34784
görevden ayrıldıktan/alındıktan* sonra bir ay ortalarda görünmeyip taraftarın küme düşme korkusundan uykusunun kaçtığı bir gecede "kendisiyle iltisaklı" görülüp florya'dan koparılan herkesle bir araya gelmesi tabi ki gayet doğal ve hesap kitap barındırmayan bir eylem olan imparator.
o toplantıda çekilen ve sosyal medyaya yüklenen fotoğraflar sonrası; küme düşmeme mücadelesi veren, hocası ve başkanı var mı yok mu belli olmayan bir takımın sezon sonunda belki de ikili averaj hesabı yapacağı bir maç öncesi herkes kendisini konuşuyor. eminim bu da tamamen hocanın kestiremediği bir takım olaylardır.
fatih terim'in başardığı şeyleri ben başarmış olsam, maddi manevi o güce o mertebeye ben ulaşmış olsam, haliyle o egoya da ben sahip olsam ben daha da beterini yapardım. belki kaybedilme ihtimali olan maçlardan önce değil kaybedildikten sonra o paylaşımlara mahal verirdim.
neticede "bekara karı boşamak kolay" demiş atalarımız. sıradan bir insan, sıradan bir taraftar olarak onu yapmasın bunu etmesin demek kolay. ancak unutmamak gerekir ki, hoca da sıradan bir vatandaş gibi düşünseydi, o egoya ve hırsa sahip olmasaydı; en iyi ihtimalle 1996 ekim ayında "bu da olmadı ne yapalım" diyerek başka bir kariyerin peşine düşmüştü çoktan...
biz de artık ali koç gibi 1900lerin başında galatasaray lisesi bahçesindeki antrenman maçlarında alınan galibiyetlerin yıldız sayılması için falan uğraşıyor olurduk...
o toplantıda çekilen ve sosyal medyaya yüklenen fotoğraflar sonrası; küme düşmeme mücadelesi veren, hocası ve başkanı var mı yok mu belli olmayan bir takımın sezon sonunda belki de ikili averaj hesabı yapacağı bir maç öncesi herkes kendisini konuşuyor. eminim bu da tamamen hocanın kestiremediği bir takım olaylardır.
fatih terim'in başardığı şeyleri ben başarmış olsam, maddi manevi o güce o mertebeye ben ulaşmış olsam, haliyle o egoya da ben sahip olsam ben daha da beterini yapardım. belki kaybedilme ihtimali olan maçlardan önce değil kaybedildikten sonra o paylaşımlara mahal verirdim.
neticede "bekara karı boşamak kolay" demiş atalarımız. sıradan bir insan, sıradan bir taraftar olarak onu yapmasın bunu etmesin demek kolay. ancak unutmamak gerekir ki, hoca da sıradan bir vatandaş gibi düşünseydi, o egoya ve hırsa sahip olmasaydı; en iyi ihtimalle 1996 ekim ayında "bu da olmadı ne yapalım" diyerek başka bir kariyerin peşine düşmüştü çoktan...
biz de artık ali koç gibi 1900lerin başında galatasaray lisesi bahçesindeki antrenman maçlarında alınan galibiyetlerin yıldız sayılması için falan uğraşıyor olurduk...
