1479
2002'de orada yazar olmuştum, birkaç yıl önce de uçuruldum. hayatımda önemli bir yere sahiptir. çevremde genel kültürü yüksek ve açık görüşlü biri olarak bilinirim ve bunun bir kısmını da ekşi sözlük'ten öğrendiklerime borçluyum.
ilk başlardaki kalitesini koruyamaması çok olağan, ekşi sözlük'e ya da ülkemize özel bir durum değil. kurulduğu zamanlar (1999) internet her evde yoktu, olan evlerin eğitim/kültür seviyesi ortalamanın üstündeydi. yazar sayısı arttıkça kalitesiz içerik her yerde olacağı gibi arttı. ancak kalitesizliğin sözlük'ü ele geçirmesi derseniz evet burada ekşi sözlük yönetiminin paragözlüğü ve faşist tavırları ile ülkemizin sosyo kültürel yapısı etkili oldu. içeriğin kalitesinden ziyade çokluğunun ve hit sayısının para getirdiğini gören yönetim troll'lerin önünü açtı ve hatta destekledi. zaten en büyük troll'lerden biri de kurucu ssg'dir. bunu "toksik"ler izledi. kaliteli yazarlar bu ortamı terk etmeye başladılar ama bu önemli bir kayıp değildi. faşist tavırlardan taviz vermeye gerek yoktu zira gidenler gelecek olan troll'ler kadar para kazandırmıyordu. yönetime bir yere varmayan, sonu da gelmeyen seviyesiz tartışma başlıkları gerekliydi. çoklu hesap sahibi olmaya izin verilerek (bu tip platformların altın kurallarından birine ihanet etmektir bu.) açık kapatıldı. yüzlerce ekşi sözlük hesabına sahip olmak için tek yapmak gereken hesap açıp 1-2 yıl arası beklemek olunca (şimdilerde 4 yıl diyorlar) örgütlü troll grupları da görünmeye başladı. siyasi partilerden futbol taraftarlarına çeşitli sosyal gruplar çoklu hesaplar oluşturarak sesi en çok çıkan olmaya çalıştılar, çalışmaktalar.
konuyu futbola bağlarsak, kalite düşüşünün en çok yaşandığı alanlardan biri de herkesin konuşmayı sevdiği futbol oldu. 2000'lerin ilk yarısında maç/futbolcu analizi, kaçan bir maçın özetini okuma gibi amaçlarla futbol başlıklarına girilebilirdi. şimdi ise... sanırım bahsetmeye bile değmez. bu kalitesizlikten ekşi sözlük'te maç başlıklarına girmeyerek sakınabilirsiniz ancak örgütlü troll'lerin verdiği zarardan kaçmak çok mümkün değil. bu gruplar belli bir yalanları sürekli tekrar ederek algı değiştirmeye çalışıyorlar. bir örnek vermek gerekirse fanatik beşiktaşlı, 30'larının başında ama internet'e ilgisi sınırlı bir arkadaşım ekşi'den edindiği bilgi ile bana "fatih terim gs lehine hata yapılınca "hakemler de insandır hata yapabilir" demiş keh keh" diye mesaj atmıştı. kendisine durumu açıklamasam kulüpler birliği açıklamasından hiç haberi olmayacaktı. adamlar "çok konuşarak/yazarak" böyle bir gerçeğin üstünü örtebilmiş, bir kısım insanın gözünden kaçmasını sağlayabilmişti.
sonuçlar başka yazar arkadaşların da belirttiği özere "troll ağlarının" o platformda gayet etkin olduğu doğrudur. tabii ekşi sözlük'ü kapanmasını desteklemek (ki ne kadar kalitesizleşmiş olursa olsun bu tip yasaklar bir topluma sadece zarar verir) ya da olmayacak bir hayale bel bağlayıp kaliteyi arttırmasını beklemek/arttırmaya çalışmak mantıklı çareler değil. bugün ekşi'de örgütlenenler yarın twitter'a, öbür gün başka platforma kolaylıkla geçiş yapabilirler. mesele futbol taraftarının genel seviyesini arttırmaktır ama o konuda da balık baştan kokar diyerek yazıyı toparlayayım. yoksa tff'den başlayıp spor yazarlarından çıkmam gerekir ki o zaman bu yazı çok başka yere gider.
ilk başlardaki kalitesini koruyamaması çok olağan, ekşi sözlük'e ya da ülkemize özel bir durum değil. kurulduğu zamanlar (1999) internet her evde yoktu, olan evlerin eğitim/kültür seviyesi ortalamanın üstündeydi. yazar sayısı arttıkça kalitesiz içerik her yerde olacağı gibi arttı. ancak kalitesizliğin sözlük'ü ele geçirmesi derseniz evet burada ekşi sözlük yönetiminin paragözlüğü ve faşist tavırları ile ülkemizin sosyo kültürel yapısı etkili oldu. içeriğin kalitesinden ziyade çokluğunun ve hit sayısının para getirdiğini gören yönetim troll'lerin önünü açtı ve hatta destekledi. zaten en büyük troll'lerden biri de kurucu ssg'dir. bunu "toksik"ler izledi. kaliteli yazarlar bu ortamı terk etmeye başladılar ama bu önemli bir kayıp değildi. faşist tavırlardan taviz vermeye gerek yoktu zira gidenler gelecek olan troll'ler kadar para kazandırmıyordu. yönetime bir yere varmayan, sonu da gelmeyen seviyesiz tartışma başlıkları gerekliydi. çoklu hesap sahibi olmaya izin verilerek (bu tip platformların altın kurallarından birine ihanet etmektir bu.) açık kapatıldı. yüzlerce ekşi sözlük hesabına sahip olmak için tek yapmak gereken hesap açıp 1-2 yıl arası beklemek olunca (şimdilerde 4 yıl diyorlar) örgütlü troll grupları da görünmeye başladı. siyasi partilerden futbol taraftarlarına çeşitli sosyal gruplar çoklu hesaplar oluşturarak sesi en çok çıkan olmaya çalıştılar, çalışmaktalar.
konuyu futbola bağlarsak, kalite düşüşünün en çok yaşandığı alanlardan biri de herkesin konuşmayı sevdiği futbol oldu. 2000'lerin ilk yarısında maç/futbolcu analizi, kaçan bir maçın özetini okuma gibi amaçlarla futbol başlıklarına girilebilirdi. şimdi ise... sanırım bahsetmeye bile değmez. bu kalitesizlikten ekşi sözlük'te maç başlıklarına girmeyerek sakınabilirsiniz ancak örgütlü troll'lerin verdiği zarardan kaçmak çok mümkün değil. bu gruplar belli bir yalanları sürekli tekrar ederek algı değiştirmeye çalışıyorlar. bir örnek vermek gerekirse fanatik beşiktaşlı, 30'larının başında ama internet'e ilgisi sınırlı bir arkadaşım ekşi'den edindiği bilgi ile bana "fatih terim gs lehine hata yapılınca "hakemler de insandır hata yapabilir" demiş keh keh" diye mesaj atmıştı. kendisine durumu açıklamasam kulüpler birliği açıklamasından hiç haberi olmayacaktı. adamlar "çok konuşarak/yazarak" böyle bir gerçeğin üstünü örtebilmiş, bir kısım insanın gözünden kaçmasını sağlayabilmişti.
sonuçlar başka yazar arkadaşların da belirttiği özere "troll ağlarının" o platformda gayet etkin olduğu doğrudur. tabii ekşi sözlük'ü kapanmasını desteklemek (ki ne kadar kalitesizleşmiş olursa olsun bu tip yasaklar bir topluma sadece zarar verir) ya da olmayacak bir hayale bel bağlayıp kaliteyi arttırmasını beklemek/arttırmaya çalışmak mantıklı çareler değil. bugün ekşi'de örgütlenenler yarın twitter'a, öbür gün başka platforma kolaylıkla geçiş yapabilirler. mesele futbol taraftarının genel seviyesini arttırmaktır ama o konuda da balık baştan kokar diyerek yazıyı toparlayayım. yoksa tff'den başlayıp spor yazarlarından çıkmam gerekir ki o zaman bu yazı çok başka yere gider.