• 29877
    (bkz: #3335871)
    takım kendi düşünme melekelerini kaybetti iyice, verilen yönerge neyse, ona kitlenip başka hiçbir şey yapmıyor.

    t.d.: geriden oyun kuralım.
    kaleciler: 10 topun 9'unu stopere atayım. (pena hariç, takımda sayılı beyni olan oyunculardan)
    t.d.: tacı çizgiye paralel atalım.
    oyuncular: herkes dizilsin bakalım çizgiye.... 9 rakip çizgide, 9 takım arkadaşı çizgide.
    t.d.: kornerde topu penaltı noktasına atın.
    oyuncular: 10 topun 10'unu da penaltı noktasına atıyor. rakip kayseri gibi konsantrasyon kaybederse, golü bulursun. yoksa rakip dizer o küçük alana 6 adam, penaltı noktasından gol mol atamazsın.

    kimse kusura bakmasın, terim varken, galatasaray her yapacağı hareketi önceden rakibine sezdiren bir boksöre benziyordu. torrent geldi, artık yapacağı hamleleri 3 saniye önceden bağırarak rakibe söyleyen boksöre döndü. karşısındaki rakipten devamlı kontra yiyip, nakavt olmamızın sebebi budur.

    şimdi hemen bir örnek vererek entryimi sonlandırayım. defansta çalım atmanın riskli ve yapılmaması gerektiğini hepimiz biliyoruz. senaryomuzda kendi ceza sahasında marcao tek başına, top ayağında. pena kalede bekliyor. dakika 90, kalan 9 galatasaraylı kişi rakip ceza sahasında.
    rakip 9 kişi kendi ceza sahasını savunuyor.
    senaryo a: rakibin forveti jardel, tek başına marcao'ya baskı yapıyor.
    senaryo b: rakibin forveti elmander, tek başına marcao'ya baskı yapıyor.
    bu iki durumda da risk ve doğru hareket aynıysa, ben hiçbir şey bilmiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın