282
galatasaray'ın kasımpaşa, giresunspor, malatyaspor gibi takımlardan puan kaybı beklediği, hemen her anadolu takımının ali sami yen'de galip geldiği iğrenç sezon. 2010-2011 sezonu ile arasındaki fark var. o sezon daha doğrusu o dönemler arka arkaya başarısızlıklar o kadar çoktu ki yeni sezona ümitsiz başlamıştık. nitekim öyle de oldu. kötüydü ama hayal kırıklığı yaratmadı çünkü bekleniyordu. bu sezon muazzam bir beklenti ile başladık ve yaşadığımız hayal kırıklığını tanımlayacak bir kelime yok. bu yüzden galatasaray tarihinin bence en kötü sezonu.
ancak her kötüden bir iyi çıkarmak zorundayız. bu sezon bize;
1-transfer yetkisinin tek bir insanın tekeline bırakılmaması gerektiğini,
2-değişen ve dönüşen futbola uyum sağlamanın zorunluluk olduğunu,
3-soyut, hamasi ve duygusal söylemlerin başarıya ulaştırmadığını
4-kazanımların ancak bilimsel, metodik yollarla elde edildiğini,
5-artık takımların tek bir teknik adama değil bir "ekibe" bırakılması gerektiğini,
6-yeni jenerasyona uyum sağlayacak, onların dilinden konuşabilecek ve onların dinamiğini bilen bir isim gerektiğini,
7-futbolcular ne kadar gençse teknik adamın da bir o kadar genç olması icap ettiğini,
8-evlatçılığın takıma ne kadar zarar verdiğini,
9-transfer yaparken ince eleyip sık dokumak gerektiğini ve kararların deneyimli bir konsensus ile alınması gerektiğini
öğretti. en önemlisi de hamasetle, yiğitlik destanlarıyla, o elini kalbine götürmüş diğeri utancından annesini arayamamışlarla bu işin olmayacağı anlaşıldı. umarım yeni sezon galatasaray'ın artık lütfen bilim, sistem ve planlama ile tanıştığı yıl olur.
ancak her kötüden bir iyi çıkarmak zorundayız. bu sezon bize;
1-transfer yetkisinin tek bir insanın tekeline bırakılmaması gerektiğini,
2-değişen ve dönüşen futbola uyum sağlamanın zorunluluk olduğunu,
3-soyut, hamasi ve duygusal söylemlerin başarıya ulaştırmadığını
4-kazanımların ancak bilimsel, metodik yollarla elde edildiğini,
5-artık takımların tek bir teknik adama değil bir "ekibe" bırakılması gerektiğini,
6-yeni jenerasyona uyum sağlayacak, onların dilinden konuşabilecek ve onların dinamiğini bilen bir isim gerektiğini,
7-futbolcular ne kadar gençse teknik adamın da bir o kadar genç olması icap ettiğini,
8-evlatçılığın takıma ne kadar zarar verdiğini,
9-transfer yaparken ince eleyip sık dokumak gerektiğini ve kararların deneyimli bir konsensus ile alınması gerektiğini
öğretti. en önemlisi de hamasetle, yiğitlik destanlarıyla, o elini kalbine götürmüş diğeri utancından annesini arayamamışlarla bu işin olmayacağı anlaşıldı. umarım yeni sezon galatasaray'ın artık lütfen bilim, sistem ve planlama ile tanıştığı yıl olur.