resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Panathinaikos
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 29783
    hoca konusunda sözlükte farklı başlıklarda gırla geçiyor siyaset ve siyasi isimler üzerinden karşıt örneklemeler, gün yüzüne çıkan terimspor lafları. çünkü x cümlesini kuran kişi direkt olarak y partisine mensuptur. aksi düşünülemez. a-b-c partilerine kendini yakın hissedemez. niye? çünkü dünyanın en büyük siyaset bilimcileri galatasaray sözlükte bu şekilde buyuruyor, yaptıkları tarihe geçecek çıkarımları bizimle paylaşıyorlar. ha yanlış olmasın, x cümlesi üzerinden yapılan çıkarımın kaynağı da siyasi bir tartışma değil bu arada. konu futbol. sahi ya siz de o zaman birkaç yılda bir tuttuğunuz takımları değiştiriyor musunuz? hani örnekler insanların oy verdikleri partileri -kimi zor kimi kolay şekilde- değiştirebildiği siyaset tartışılırken değil de futbol tartışılırken veriliyor ya. o zaman bu insanlara göre futbol da bu kategoride demek ki. yani taraftarlar mesela maddi çıkarları, geçim kaygıları nedeniyle galatasaray'ı, fenerbahçe'yi, beşiktaş'ı seviyorlar öyle mi? bugün galatarasaray'ı seven 4 yıl sonra galatasaray'ı bırakıp fenerbahçe'yi sevebilir. ya da fenerbahçe olmasa da mesela renkleri sarı kırmızı olan herhangi başka bir takımı tutabilir mesela. kulüp efsanesi bir figürü sevmekle, siyaset üzerinden karşı argüman üretiliyor ya, o zaman buyursunlar bu arkadaşlar madem biat kültüründen örnek vermeye bu kadar hevesliler, öncü olarak bu kültüre bir başkaldırı yapıp galatasaray'a biat etmeyi bırakabilirler fenerbahçeye geçebilirler. futbol taraftarlığı da siyaset/politika gibi değişken bağlılığa sahip çünkü. her tartışmada benzer bir örnek veren çıkıyor o yüzden tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var bu saçma sapan benzetmenin gereksizliğini.

    fatih terim'e yönelik en büyük eleştiri, kendisinin sıklıkla sahanın dışına taşması. herkes fatih terim'i eleştiriyor da niye kimse tersini düşünmüyor. terim özelinden gittiğimiz için devam edelim, hoca görevdeyken niye hiçbir başkan için bu eleştiri yapılmıyor. terim kötü ya şimdi tu kaka. hatta çoğuna göre işini yapmadığı için o makam da boş. doldursalar ya yönetim kurullarından biri o görevi. çıksın yapsın basına açıklama taktik konusunda, oyuncu seçimleri konusunda. öyle 2-3 cümlelik 20-30 saniyelik maç sonu yorumlamadan bahsetmiyorum. alsın basını karşısına konuşsun gerekirse bir saat. niye yapılmıyor bu? çünkü orada o görevi yapan biri var. bazen formunda bazen formsuz farketmez, takımın başında bir teknik direktör var ve işini yapmaya çalışıyor. o zaman başkan da işini yapacak, sözcüsü de işini yapacak, başkan yardımcıları da işini yapacak, yönetim kurulu üyeleri başta olmak üzere tüm genel kurul üyeleri işini yapacak, tff'nin ve yancılarının bu adam ile girdiği anlamsız savaştan onu tereyağından kıl çeker gibi kurtaracak hamleleri gerçekleştirecekler. o zaman bu adam ağzını açmasından ceza yemeyecek ki takım zarar görmesin, hakemler önyargısız maçlara çıkıp adaletli yönetim gösterecekler ki 10-15 puanımız alenen gasp edilmesin. sonra yok efendim kendini başkanlardan üstün mü görüyor. yöneticiler için yeri geliyor ağza alınmayacak laflar bile ediliyor her mecrada. bunlardan hiçbirisi o lafların binde biri etmeyen "niye saha içinde aktif değilsiniz" eleştirisi değil. fakat hoca için 100 eleştiriden 90'ı saha içinde konsantre olması gerektiği yönünde. bu söylem haksız bir eleştiri değil ki zaten. gayet yerinde bir istek. yapılan haksızlık; hocamız niye saha dışı etmenlerle mücadele etmek zorunda bırakılıyor? sorusunu bir kez bile sormamak. varsa yoksa hoca başkandan, yönetimden üstün değil!!!!!!!. ee birader ülkedeki futbol ortamı, senin başkanından da yönetiminden de üstün. üstünlükleri senin sesini çıkarmamandan geliyor. ensene vurup lokmanı alıyorlar, hakemler yoruma mahal bırakmayacak şekilde seni doğruyorlar. kimseden çıt yok. nerede dostum o zaman bu yönetimlerin büyüklüğü? bu büyüklük sadece fatih terim eleştirilirken mi hatırlanıyor? bu arada yoruma mahal bırakmayacak gasp deme sebebime gelirsek; tabi ki her takım için lehine aleyhine hatalar oluyor. bu seneki sistematik sıkıntı, bizim zarar gördüğümüz hakem kararlarının aynılarını çok yakın zaman dilimi içinde başka takımların maçlarında defalarca gördük ve onlara tamamen zıt kararlar çıktı. sonucunda ne oldu peki? gören de bu düzen içerisinde 40 puan fark yemişiz zanneder. nolacak canım 3-4 maçta hakem hataları oluversin demekle geçiştirilecek mevzu mu bu? 2 maç hakemle kazanmasalar, 2 maç hakemler de bizim önümüzü kesmese şu an şampiyonluk kupasını müzede nereye koyacağımızı konuşuyor olurduk. onun yerine konuştuklarımıza bak.

    ben hoca takımın başında kalsın istiyorum. hatta güçlü bir yönetim ile çalışsın ve yine yurt içinde ve dışında başarıdan başarıya koşalım istiyorum kendisiyle. ha ayrılırsa takımı sevmeyi bırakacak halimiz yok. ne kadar ısrarla aksi vurgulansa da, bu durum boş beleş ithamdan ötesi değil. bizzat genellemelerden nefret eden biri olarak, hani fatih terim'i sevenler olarak kategorize ediliyoruz ya, bu grup içerisinde böyle düşünen yoktur diye düşünüyorum. hani hiç yaşanmamış bir örnekten de bahsetmiyoruz neticede. adam 3 kere ayrıldı kulüpten, bu ayrılışlar sonrası galatasaray'ı bırakan var mı? kendisini sevmeyenler de çevrelerinden böyle örneklere şahitler mi anlatsınlar. münferit 2-3 kişiden bahsetmiyorum tabi ki de. organizasyonlar yapmak, ne bileyim terim yoksa biz de yokuz derneği filan mı kuruldu da bu kadar dert ediliyor bu terim sevgisi. neymiş bu yaygaranın ve xsporlu etiketi sevdasının sebebi öğrenelim biz de.
App Store'dan indirin Google Play'den alın