29868
çağımızın yerel hastalığı olan kamplaşmanın ana teması olan galatasaray efsanesi.
bir tarafta terim'in eleştirilemez olduğuna inanan, olaylara duygusal baktıkları için rasyonellikten uzak yorumlar yapanlar, diğer tarafta da her olumsuzluğu terim'e bağlayıp, terim'in içinde bulunduğu zorlukları göz ardı edenler.
ama hayat ne bu kadar siyah, ne de tam zıttı olan beyaz. fatih terim, bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük teknik direktörüdür, yaşayan da en büyük galatasaray efsanesidir. kazandığı şampiyonluklar, kupalar, galibiyet yüzdesi vs. ortadadır. ülkedeki ağırlığı bellidir, türk futbolundaki pozitif etkisi de asla tartışılamaz. kulübün yaşayan efsanesi olduğu için de öyle herhangi bir hoca gibi yönetilemez, yönetilmemelidir. üst üste kendisine denk gelen 2 rezalet yönetimle çalışmak zorunda kalmıştır ve bu yöneticilere rağmen, sakinliğini korumaya çalışıp başarılar kazanmıştır. kişisel bir yorum olarak da şunu ekleyeyim, bence teknik direktörlük yapmak istediği sürece bu takımın başında kalmalıdır.
ancak, yukarıda saydığım tüm pozitif noktalar, onu yeri geldiğinde eleştirmemize engel değildir. bizler galatasaray taraftarıyız, yeri geldiğinde 'fikri hür, vicdani hür' yapımızla ne kadar gurur duyduğumuzdan bahsederiz ya, eleştiri de kültürümüzün bir parçasıdır. terim'e yapılan her eleştiriyi 'vatan hainliği' yapılmış gibi karşılamak da saçmalığın daniskasıdır. çoğunluğunun ön yargısının aksine, terim de etrafındakilerden görüş alır, onları dinler ve kendini geliştirir. benim gibi terim'in teknik direktörlük kariyerini en başından beri takip etmeye yaşı yetenler bu gerçeği iyi bilirler.
uzun lafın kısası, fatih terim bu kulübün yaşayan efsanesidir, ancak her efsane de eleştirilebilir, kendisine kızılabilir hatta küsülebilir. ama iş omuz omuza çarpışmaya geldiğinde, bir olmanın gereği, efsanene destek olmaktan başlar..
bir tarafta terim'in eleştirilemez olduğuna inanan, olaylara duygusal baktıkları için rasyonellikten uzak yorumlar yapanlar, diğer tarafta da her olumsuzluğu terim'e bağlayıp, terim'in içinde bulunduğu zorlukları göz ardı edenler.
ama hayat ne bu kadar siyah, ne de tam zıttı olan beyaz. fatih terim, bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük teknik direktörüdür, yaşayan da en büyük galatasaray efsanesidir. kazandığı şampiyonluklar, kupalar, galibiyet yüzdesi vs. ortadadır. ülkedeki ağırlığı bellidir, türk futbolundaki pozitif etkisi de asla tartışılamaz. kulübün yaşayan efsanesi olduğu için de öyle herhangi bir hoca gibi yönetilemez, yönetilmemelidir. üst üste kendisine denk gelen 2 rezalet yönetimle çalışmak zorunda kalmıştır ve bu yöneticilere rağmen, sakinliğini korumaya çalışıp başarılar kazanmıştır. kişisel bir yorum olarak da şunu ekleyeyim, bence teknik direktörlük yapmak istediği sürece bu takımın başında kalmalıdır.
ancak, yukarıda saydığım tüm pozitif noktalar, onu yeri geldiğinde eleştirmemize engel değildir. bizler galatasaray taraftarıyız, yeri geldiğinde 'fikri hür, vicdani hür' yapımızla ne kadar gurur duyduğumuzdan bahsederiz ya, eleştiri de kültürümüzün bir parçasıdır. terim'e yapılan her eleştiriyi 'vatan hainliği' yapılmış gibi karşılamak da saçmalığın daniskasıdır. çoğunluğunun ön yargısının aksine, terim de etrafındakilerden görüş alır, onları dinler ve kendini geliştirir. benim gibi terim'in teknik direktörlük kariyerini en başından beri takip etmeye yaşı yetenler bu gerçeği iyi bilirler.
uzun lafın kısası, fatih terim bu kulübün yaşayan efsanesidir, ancak her efsane de eleştirilebilir, kendisine kızılabilir hatta küsülebilir. ama iş omuz omuza çarpışmaya geldiğinde, bir olmanın gereği, efsanene destek olmaktan başlar..