389
takımın düşük skor potansiyeline rağmen duran top golüyle kazandığımız maç oldu.
ayrıca böylelikle 2020-2021 sezonunun genelinde çektiğimiz geriye düştüğümüz maçı çevirememe sorunumuzu da bu sezona taşımamış olduk. geriye düştüğümüz maçı, iyi ve etkili oynayamamamıza rağmen kazanmayı bildik.
lakin bu alınan 3 puan, bazı şeyleri söylemekten de vazgeçirmemeli bizi:
* mesela hatay'ın yarı sahasında oynanan 2. yarıya rağmen golü bulana kadar "ah be bu da nasıl kaçar!" diyebileceğimiz türden pozisyonumuz yoktu. takımın hücum ve skor gücü o kadar az ki görünürde topa sahip olmamıza rağmen, rakibi boğmayı, kalesini abluka altına almayı başaramıyoruz. sahada kerem dışında adam eksilten oyuncumuz yoktu.
* kornerlerde 17-1 önde olmamıza rağmen maalesef hiçbiri tehlike yaratmadı hatay kalesinde. ben adım gibi eminim ki sabaha kadar 50 tane korner de kullansak bırakın gol atmayı, bizim oyuncumuzun kafayı vurup kaleye gönderebildiği pozisyon sayılı olur. bu teknik ekibin mutlaka görüp analiz edip üzerine düşmesi gereken bir konu. cicaldau ve van aanholt'un kullandığı kornerlerin hepsi de doğru ve istenen yereydi fakat hiçbirisinde de gol yapamadık.
* fatih terim'in 70'te yaptığı değişiklikler takımı bana göre iyice düşürdü ve o dakikadan sonra babel ve ömer bayram'ın çizgide yaptıkları/yapamadıklarına ve doldur-boşalt ortalara bıraktık gol bulma şansımızı. üzerine bir de kerem'i çıkartınca golden ümidimi kesmiştim. nitekim duran top olmasa, 17 korner kullanıp 14 şut attığımız maçı 1-1 bitirecektik.
* her ne kadar asisti ömer bayram yapmış olsa da golden öncesinde kısa düşen ortaları ciddi manada üzdü. ömer, nasıl olsa artık rotasyon oyuncusuyum deyip kendini mi bıraktı, bilemiyorum. lakin bu hali galatasaray seviyesinde değil asla.
* emre akbaba'yı sahada gördüğüm her dakika gerçekten irkiliyorum. keşke kendisini kupa maçları dışında sahada görmesek.
sonuç olarak kronikleşen sıkıntılı futbolumuzu oynayıp bir şekilde kazandığımız maç oldu. takımın birkaç haftaya oyun ve kimlik olarak oturması en büyük temennim. yoksa bu şekilde geçmez bütün sezon.
ayrıca böylelikle 2020-2021 sezonunun genelinde çektiğimiz geriye düştüğümüz maçı çevirememe sorunumuzu da bu sezona taşımamış olduk. geriye düştüğümüz maçı, iyi ve etkili oynayamamamıza rağmen kazanmayı bildik.
lakin bu alınan 3 puan, bazı şeyleri söylemekten de vazgeçirmemeli bizi:
* mesela hatay'ın yarı sahasında oynanan 2. yarıya rağmen golü bulana kadar "ah be bu da nasıl kaçar!" diyebileceğimiz türden pozisyonumuz yoktu. takımın hücum ve skor gücü o kadar az ki görünürde topa sahip olmamıza rağmen, rakibi boğmayı, kalesini abluka altına almayı başaramıyoruz. sahada kerem dışında adam eksilten oyuncumuz yoktu.
* kornerlerde 17-1 önde olmamıza rağmen maalesef hiçbiri tehlike yaratmadı hatay kalesinde. ben adım gibi eminim ki sabaha kadar 50 tane korner de kullansak bırakın gol atmayı, bizim oyuncumuzun kafayı vurup kaleye gönderebildiği pozisyon sayılı olur. bu teknik ekibin mutlaka görüp analiz edip üzerine düşmesi gereken bir konu. cicaldau ve van aanholt'un kullandığı kornerlerin hepsi de doğru ve istenen yereydi fakat hiçbirisinde de gol yapamadık.
* fatih terim'in 70'te yaptığı değişiklikler takımı bana göre iyice düşürdü ve o dakikadan sonra babel ve ömer bayram'ın çizgide yaptıkları/yapamadıklarına ve doldur-boşalt ortalara bıraktık gol bulma şansımızı. üzerine bir de kerem'i çıkartınca golden ümidimi kesmiştim. nitekim duran top olmasa, 17 korner kullanıp 14 şut attığımız maçı 1-1 bitirecektik.
* her ne kadar asisti ömer bayram yapmış olsa da golden öncesinde kısa düşen ortaları ciddi manada üzdü. ömer, nasıl olsa artık rotasyon oyuncusuyum deyip kendini mi bıraktı, bilemiyorum. lakin bu hali galatasaray seviyesinde değil asla.
* emre akbaba'yı sahada gördüğüm her dakika gerçekten irkiliyorum. keşke kendisini kupa maçları dışında sahada görmesek.
sonuç olarak kronikleşen sıkıntılı futbolumuzu oynayıp bir şekilde kazandığımız maç oldu. takımın birkaç haftaya oyun ve kimlik olarak oturması en büyük temennim. yoksa bu şekilde geçmez bütün sezon.