• 1569
    evimizdi. hani yaşadığınız ilçeden başka uzak bir yere gidersiniz, kaos içinde yaşarsınız, eğlence veya iş fark etmez orada uzun vakiy geçirirsiniz de akşam saatlerinde semte döndüğünüzde içinize bir huzur çöker ya, sami yen benim için oydu. yaşım gereği maalesef doya doya yaşayamadım sami yen' i. belki en iyi zamanlarımızda değil ama en azından o ara süreçte birçok kez geldim evimize. ve istisnasız her seferinde o bahsettiğim hissi yaşadım. sadece stadyumun içi değil dışı da öyleydi. şehrin göbeğinde olması, çevresinin maç günleri sarı kırmızıya bürünmesi, hemen hemen her kaldırımda her cafede her restoranda galatasaraylıların bulunması o sıcaklık hissini henüz dışarıdayken size yaşatmaya başlıyordu. hele bahar aylarının o eşsiz sıcaklığı ve akşamüstü güneşiyle birleşen sarı kırmızı bu hayatta bize cennetti yaşatıyordu.
    yeni stadımızı da seviyorum lakin bulunduğu konum itibariyle en azından bir 10-15 sene bize bu hisleri yaşatamayacak. ileride orası da belki şehrin göbeği haline gelip, yaşamın hareketlenmesiyle o havayı yakalayabiliriz. rakipler için de bu boğuculuk açısından önemli çünkü. herkes gibi ben de " acaba sami yen arazisine yapılsaydı stadımız nasıl olurdu?" diye iç geçiriyorum. orada geçerken o kulelerin yerinde stadımızı hayal ediyorum. hem güzel araziden olduk hem de üstüne toki arena geyiklerine maruz kaldık. oysa buradan zararlı çıkan tek kurum galatasaray oldu. bu düzende bizim payımıza düşen bu oldu maalesef.
App Store'dan indirin Google Play'den alın