30234
hiçbir derdim yokmuş gibi gecenin sabaha karışan bu saatinde kendisine üzüldüğüm ve bir o kadar da içten içe sinirlendiğim hocamız. kendisi bizi öyle bir seviyeye alıştırdı ki tarihin en kirli sezonlarından birinde averajla şampiyonluk kaybedildiğinde bile kendisine teşekkür etmek yerine ikinci olduğumuz için sanki bizi yıllardır başarısızlığa mahkum etmiş galatasaray'ın kapısından daha dün girmiş gibi öfke kusulan teknik direktör. dahası bugün 17 mayıs olmuş başlığı boş kalmış şu saate kadar.
1974'ten 1985'e kadar 11 yıl galatasaray formasını terletip futbolu bıraktıktan sonra kendisini teknik adamlığa adayıp yine bir 11 yıl sonra sadece 43 yaşındayken teknik direktör olarak tekrar galatasaray'ın kapısında girdiğinde 4 yıl sonra bugünün tarihi olan 17 mayıs'ta yaşayacaklarını hayal ediyor muydu bilinmez ama dile kolay sadece 4 yılda 2 yıldır ligde ilk 2 yüzü göremeyen galatasaray'ı 4 defa üst üste şampiyon yapmakla kalmayıp avrupa futbolunda en büyük meydan okumayı gerçekleştirdi.
bugün 17 mayıs. bundan 21 yıl önce işte bu adam ali sami yen ve arkadaşlarının yarattığı, metin oktay'ların büyüttüğü, gündüz kılıç'ın yücelttiği galatasaray armasını sadece 4 yılda ilmek ilmek işleyerek avrupa futbolunun en zirvesine taşıdı. lafı uzatmaya gerek yok bundan sonraki 21 yılın hikayesini az çok herkes biliyor. kimi zaman sevindik, kimi zaman başarısız geçen seneler birbirini takip etti üzüldük, kimi zaman olmazları deneyip başaramasak da galatasaraylılığımızla gurur duyduk.
evet her taraftar başarı ister doğal olarak. bu başarıyla da yetinmez. o başarının nasıl geldiği de çok önemlidir. başarmak yetmez. başarırken taraftarın istekleri de yerine getirilmelidir. kulübün geleceği için genç futbolcular sürekli kadroda olmalıdır mesela ama bunların yanında forma satış rekorları kıracak dünya yıldızları da olmalıdır. her zaman coşkulu futbol oynanmalı , milyon eurolar alan teknik direktör ve futbolcuların bahanesi olmamalı çünkü haftada 2-3 saatini sadece takımının maçına ayıran taraftar o 2-3 saatini dolu dolu geçirmeli 5-10 dakika bile yan pas izlememeli.
bu dediklerimi "ya ne olacaktı boşuna mı destekliyoruz bu takımı? " diyenler olacaktır mutlaka. kim derse sonsuz saygı duyuyorum. herkesin bakış açısı aynı olmak zorunda değil ama burada kaçırılan ince bir çizgi var. o da sahada takımını görmekten ve izlemekten zevk almayan insanların bunu belirtmesinin normal olması ama bunun ölçü ayarından yoksun olması. taraflı tarafsız bu kulübün yaşayan en büyük efsanesine bırakıp gitsin yapamıyor demek de hadi bir nebze kabul edilir ama bu adama kirli ve saygısız ithamlarda bulunmak işte o çizgiyi geçen en somut örnekler oluyor. bu ince çizgi çok sık ihlal ediliyor. bu çizgiyi genellikle ihlal edenler de yukarıdaki paragrafa sonuna kadar katılan insanlardan oluşuyor maalesef.
ne saçmalıyorsun sen diyenler de olacaktır mutlaka. evet saçmalıyorum size saçma geliyorsa inanın hiç önemli değil. dilimin döndüğünce kendimi anlatmayı çalışıyorum sadece.
ha yazının en başına döneyim. iç dökme kısmına gelirsem kaçan şampiyonlukta en çok 50 yıldır doğrudan ya da dolaylı olarak galatasaray'a hizmet eden fatih terim'e çok üzüldüm. hayatları boyunca en büyük başarısı dandik tv kanallarında yorum yaptığını zanneden medya şarlatanlarının fatih terim ismini kolayca lekelemesine hatta dalga geçmesine, sosyal medyada modası geçmiş teknik direktör yakıştırmalarına da üzüldüm şu iki günde. ha neye sinirlendim işte hocanın bunlara meydan bırakmasına. benim bildiğim fatih terim bu değil. daha güçlü, daha kararlı, daha heyecanlı, daha arzulu... terden sırılsıklam olan gömleğini belki yine görüyorum ama gözlerindeki parıltıyı göremiyorum hocam. kendince haklısın bunun da farkındayım ama kendine gelmen lazım hocam. yaşattıkların sana yetse hepimize yeter yetmesine de sana yetmez hocam maalesef. yetmediyse bu yaşına kadar bundan sonra da yetmeyecek. sana yetmediyse bize de yetmemiştir. bu yüzden devam etmek zorundasın hocam.
devam edip herkese eski güçlü fatih'i göstereceksin diye umut ediyorum. biraz kıpırdayınca neler oldu sen hepimizden iyi biliyorsun şu 2 haftada. o zaman tekrar kıpırdanma zamanı hocam. 21 yıl önce neyi başardığını hatırlayıp tekrar o günlere yelken açma zamanı.
https://gss.gs/RWP.jpg
1974'ten 1985'e kadar 11 yıl galatasaray formasını terletip futbolu bıraktıktan sonra kendisini teknik adamlığa adayıp yine bir 11 yıl sonra sadece 43 yaşındayken teknik direktör olarak tekrar galatasaray'ın kapısında girdiğinde 4 yıl sonra bugünün tarihi olan 17 mayıs'ta yaşayacaklarını hayal ediyor muydu bilinmez ama dile kolay sadece 4 yılda 2 yıldır ligde ilk 2 yüzü göremeyen galatasaray'ı 4 defa üst üste şampiyon yapmakla kalmayıp avrupa futbolunda en büyük meydan okumayı gerçekleştirdi.
bugün 17 mayıs. bundan 21 yıl önce işte bu adam ali sami yen ve arkadaşlarının yarattığı, metin oktay'ların büyüttüğü, gündüz kılıç'ın yücelttiği galatasaray armasını sadece 4 yılda ilmek ilmek işleyerek avrupa futbolunun en zirvesine taşıdı. lafı uzatmaya gerek yok bundan sonraki 21 yılın hikayesini az çok herkes biliyor. kimi zaman sevindik, kimi zaman başarısız geçen seneler birbirini takip etti üzüldük, kimi zaman olmazları deneyip başaramasak da galatasaraylılığımızla gurur duyduk.
evet her taraftar başarı ister doğal olarak. bu başarıyla da yetinmez. o başarının nasıl geldiği de çok önemlidir. başarmak yetmez. başarırken taraftarın istekleri de yerine getirilmelidir. kulübün geleceği için genç futbolcular sürekli kadroda olmalıdır mesela ama bunların yanında forma satış rekorları kıracak dünya yıldızları da olmalıdır. her zaman coşkulu futbol oynanmalı , milyon eurolar alan teknik direktör ve futbolcuların bahanesi olmamalı çünkü haftada 2-3 saatini sadece takımının maçına ayıran taraftar o 2-3 saatini dolu dolu geçirmeli 5-10 dakika bile yan pas izlememeli.
bu dediklerimi "ya ne olacaktı boşuna mı destekliyoruz bu takımı? " diyenler olacaktır mutlaka. kim derse sonsuz saygı duyuyorum. herkesin bakış açısı aynı olmak zorunda değil ama burada kaçırılan ince bir çizgi var. o da sahada takımını görmekten ve izlemekten zevk almayan insanların bunu belirtmesinin normal olması ama bunun ölçü ayarından yoksun olması. taraflı tarafsız bu kulübün yaşayan en büyük efsanesine bırakıp gitsin yapamıyor demek de hadi bir nebze kabul edilir ama bu adama kirli ve saygısız ithamlarda bulunmak işte o çizgiyi geçen en somut örnekler oluyor. bu ince çizgi çok sık ihlal ediliyor. bu çizgiyi genellikle ihlal edenler de yukarıdaki paragrafa sonuna kadar katılan insanlardan oluşuyor maalesef.
ne saçmalıyorsun sen diyenler de olacaktır mutlaka. evet saçmalıyorum size saçma geliyorsa inanın hiç önemli değil. dilimin döndüğünce kendimi anlatmayı çalışıyorum sadece.
ha yazının en başına döneyim. iç dökme kısmına gelirsem kaçan şampiyonlukta en çok 50 yıldır doğrudan ya da dolaylı olarak galatasaray'a hizmet eden fatih terim'e çok üzüldüm. hayatları boyunca en büyük başarısı dandik tv kanallarında yorum yaptığını zanneden medya şarlatanlarının fatih terim ismini kolayca lekelemesine hatta dalga geçmesine, sosyal medyada modası geçmiş teknik direktör yakıştırmalarına da üzüldüm şu iki günde. ha neye sinirlendim işte hocanın bunlara meydan bırakmasına. benim bildiğim fatih terim bu değil. daha güçlü, daha kararlı, daha heyecanlı, daha arzulu... terden sırılsıklam olan gömleğini belki yine görüyorum ama gözlerindeki parıltıyı göremiyorum hocam. kendince haklısın bunun da farkındayım ama kendine gelmen lazım hocam. yaşattıkların sana yetse hepimize yeter yetmesine de sana yetmez hocam maalesef. yetmediyse bu yaşına kadar bundan sonra da yetmeyecek. sana yetmediyse bize de yetmemiştir. bu yüzden devam etmek zorundasın hocam.
devam edip herkese eski güçlü fatih'i göstereceksin diye umut ediyorum. biraz kıpırdayınca neler oldu sen hepimizden iyi biliyorsun şu 2 haftada. o zaman tekrar kıpırdanma zamanı hocam. 21 yıl önce neyi başardığını hatırlayıp tekrar o günlere yelken açma zamanı.
https://gss.gs/RWP.jpg