33394
yaşattığı nice şampiyonluklar için saygı duyduğumuz gibi, yaptığı bazı yanlışları da eleştirebilelim ki galatasaray kültüründen bahsedebilelim.
izninizle başlıyorum:
sistemimiz yok
muslera'dan marcao'ya, marcao'dan nelsson'a, nelsson'dan berkan'a, berkan'dan marcao'ya, marcao'dan nelsson'a, nelsson'dan yedlin'e, yedlin'den yine nelsson'a gibi paslaşmalar gözünüzü kanatmıyorsa, buyurun sisteminizle baş başa kalın. geriden oyun kurma gibi süslü kelimelerle kendinizi bir güzel tatmin edebilirsiniz. maç sonucu yenildik mi? sıkıntı değil, mis gibi xg'lerimiz var. oynanan kısır oyun, bulunamayan şut imkanları, edilemeyen mücadeleler hep göz ardı ediliyor. ortaya çıkmayan taktik ve sistemin hep bir bahanesi oluyor. en büyük bahane de,
kiralık oyuncular
işte burada yine göz ardı edilen ve yukarıda bahsettiğim şeyle doğru orantılı olan bir şey var. nedir? sistemin yok. eğer sen belli bir sistem oturtsaydın, oturttuğun sisteme göre oyuncu alırdın. kiralık dediğiniz nzonzi, dünya kupasını kazanan fransa'nın kadrosunda yer almış bir oyuncuydu. seri dediğiniz adamı barcelona istemişti. lemina, juventus forması giymiş biriydi tıpkı melo gibi. hani konu kiralıksa, taraftarın yıllar geçse de unutmayacağı felipe melo'da kiralıktı. tek fark neydi? hocamız o dönem herkesten verim alabiliyordu çünkü sistemi vardı. aktif bir sistem olduğu için de emre çolak bile inanılmaz katkılar verdi. kısıtlı yeteneğine rağmen fark yaratan bir engin baytar vardı. düşünün yahu, bu gibi isimlerle kadıköy'de kupa kazandık. şimdi ise kalkıp nzonzi, seri, lemina, andone kiralık olduğu için hoca başarısız oldu veya sistem oturtmadı diyorsunuz. seri oynadığı maçlarda göz doldurmadı mı? lemina her maçta mücadele etmedi mi? mitroglou en kritik zamanda gol atıp şampiyonluğumuza katkıda bulunmadı mı? nagatomo son yılların en mükemmel sol bek performansını vermedi mi? onyekuru neredeyse tek başına şampiyon yapmadı mı bizi? e bak bunlarda kiralık? işimize gelince övelim, gelmeyince de tu kaka...
madem transfer konularına girdik, mesela arda turan niye alındı biri açıklasın bana? fatih öztürk, jimmy durmaz, şener özbayraklı, muğdat çelik, semih kaya, emre taşdemir falan ne amaçlandı da alındı? uğruna yaygaralar kopardığımız ve ceza almamızı sağlayan transferlerden biri olan oğulcan çağlayan'a ne oldu? neden oynatılmıyor? gustavo assunçao nerelerde? aytaç kara ne alaka? bunları da sormalıyız kendimize.
xg
bugün türkiye'de asgari ücret 4250 tl'ye çıkarıldı. ouv deli para değil mi? değil işte. sen asgari ücreti %50 arttırıp, her şeye %100 zam yaparsan ne anlamı kalır ki? sonuç olarak her türlü vatandaş zararlı çıkacak ama sosyal medyada "teşekkürler cumhurbaşkanım" başlığı altında bir sürü teşekkür mesajı var.
şimdi ben bunu neden anlattım?
galatasaray'da xg ortalaması 3 falanmış galiba tam bilmiyorum ama çokmuş. yani görünürde öyle. 16 hafta sonunda sadece 21 gol attık. sonuç olarak galatasaray zararlı çıktı ama sağda solda "teşekkürler fatih terim" başlığı altında bir sürü teşekkür mesajı var. "ehonomimiz çoh eyi" diyen bir bireyden ne farkımız kaldı ki? sonuca bakacaksın sonuca!
mesela fatih terim'in takımın başında sahaya çıktığı son 3 yılda yapılan 108 maçın sadece 57'sini kazanmışız. düşünün yahu hiçbir maça favori çıkmıyoruz artık, yani illa ki her 2 maçta 1 illa ki puan kaybediyoruz. şimdi ben son 10 yılın puan ortalamasını veya xg, korner sayısı, ceza alanında topla buluşma gibi istatistikleri çıkarsam ne olur, çıkarmasam ne olur? istisna dediğin 5 maçtır, 10 maçtır ama 51 maç değildir arkadaşlar.
operasyon
takımımıza, bilhassa fatih terim'e başta tff olmak üzere birçok kurum ve kuruluş tarafından tabir-i caizse operasyon çekiliyor. başkalarına verilmeyen cezalar, misliyle fatih terim'e veriliyor. yani hani fenerbahçe ve beşiktaş kavga etse, fatih terim ve galatasaray ceza alıyor o derece çıldırmışlar. bunu kimse inkar edemez, eden de kendine galatasaray taraftarıyım demesin. ben olsam kafayı yerdim ama fatih terim kafayı yememeli; hatta daha da gaza gelmeli. hırsından dolayı gömleği sırılsıklam olan fatih terim'i arıyorum ama bulamıyorum. o eski fatih terim olsa, ceza aldığına şükrederdik çünkü aslanı uyandırdınız derdik, düşünün o kadar güvenirdik işte. güvenirdik...
tff yüzünden puan kaybettik mi? evet.
hakemler yüzünden puan kaybettik mi? evet.
bize karşı düşmanlık var mı? evet.
vallahi evet ama kendi hatalarımızdan dolayı da kaybettik be arkadaşlar.
29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçında 2-0 öne geçmemize rağmen, maçı zar zor 2-2'de tuttuk. +2 puan gitti.
12 eylül 2021 trabzonspor galatasaray maçında 2-0 öne geçmemize rağmen, yine maçı zar zor 2-2'de tuttuk. +2 puan gitti.
19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçında hiçbir şey oynamadık ve 1-0 yenildik.
22 eylül 2021 kayserispor galatasaray maçında yine hiçbir şey oynamadan maçı 3-0 kaybettik.
25 ekim 2021 beşiktaş galatasaray maçında 1-0 öne geçmemize rağmen maçı 2-1 kaybettik. son dakikalarda penaltı kaçırdık. +1 puan gitti.
21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçında 1-0 öne geçmemize rağmen maçı 2-1 kaybettik. rakip son 10 dakika 10 kişi oynadı ve 90+'da gol yedik. +1 puan gitti.
yani toplamda en az 6 puanı kendi hatalarımızdan dolayı rakiplere hediye ettik. buna karşın yine eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, birçok maçı da şans faktöründen dolayı kazanabildik. göztepe maçında* göztepe kalecisi irfan can'ın hataları olmasa belki kazanamazdık. çaykur rizespor maçında* rakip son dakikada penaltı kaçırdı. düşünün yahu son sıradaki bir takıma bile az kalsın yeniliyorduk.
tff ve bağlı olduğu kurullar bize belki daha da fazla puan kaybettirmiş olabilir, hepsine katılıyorum ama bizde en azından böyle bir ortamda elimizdeki maçları da vermeyelim be!
özetlemek gerekirse;
fatih terim'i herkes seviyor ve sayıyor. ligi 6. bitirdiğimizde de, avrupa'da rezil rüsva olduğumuz dönemde de herkes mümkün olduğunca ılımlı yaklaştı çünkü o bizim imparatorumuzdu. hala da öyle ama sırf geçmiş başarıları hesaba katarak, bugünkü kötü oyunumuzu saman altı edemeyiz. kaybedilen puanların, ortaya koyulmayan hırsın hesabını soracağız ki daha iyi olabilelim.
bakın bu sezon avrupa ligi grubundan lider çıktık. helal olsun takıma ve imparatora dedik çünkü eleştirmesini bildiğimiz gibi, helal olsun demeyi de biliriz. bugün avrupa kupasını kazanacağımızı bilsem, başlarım lige der ve keyfime bakarım ama garantisi yok. avrupa kupasını pek tabi kazanabiliriz ama şansımızda kabul etmeliyiz ki düşük. bu yüzden ligde mümkün olduğunca üst sıraları hedeflemeliyiz. hatta hedeflemeliyiz bile ayıp bir kelime, sonuçta türkiye'nin en büyük takımıyız ve türkiye'nin en büyük takımı da bir zahmet 9. sırada olmasın.
bir şeyin sonucunda ya eleştiririz, ya da tebrik ederiz. avrupa liginde marsilya'yı yen, sonra gel ligde değmeyecek bir takıma puan kaybet. biri tebriği, öbürü de eleştiriyi hak ederken, bazıları istiyor ki ne olursa olsun her koşulda tebrik edelim. kusura bakmayın ama yapamam. ki bizler zamanında real madrid'e kaybettiğimizde bile takımı ayakta alkışlayan insanlarız beyler, bırakın da doğruyu veya yanlışı bizde bilelim. "eleştir ama..." diye başlayan cümlelerin pek bir anlamı yok. gerekirse dibine kadar eleştirip, dibine kadar da tebrik ederim. 100 entry'nin 100'ü de eleştiri olsa ama takım avrupa ligini kazansa benden mutlusu olmaz. çünkü galatasaray odaklıyız, galatasaray sevdalısıyız. o yüzdendir ki galatasaray'ı değil, kişileri eleştiririz.
izninizle başlıyorum:
sistemimiz yok
muslera'dan marcao'ya, marcao'dan nelsson'a, nelsson'dan berkan'a, berkan'dan marcao'ya, marcao'dan nelsson'a, nelsson'dan yedlin'e, yedlin'den yine nelsson'a gibi paslaşmalar gözünüzü kanatmıyorsa, buyurun sisteminizle baş başa kalın. geriden oyun kurma gibi süslü kelimelerle kendinizi bir güzel tatmin edebilirsiniz. maç sonucu yenildik mi? sıkıntı değil, mis gibi xg'lerimiz var. oynanan kısır oyun, bulunamayan şut imkanları, edilemeyen mücadeleler hep göz ardı ediliyor. ortaya çıkmayan taktik ve sistemin hep bir bahanesi oluyor. en büyük bahane de,
kiralık oyuncular
işte burada yine göz ardı edilen ve yukarıda bahsettiğim şeyle doğru orantılı olan bir şey var. nedir? sistemin yok. eğer sen belli bir sistem oturtsaydın, oturttuğun sisteme göre oyuncu alırdın. kiralık dediğiniz nzonzi, dünya kupasını kazanan fransa'nın kadrosunda yer almış bir oyuncuydu. seri dediğiniz adamı barcelona istemişti. lemina, juventus forması giymiş biriydi tıpkı melo gibi. hani konu kiralıksa, taraftarın yıllar geçse de unutmayacağı felipe melo'da kiralıktı. tek fark neydi? hocamız o dönem herkesten verim alabiliyordu çünkü sistemi vardı. aktif bir sistem olduğu için de emre çolak bile inanılmaz katkılar verdi. kısıtlı yeteneğine rağmen fark yaratan bir engin baytar vardı. düşünün yahu, bu gibi isimlerle kadıköy'de kupa kazandık. şimdi ise kalkıp nzonzi, seri, lemina, andone kiralık olduğu için hoca başarısız oldu veya sistem oturtmadı diyorsunuz. seri oynadığı maçlarda göz doldurmadı mı? lemina her maçta mücadele etmedi mi? mitroglou en kritik zamanda gol atıp şampiyonluğumuza katkıda bulunmadı mı? nagatomo son yılların en mükemmel sol bek performansını vermedi mi? onyekuru neredeyse tek başına şampiyon yapmadı mı bizi? e bak bunlarda kiralık? işimize gelince övelim, gelmeyince de tu kaka...
madem transfer konularına girdik, mesela arda turan niye alındı biri açıklasın bana? fatih öztürk, jimmy durmaz, şener özbayraklı, muğdat çelik, semih kaya, emre taşdemir falan ne amaçlandı da alındı? uğruna yaygaralar kopardığımız ve ceza almamızı sağlayan transferlerden biri olan oğulcan çağlayan'a ne oldu? neden oynatılmıyor? gustavo assunçao nerelerde? aytaç kara ne alaka? bunları da sormalıyız kendimize.
xg
bugün türkiye'de asgari ücret 4250 tl'ye çıkarıldı. ouv deli para değil mi? değil işte. sen asgari ücreti %50 arttırıp, her şeye %100 zam yaparsan ne anlamı kalır ki? sonuç olarak her türlü vatandaş zararlı çıkacak ama sosyal medyada "teşekkürler cumhurbaşkanım" başlığı altında bir sürü teşekkür mesajı var.
şimdi ben bunu neden anlattım?
galatasaray'da xg ortalaması 3 falanmış galiba tam bilmiyorum ama çokmuş. yani görünürde öyle. 16 hafta sonunda sadece 21 gol attık. sonuç olarak galatasaray zararlı çıktı ama sağda solda "teşekkürler fatih terim" başlığı altında bir sürü teşekkür mesajı var. "ehonomimiz çoh eyi" diyen bir bireyden ne farkımız kaldı ki? sonuca bakacaksın sonuca!
mesela fatih terim'in takımın başında sahaya çıktığı son 3 yılda yapılan 108 maçın sadece 57'sini kazanmışız. düşünün yahu hiçbir maça favori çıkmıyoruz artık, yani illa ki her 2 maçta 1 illa ki puan kaybediyoruz. şimdi ben son 10 yılın puan ortalamasını veya xg, korner sayısı, ceza alanında topla buluşma gibi istatistikleri çıkarsam ne olur, çıkarmasam ne olur? istisna dediğin 5 maçtır, 10 maçtır ama 51 maç değildir arkadaşlar.
operasyon
takımımıza, bilhassa fatih terim'e başta tff olmak üzere birçok kurum ve kuruluş tarafından tabir-i caizse operasyon çekiliyor. başkalarına verilmeyen cezalar, misliyle fatih terim'e veriliyor. yani hani fenerbahçe ve beşiktaş kavga etse, fatih terim ve galatasaray ceza alıyor o derece çıldırmışlar. bunu kimse inkar edemez, eden de kendine galatasaray taraftarıyım demesin. ben olsam kafayı yerdim ama fatih terim kafayı yememeli; hatta daha da gaza gelmeli. hırsından dolayı gömleği sırılsıklam olan fatih terim'i arıyorum ama bulamıyorum. o eski fatih terim olsa, ceza aldığına şükrederdik çünkü aslanı uyandırdınız derdik, düşünün o kadar güvenirdik işte. güvenirdik...
tff yüzünden puan kaybettik mi? evet.
hakemler yüzünden puan kaybettik mi? evet.
bize karşı düşmanlık var mı? evet.
vallahi evet ama kendi hatalarımızdan dolayı da kaybettik be arkadaşlar.
29 ağustos 2021 kasımpaşa galatasaray maçında 2-0 öne geçmemize rağmen, maçı zar zor 2-2'de tuttuk. +2 puan gitti.
12 eylül 2021 trabzonspor galatasaray maçında 2-0 öne geçmemize rağmen, yine maçı zar zor 2-2'de tuttuk. +2 puan gitti.
19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçında hiçbir şey oynamadık ve 1-0 yenildik.
22 eylül 2021 kayserispor galatasaray maçında yine hiçbir şey oynamadan maçı 3-0 kaybettik.
25 ekim 2021 beşiktaş galatasaray maçında 1-0 öne geçmemize rağmen maçı 2-1 kaybettik. son dakikalarda penaltı kaçırdık. +1 puan gitti.
21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçında 1-0 öne geçmemize rağmen maçı 2-1 kaybettik. rakip son 10 dakika 10 kişi oynadı ve 90+'da gol yedik. +1 puan gitti.
yani toplamda en az 6 puanı kendi hatalarımızdan dolayı rakiplere hediye ettik. buna karşın yine eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, birçok maçı da şans faktöründen dolayı kazanabildik. göztepe maçında* göztepe kalecisi irfan can'ın hataları olmasa belki kazanamazdık. çaykur rizespor maçında* rakip son dakikada penaltı kaçırdı. düşünün yahu son sıradaki bir takıma bile az kalsın yeniliyorduk.
tff ve bağlı olduğu kurullar bize belki daha da fazla puan kaybettirmiş olabilir, hepsine katılıyorum ama bizde en azından böyle bir ortamda elimizdeki maçları da vermeyelim be!
özetlemek gerekirse;
fatih terim'i herkes seviyor ve sayıyor. ligi 6. bitirdiğimizde de, avrupa'da rezil rüsva olduğumuz dönemde de herkes mümkün olduğunca ılımlı yaklaştı çünkü o bizim imparatorumuzdu. hala da öyle ama sırf geçmiş başarıları hesaba katarak, bugünkü kötü oyunumuzu saman altı edemeyiz. kaybedilen puanların, ortaya koyulmayan hırsın hesabını soracağız ki daha iyi olabilelim.
bakın bu sezon avrupa ligi grubundan lider çıktık. helal olsun takıma ve imparatora dedik çünkü eleştirmesini bildiğimiz gibi, helal olsun demeyi de biliriz. bugün avrupa kupasını kazanacağımızı bilsem, başlarım lige der ve keyfime bakarım ama garantisi yok. avrupa kupasını pek tabi kazanabiliriz ama şansımızda kabul etmeliyiz ki düşük. bu yüzden ligde mümkün olduğunca üst sıraları hedeflemeliyiz. hatta hedeflemeliyiz bile ayıp bir kelime, sonuçta türkiye'nin en büyük takımıyız ve türkiye'nin en büyük takımı da bir zahmet 9. sırada olmasın.
bir şeyin sonucunda ya eleştiririz, ya da tebrik ederiz. avrupa liginde marsilya'yı yen, sonra gel ligde değmeyecek bir takıma puan kaybet. biri tebriği, öbürü de eleştiriyi hak ederken, bazıları istiyor ki ne olursa olsun her koşulda tebrik edelim. kusura bakmayın ama yapamam. ki bizler zamanında real madrid'e kaybettiğimizde bile takımı ayakta alkışlayan insanlarız beyler, bırakın da doğruyu veya yanlışı bizde bilelim. "eleştir ama..." diye başlayan cümlelerin pek bir anlamı yok. gerekirse dibine kadar eleştirip, dibine kadar da tebrik ederim. 100 entry'nin 100'ü de eleştiri olsa ama takım avrupa ligini kazansa benden mutlusu olmaz. çünkü galatasaray odaklıyız, galatasaray sevdalısıyız. o yüzdendir ki galatasaray'ı değil, kişileri eleştiririz.