olsun.
  • 20
    son zamanlardaki yanlış göç politikasına yapılan eleştirileri ırkçılık olarak değerlendiren yazar.

    mülteci sorunu ve göç politikasının zaten birer kavram olduğu ortada, ırkçılık gibi üst bir tanıma ihtiyacı yok. kaldı ki herhangi bir ırkı istememe, küçümseme, dışlama gibi bir davranış olmadığı gibi aksi durumda herhangi bir ırkı övme yüceltme de yok. sadece bu ülkenin kaynakları kısıtlı ve dışardan herhangi bir - bak herhangi bir insanı, ırkı demiyorum - insanı kabul edebilecek durumda değiliz. bu göçmen de olsa, mülteci de olsa ülkece zaten hem ekonomik hem sosyolojik hem de psikolojik olarak çökmek üzereyiz. burada bir ülkenin kaynaklarının artık başka insanları taşıyamayacak hale gelmesinden bahsediyoruz. neresi ırkçılık bunun? herhangi bir ırk mı kastediliyor burda? ya da ben kendi ırkımdan olanı mı övmüş oluyorum bunları söyleyerek?

    edit: ekleme yapayım emre tilev ne demiş bakmadım. yazdıklarım emre tilev'i onaylama amaçlı değil, kaldı ki ne söylediğini bilmiyorum. emre tilev gerçekten ırkçılık yapmış, tüm suçlamaları tek bir ırka yüklemiş olabilir orasını bilemem. ama ben genele bakarak yorum yapıyorum ve genel manzarada gördüklerim bunlar. tek bir ırkı suçlamak değil derdim veya tek bir ırkın haklarını korumak değil. bu ülke sınırları içerisinde ve bu ülke vatandaşı olan tüm insanların haklarını korumak.
  • 28
    mülteci karşıtlığı ırkçılık falan değildir kavramların içini boşaltmakta üzerimize yok ne yazık ki. her muhalif görüşe “terörist” “vatan haini” diye çemkirmekten farkı yok bu tepkinin. yazar özelinde söylüyorum ama genel olarak bıktık yahu biz bu işten. lotr evreninde zenci elf yok deriz ırkçı oluruz. yahu her eserin içine sırf koymak için hemcinslerine ilgi duyan karakter koymayın deriz homofobik oluruz, mültecilerin yarattığı kaostan, bozduğu asayişten, sebep olduğu kültürel yozlaşmadan rahatsız oluruz yine ırkçı oluruz. suriyelilerin toplu olarak kıyıma uğratılması gerektiğini mi söylemiş? hayır. aleni olarak yaratılıştan gelen özelliklerini aşağılayıcı ifadelerle eleştirmiş mi? hayır. ırkçılık olması için böyle uç aksiyonlar mı yapması gerekiyor? kusura bakmayın ama evet.

    toplumsal huzurun korunması adına mülteci politikalarının yanlışlığından dem vurmak, demografik yapının değişmesinin doğuracağı sonuçlardan dolayı kaygılanmak ırkçılık değildir. işgal deği, iç savaş diyerek sığındıkları ülkede palalarla gezen, modern kültürün dışında kalmış ve uyum sağlaması aldığı eğitim dolayısıyla imkansız hale gelmiş 20’lik delikanlıları savunmak çok eğreti duruyor. lübnan’da da yaşandı iç savaş açın bakın bakalım amin maalouf’a göç etmek zorunda kaldığı fransa’ya nasıl uyum sağlamış? fransız ve dünya edebiyatına neler kazandırmış? insanların mülteci karşıtlığını sıcak yatağınızdan ırkçılık diye yaftalamayın kilis’e gaziantep’e konya’ya gidin ve işin hem mülteciler hem şehrin sakinleri için ne kadar dayanılmaz bir noktaya geldiğini kendi gözlerinizle görün. hayatında saçı açık kadın görmemiş topluma ait fertleri doğunun en modern ülkesine mülteci kabul ederek uyum sağlamalarını bekleyemezsiniz. yerel halkın bundan tabii şekilde rahatsız oluşu da onları ırkçı yapmaz.

    edit: ülkedeki mülteci sayısı diğer bütün dünya devletlerinin kabul ettiği sayının çok üzerinde ve merak etmeyin 15-20 milyonu bulmaları çok uzun sürmez, işim gereği şanlıurfa, gaziantep, kilis, adıyaman illerinin hepsinde bulundum. urfa’da yapılan ilk mülteci kampının inşaasında da oradaydım eşini dostunu savaşta kurban vermiş ya da verme ihtimali olan insanların savaşın travmasından kurtulup gelir gelmez makine gibi çocuk yaptıklarının da şahidiyim. nesilden nesile öyle ya da böyle üretimine katkı sağladığın ülkende senin nasıl yönetileceğine karar verecek bu insanlar bir süre sonra. işin kötü yanı senin benim gibi de değiller, bir çocuğun burnu kanasa gözünden yaş gelecek koca koca adamlar tanıdım ben bu ülkede bunları belinde palayla gezen adamlarla, erkek çocuklarıyla gelenek üzre birlikte olanlarla bir tutan pembe dünyacılığınız size değil ama çoluk çocuğunuzun başına ciddi belalar açacak bilmiş olun. şantiyede bardağından su içti diye birlikte iltica ettiği arkadaşını bıçaklayıp öldüren adamlar bunlar. orta doğuda bu pembiş dünyanızın hümanist yaklaşımları bizzat orta doğulular tarafından zırva olarak değerlendiriliyor çok üzgünüm.

    edit: ekonomik kaygılarla ya da yeni bir hayat beklentisiyle iltica etmenin meşruluğu tartışmaya açık bir konu değildir, söylediklerimin hiç bir yerinde de böyle bir kastım olmadı. aramızda eğitimsiz ve zayıf ahlaklıların bulunması bizi kötü bir toplum yapmadığı gibi bahse konu hiç bir milleti de kötü yapmaz aynı zamanda böyle bir kitlenin bulunması da daha fazlasını ithal etmemizden duyduğumuz rahatsızlığı haksız kılmaz. en azından biz toplum olarak tecavüzü, çocuk istismarını, tacizi, zorbalığı yapanları tecrit edecek çoğunluğa sahibiz. olmadığımızı düşünüyorsanız bile ben burada kendimi ve çevremi baz alarak konuşuyorum varsayın. “sen nesin ki geleni genelliyorsun” tavrını kavrayış probleminizin bir tezahürü olarak görüyorum. ayrıca hepimiz ülkemize iltica edenlerin elek altı bir sosyal sınıfa dahil olduğunu biliyoruz burada iyimser davranmanın, gerçekleri kamufle etmeye çalışmanın kimseye faydası yok. sizin fanusta yaşıyor oluşunuz ülkemizde mülteci sorunu olmadığı anlamına gelmiyor ne yazık ki.
  • 31
    kendisini sözlükten rast geldikçe okurum, ama şu var:
    mültecilerin bir ülkeye düzenli bir şekilde alınması, toplumsal huzuru bozmayacak şekilde ve dengeleri değiştirmeyecek şekilde alınması devletin görevidir.

    mevlâm kayıra saldım çayıra diyerek ne olduğu belirsiz sayısı milyonlarla ifade edilen insanları alamazsınız! nokta!
    alırsanız ortalığın karışacağı nettir.
    bakın 6 sene önce istiklal caddesi'ne ara sokaklardaki garip otel/ mekanlarda ne idüğü belirsiz suriyelilerin eğlence yerleri vardi, bir tanesi yeşilköy dolmuşlarının olduğu sokaktaydı. 12-14 yaşında kızları dansöz diye dans ettiren aşağılık pedofili mekanlar bunlar.

    bunun dışında cinayete kurban verilen döviz bürosu olan bir tanıdık var, gözcülük yaptı suriyeliler dilenci ayağına , adamı kurşunladılar çıkışta çalışanlarıyla...

    hastanelerde doktor döveninden , sürekli doğum yapanına her türü var. bizim paramızla bakıla bakıla sgk yı tamamen bitirdiler. neden bakıyoruz? bak hollywood yıldızlarının gittiği bm kamplarına yardım varsa tedavi var yoksa kim hayatta kalırsa...

    biz zaten iki yakası bir araya gelemeyen bir ülkeyiz, nasıl bakarız elaleme?

    başka birçok olay ve durum var - bu da haklı olarak vatandaşa dedirtir ki "ne oluyor?"
    ve yanına bonus gelen asker kaçkını afganlar eklendi, arkadaşlarım caddebostan sahilde oturamamış - rahat vermemişler...

    yani hayvan geliyor içeriye çoğunlukla , insanlığının farkında olmayan güruhlar.

    afganları şutla (abd ye olan tavizler var malesef burada) , suriyelileri yavaş yavaş kayıt altına al ve hır gür çıkaranı hemen gönder, düzgün eğitimlilere öncelik ver, düzgünce bir program yap ve zamanla ülkesine göndermede destek ol.

    bu kadar net...

    yarın öbür gün burada suri ve afgan şeriatçılarla iç savaşa girersek , bunun bir sebebi malesef saftirik woke ve sjw takılan körlerdir.

    kafa kesmeye başlamadan atacaksın bu kadar net, idlib - el bab a gerekirse şehir kur yerleştir
  • 23
    mülteci sorunu ile ırkçılığı biraraya getiriyorsa ülkede 8-9 milyon mültecinin yarattığı ekonomik sıkıntıları( mültecilere harcanan paralar, üretime katılmayan veya ucuz işgücü yaratan mültecilerin ülke insanına verdiği zarar, gıda arz talep dengesizliği sonucu ortaya çıkan zamlar -zamların tamamının bu nedenle oluştuğunu söylemiyorum tabii ki de-) da konuşması gereken yazar. ülkede hiçbir şey güllük gülistanlık değilken altı tamamen boşaltılmış kavramlar üzerinden insanlara sallamak bu kadar kolay olmamalı. her olayı kendi içinde değerlendirmek lazım, hükümetin yarattığı bu sorun insanları mülteci kanunu üzerinden savunma ihtiyacına itiyor.

    bunlar sabaha kadar konuşulabilecek konular. yozlaştığımızın ve değerlerimizin değiştiğinin ben de farkındayım ama varolan durum üzerinde bu kadar toz pembe kalabilmek için de türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal veya sosyodemografik çıkmazda bulunmuyor olmak lazım.
  • 33
    (bkz: #3342203)

    mülteci mi, sığınmacı mı, bu insanların statüsü nedir ne değildir çok kafa yormadan aşağıdaki videodan bilgilendiğimiz kadarıyla anayasaya aykırı bir şekilde ülkemizde barındırılan milyonlarca insan var. hatta vatandaşlık alıyorlar. ve bu durumdan rahatsız olmak gayet doğal ancak emre tilev'in tweet'i de saçma ve anlamsız. 2-3 milyar euro alacağım avrupan diye bu kadar insanı türkiye'ye bağlayan hükümete serzenişte bulunsa o zaman bir mantığı olurdu.

    https://www.youtube.com/...nel=Habert%C3%BCrkTV

    suriye iç savaşı başladığında bağdat'ta çalışıyordum ve iki buçuk sene orada kaldım. o coğrafyada insanların neler çektiğinin yakın tanığıyım. bununla birlikte ersan şen'in (linkteki videoda) hukuki dayanağa oturtarak yaptığı tüm değerlendirmelere katılıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın