11129
zamanın anlam ve önemine binaen. siz siz olun aptal kurbağa olmayın!
--- alıntı ---
bir göletin yakınında yaşayan yaşlı bir yılan varmış. yılan öyle yaşlıymış ki, artık kurbağaları avlayamıyormuş ve bu yüzden çok güçsüz kalmış. bir gün, yaşlı yılanın aklına kurnazca bir plan gelmiş ve kurbağalarla dolu yakındaki bir gölete gitmiş. göletin kıyısında, kurbağalarla ilgilenmiyormuş gibi davranarak etrafını seyretmeye başlamış.
ilk başta kurbağalar korkup kaçışmışlar. fakat bir süre sonra, zararsız görünen yılana yaklaşmışlar ve içlerinden biri sormuş:
neden öyle duruyorsun, neden avlanmıyorsun?
yılan ilgisizce, canım hiç yemek istemiyor dedikten sonra, sözlerine devam etmiş:
dün gece, yemek için kurbağa ararken, karşıma bir bilge çıktı ve bana şöyle dedi; bundan sonra kurbağaları avlamayacaksın, onlara hizmet edeceksin. sadece kurbağaların sana sunduğu şeyleri yiyeceksin! bu yüzden, size hizmet etmek için buraya geldim. gezinmek isteyen kurbağaları sırtıma alıp gezdirebilirim.
yılanın söyledikleri kısa sürede kurbağaların kralının kulağına gitmiş. kral da hemen yılanın yanına gelmiş ve ondan kurbağalara zarar vermeyeceğine dair söz vermesini istemiş. yılan söz verince, kral da onun sırtında gezmeye karar vermiş. yılan onu göletin etrafında dolaştırmış ve kral çok eğlenmiş. bunun üzerine diğer kurbağalar da yılanın sırtına binmişler. o da, zik zaklar çizerek ve daha hızlı sürünerek onları gezdirmiş. tüm kurbağalar, özellikle de kurbağaların kralı bu gezintiden çok memnun kalmış.
ertesi sabah, kral büyük bir heyecanla yine yılanın sırtında gezinmek istemiş. ancak, yılan bu sefer kasıtlı olarak çok yavaş sürünmüş, ve zik zaklar çizmemiş. bunu fark eden kral merakla nedenini sormuş. yılan üzgün bir tavırla ona yanıt vermiş;
uzun zamandır yemek yemedim ve çok güçsüz kaldım. seni daha hızlı gezdirmek için bir şeyler yemeliyim.
kurbağaların kralı bir süre düşündükten sonra, diğer kurbağalara da danışmış ve yılanı güçlü tutmak için, ona her gün bir kurbağayı vermeye karar vermiş. yılanın planladığı da zaten buymuş. o günden sonra yılan, her gün kurbağalardan birini yemiş. kısa sürede gücünü yeniden kazanmış ve kurbağaları göletin etrafında gezdirmeye devam etmiş.
öte yandan, kurbağaların kralı öyle eğleniyormuş ki, kurbağaların sayısının hızla azaldığını hiç anlamamış.
zamanla yılan, kralın akrabaları da dahil, kurbağaların çoğunu yemiş. sonunda, bir gün kralı da yemiş ve böylece gölette yaşayan tüm kurbağalar yok olup gitmiş.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
bir göletin yakınında yaşayan yaşlı bir yılan varmış. yılan öyle yaşlıymış ki, artık kurbağaları avlayamıyormuş ve bu yüzden çok güçsüz kalmış. bir gün, yaşlı yılanın aklına kurnazca bir plan gelmiş ve kurbağalarla dolu yakındaki bir gölete gitmiş. göletin kıyısında, kurbağalarla ilgilenmiyormuş gibi davranarak etrafını seyretmeye başlamış.
ilk başta kurbağalar korkup kaçışmışlar. fakat bir süre sonra, zararsız görünen yılana yaklaşmışlar ve içlerinden biri sormuş:
neden öyle duruyorsun, neden avlanmıyorsun?
yılan ilgisizce, canım hiç yemek istemiyor dedikten sonra, sözlerine devam etmiş:
dün gece, yemek için kurbağa ararken, karşıma bir bilge çıktı ve bana şöyle dedi; bundan sonra kurbağaları avlamayacaksın, onlara hizmet edeceksin. sadece kurbağaların sana sunduğu şeyleri yiyeceksin! bu yüzden, size hizmet etmek için buraya geldim. gezinmek isteyen kurbağaları sırtıma alıp gezdirebilirim.
yılanın söyledikleri kısa sürede kurbağaların kralının kulağına gitmiş. kral da hemen yılanın yanına gelmiş ve ondan kurbağalara zarar vermeyeceğine dair söz vermesini istemiş. yılan söz verince, kral da onun sırtında gezmeye karar vermiş. yılan onu göletin etrafında dolaştırmış ve kral çok eğlenmiş. bunun üzerine diğer kurbağalar da yılanın sırtına binmişler. o da, zik zaklar çizerek ve daha hızlı sürünerek onları gezdirmiş. tüm kurbağalar, özellikle de kurbağaların kralı bu gezintiden çok memnun kalmış.
ertesi sabah, kral büyük bir heyecanla yine yılanın sırtında gezinmek istemiş. ancak, yılan bu sefer kasıtlı olarak çok yavaş sürünmüş, ve zik zaklar çizmemiş. bunu fark eden kral merakla nedenini sormuş. yılan üzgün bir tavırla ona yanıt vermiş;
uzun zamandır yemek yemedim ve çok güçsüz kaldım. seni daha hızlı gezdirmek için bir şeyler yemeliyim.
kurbağaların kralı bir süre düşündükten sonra, diğer kurbağalara da danışmış ve yılanı güçlü tutmak için, ona her gün bir kurbağayı vermeye karar vermiş. yılanın planladığı da zaten buymuş. o günden sonra yılan, her gün kurbağalardan birini yemiş. kısa sürede gücünü yeniden kazanmış ve kurbağaları göletin etrafında gezdirmeye devam etmiş.
öte yandan, kurbağaların kralı öyle eğleniyormuş ki, kurbağaların sayısının hızla azaldığını hiç anlamamış.
zamanla yılan, kralın akrabaları da dahil, kurbağaların çoğunu yemiş. sonunda, bir gün kralı da yemiş ve böylece gölette yaşayan tüm kurbağalar yok olup gitmiş.
--- alıntı ---
