311
atletico madrid maci oncesi herkesin kafasinda soru isaretleri vardi. sakat oyuncular (ki bu oyuncularin hepsi ilk 11 oyuncusu) ve bu durumda takimin forvetsiz kalmasi ayrica orta sahanin performansi soru isareti olusturuyordu kafalarda. galatasaray’in durumu ne olursa olsun avrupa’ da gercekten cok iyi maclar cikarttigini bilmemize ragmen hafta sonu atletico madrid takiminin barcelona gibi bir devi yenmesi icimizdeki sikintiyi arttiriyordu.bazi kesimler galatasaray’in fark yiyeceginden bahsederken diger taraftan insanlar rijkaard’in nasil bir kadro ve taktikle maca baslayacagini merak ediyorlardi.
velasili kelam mac basladi. galatasaray kalede leo franco, defansin gobeginde lucas neill, servet, sag bekte ugur ucar sol bekte sakatliktan kurtulan hakan balta, on liberoda mehmet topal,mustafa sarp onlarin onunde elano,sagda arda solda caner ve ileride keita ile maca basladi.
herkesin beklentisi atletico madrid’in macin ilk dakikalarinda galatasaray kalesinde yogun baski kuracagi ve bunun sonucunda cok rahat goller bulacagi yonundeydi; ama oyle olmadi. galatasaray maca cok iyi basladi. total futbol diye sezon basindan beri kendini yirtan rijkaard’i elestiren, anlamayanlara cevap gibiydi sanki. rijkaard sahadaki aslanlariyla su mesaji yolluyordu calderon’a “belki kewell,baros sakat forvetim yok ama eger gol atamayacaksam yemeyecegimde,beni yenmek sandigin kadar olmayacak’.nitekim takim cok iyi basladi defansta neill yerinde mudahaleler yapiyor, mehmet topal ,elano ikilisi madrid ataklarini karsiliyorlardi. arda top geldiginde tutabildigince ayaginda tutarak takimin hucumda cogalmasina yardimci oluyordu. yalniz ters giden birsey vardi. arda ne kadar topu ayaginda tutsada ileride yeterince pas yapilamiyor,atletico madrid’li oyuncular hemen orta sahada pres yapip topu aliyorlardi. bunlardan birinde maca iyi baslamayan caner erkin topu kaptirdi ve arkasindan gelen pozisyonda madrid’li oyuncuya faul yaparak madrid’in frikik kazanmasina neden oldu. frikik kullanimi icin topun atilisin yapilacagi yere dikilmesini izlerken bir anda leo franco’nun neden 4 kisilik baraj kurdurmadigini sorguluyordum. o sirada simao yerine topa reyes vurarak golu ativerdi. bu dakikadan sonra hersey kotu olabilir hissiyati yuzde 51 ile icimdeki yerini alirken bir yandan da rijkaard’in bu duruma nasil mudahale edecegini merak etmeye basladim.
rijkaard mukemmel bir kararla caner erkin’i oyundan aldi.rijkaard caner’in gole neden olduktan sonra moralinin de bozulmasiyla performansinin macin ileriki kisimlarinda iyi olmayacagini dusundu ve nam-i- deger giovani dos santos’u oyuna aldi. naminin disinda kondusyon ve mac eksigi bulunan gio’nun diger oyunculardan birkac farki var. birincisi rijkaard’in yeteneklerine cok guvendigi bir isim. ıkincisi ise topsuz alanda dogru seyler yapmasi. hani bir baris ozbek neden girmedi diyenleri duyar gibiyim. bu sebeblerden girmemis oldugunu dusunuyorum.caner cikarken uzgun oldugunu gozlemledim;normaldir. yaptigi hatayi sakin kafayla izlerse hocasina hak verecegini dusunuyorum.
bu dakikadan sonra oyun tipik la ligi orta sinif takimlarinin maclarina dondu. atletico madrid biraz daha etkin gozukse de defansta neill’ in mukemmel oyunu karisinda cok da fazla tehlike uretemediler. leo franco’da uzun sure sonra sadece gorevini yapip iyi oynuyormus goruntusu verdi. caner girdikten sonra arda,keita,gio devamli yer degistirerek karsi kalede gol ararken mustafa sarp beceriksizlikte yeni cigirlar aciyor ve futbol adina sahada hicbirsey ortaya koymuyordu.
tum bunlar olurken sahada bir kisi farkli seyler denemeye calisiyordu. belki hocasinin talimatiyla belki de gercekten yapmak basarmak istemesinden dolayi..bu isim kader keita idi.
ıkinci yari baslarinda atletico madrid baskisini biraz daha arttirdi. aguero ceza alani icerisinden gol bulamayacagini anlayip ceza alani disari gelerek top almaya basladi. bu da biraz sikinti yaratti galatasaray’da. amma velakin defansinizda lucas neill gibi ne yaptigini bilen biri olunca bunlar da sorun olmaktan cikiyor.
galatasaray ikinci yari ortalarinda keita ile sag kulvardan ciddi sekilde bindirmeye basladi. keita topu tutmaya,kaleye gitmeye calisiyor yalniz ya cok fazla yalniz kaliyor yada madrid’li oyuncularin mudahalesine maruz kaliyordu. o aralar icimde galiba bu mac gol bulamayacagiz diye gecirirken soldan hakan’in ortasinda arka direkteki siyah inci duzgun bir vurusla galatasaray’a hayat veriyordu. malum daha sonrasinda gelen ayhan ve baris degisikligi ile galatasaray iyi bir skorla calderon’a veda etti.
rijkaard’a tek elestirim sarp’i cok fazla oyunda tutmasiydi. onun yerinde oynayacak bir ayhan,sarp’a gore daha olumlu isler yapabilirdi.
velasili kelam mac basladi. galatasaray kalede leo franco, defansin gobeginde lucas neill, servet, sag bekte ugur ucar sol bekte sakatliktan kurtulan hakan balta, on liberoda mehmet topal,mustafa sarp onlarin onunde elano,sagda arda solda caner ve ileride keita ile maca basladi.
herkesin beklentisi atletico madrid’in macin ilk dakikalarinda galatasaray kalesinde yogun baski kuracagi ve bunun sonucunda cok rahat goller bulacagi yonundeydi; ama oyle olmadi. galatasaray maca cok iyi basladi. total futbol diye sezon basindan beri kendini yirtan rijkaard’i elestiren, anlamayanlara cevap gibiydi sanki. rijkaard sahadaki aslanlariyla su mesaji yolluyordu calderon’a “belki kewell,baros sakat forvetim yok ama eger gol atamayacaksam yemeyecegimde,beni yenmek sandigin kadar olmayacak’.nitekim takim cok iyi basladi defansta neill yerinde mudahaleler yapiyor, mehmet topal ,elano ikilisi madrid ataklarini karsiliyorlardi. arda top geldiginde tutabildigince ayaginda tutarak takimin hucumda cogalmasina yardimci oluyordu. yalniz ters giden birsey vardi. arda ne kadar topu ayaginda tutsada ileride yeterince pas yapilamiyor,atletico madrid’li oyuncular hemen orta sahada pres yapip topu aliyorlardi. bunlardan birinde maca iyi baslamayan caner erkin topu kaptirdi ve arkasindan gelen pozisyonda madrid’li oyuncuya faul yaparak madrid’in frikik kazanmasina neden oldu. frikik kullanimi icin topun atilisin yapilacagi yere dikilmesini izlerken bir anda leo franco’nun neden 4 kisilik baraj kurdurmadigini sorguluyordum. o sirada simao yerine topa reyes vurarak golu ativerdi. bu dakikadan sonra hersey kotu olabilir hissiyati yuzde 51 ile icimdeki yerini alirken bir yandan da rijkaard’in bu duruma nasil mudahale edecegini merak etmeye basladim.
rijkaard mukemmel bir kararla caner erkin’i oyundan aldi.rijkaard caner’in gole neden olduktan sonra moralinin de bozulmasiyla performansinin macin ileriki kisimlarinda iyi olmayacagini dusundu ve nam-i- deger giovani dos santos’u oyuna aldi. naminin disinda kondusyon ve mac eksigi bulunan gio’nun diger oyunculardan birkac farki var. birincisi rijkaard’in yeteneklerine cok guvendigi bir isim. ıkincisi ise topsuz alanda dogru seyler yapmasi. hani bir baris ozbek neden girmedi diyenleri duyar gibiyim. bu sebeblerden girmemis oldugunu dusunuyorum.caner cikarken uzgun oldugunu gozlemledim;normaldir. yaptigi hatayi sakin kafayla izlerse hocasina hak verecegini dusunuyorum.
bu dakikadan sonra oyun tipik la ligi orta sinif takimlarinin maclarina dondu. atletico madrid biraz daha etkin gozukse de defansta neill’ in mukemmel oyunu karisinda cok da fazla tehlike uretemediler. leo franco’da uzun sure sonra sadece gorevini yapip iyi oynuyormus goruntusu verdi. caner girdikten sonra arda,keita,gio devamli yer degistirerek karsi kalede gol ararken mustafa sarp beceriksizlikte yeni cigirlar aciyor ve futbol adina sahada hicbirsey ortaya koymuyordu.
tum bunlar olurken sahada bir kisi farkli seyler denemeye calisiyordu. belki hocasinin talimatiyla belki de gercekten yapmak basarmak istemesinden dolayi..bu isim kader keita idi.
ıkinci yari baslarinda atletico madrid baskisini biraz daha arttirdi. aguero ceza alani icerisinden gol bulamayacagini anlayip ceza alani disari gelerek top almaya basladi. bu da biraz sikinti yaratti galatasaray’da. amma velakin defansinizda lucas neill gibi ne yaptigini bilen biri olunca bunlar da sorun olmaktan cikiyor.
galatasaray ikinci yari ortalarinda keita ile sag kulvardan ciddi sekilde bindirmeye basladi. keita topu tutmaya,kaleye gitmeye calisiyor yalniz ya cok fazla yalniz kaliyor yada madrid’li oyuncularin mudahalesine maruz kaliyordu. o aralar icimde galiba bu mac gol bulamayacagiz diye gecirirken soldan hakan’in ortasinda arka direkteki siyah inci duzgun bir vurusla galatasaray’a hayat veriyordu. malum daha sonrasinda gelen ayhan ve baris degisikligi ile galatasaray iyi bir skorla calderon’a veda etti.
rijkaard’a tek elestirim sarp’i cok fazla oyunda tutmasiydi. onun yerinde oynayacak bir ayhan,sarp’a gore daha olumlu isler yapabilirdi.