6271
konu sadece kendine ait ürünleri vs olması olsaydı keşke. türk futbolunda yıllardır süregelen bir sorun bu taraftar grupları.
ergenlik döneminde içinde bulunduğum için doğruyu daha net görebiliyorum.
içerde dışarıda hiçbir maça biletli girmezler. deplasman yolculuklarına kadar biletleri sağlanır. bu durumu şu şekilde legalize etmişler; arkadaş biz branş ayırt etmeden kimsenin gitmediği maçlara gidiyoruz. tribünde takıma destek oluyoruz, eğer biz olmazsak takımın itici gücü olmaz dolayısıyla sen benim biletimi sağlamak zorundasın.
aklı başında bir yönetim der ki galatasaray sizin gibi çapulculardan çok daha iyi taraftar bulur. eğer bir branşın maçı boş kalıyorsa demek ki kalması gerekiyor, çünkü o branşa ilgi yok demektir bu. galatasaray'ın her branş maçları tıklım tıklım dolmak zorunda değil, arz talep dengesi denen bir şey var. voleybol futboldan az izleniyor ve az seyirci olması gayet normal. kaldı ki bu arkadaşlar voleybol maçına da kaç kişi gidiyorlar, gidip ne bok yiyorlar ayrı bir tartışma konusu. basketbola geliyor da ne oluyor? kulübün en büyük basketbol efsanesini harcadılar. çok üzücü ama gerçek. (ataman'ın da o dönem hataları oldu ismail şenol'u savunmak gibi. ancak bu onun biletini ultraslan denen çapulcuların kesebileceği anlamına gelmiyor.)
şimdi hadi yukarıdaki maddeyi bir şekilde yedirdin diyelim, tamam bu adamlara hadi bilet de verilsin, deplasman otobüsü de çekilsin. bunlar ne yapıyor bu biletleri sizce? hani kendilerini biz içerde dışarda her branşta bizler maça gitmezken bu arkadaşlar maça gidiyor diye savunuyorlardı ya. gidin bir takip edin bakalım büyük maçlarda yönetimin bunlara indirdiği bedava biletleri bunlar ne yapıyor? karaborsa. hem de bunu kim yapıyor? bunların "abi" dedikleri herifler. insanlar zamanında isyan etti. bakın tribün reisi dediğiniz adamlar bilet indirip karaborsada satıyor diye, bunlar çıkıp dedi ki ispat edin gerekeni yapalım. herkes elindeki yazışmaları döktü ortaya, şu beyaz şapkalı abilerinin her türlü karaborsa işine girip çıktığını ispat eden, sonra ne oldu? konunun üstü kapatıldı. böyle diyince şöyle anlaşılıyor, beyaz şapkalı abileri bir daha karaborsa işine girmedi, konuyu kapattılar. tam tersine herif ne yapıyorsa aynı şekilde yapmaya devam etti ancak konunun üzeri kapatıldı, konuşanlar da susturuldu.
ulan ey yönetim, uyuyor musun? utanmadan bağış istiyorsun bir de taraftardan. şu adamlara yıllık verdiğiniz bütçeyi kesseniz ciddi gelir kapısı yaratılır kulübe. senin 100 liraya sattığın maç biletini adam senden bedavaya alıp 500 liraya satıyor. hey gidi hey.
aziz yıldırım'ı seversin sevmezsin ama genç fenerbahçelilere yaptığı radikal çıkışla son yıllarda hiçbir türk spor kulübü başkanın yapmadığı işi yaptı. gfb'yi siliyordu neredeyse tribünden, yok olmuştu adamlar. koçun gelişi ile canlandı tekrar, onlarda da aynı kanser kitle var. beşiktaş'ta da var. bir aziz yıldırım çıktı yıllar içinde bir de ünal aysal. (ki ünal aysal'ınki çok da radikal bir çıkış sayılmaz, avrupa deplasman biletlerini çözmedi sadece bu çapulculara.)
her bokta ayrıcalık isteyen, galatasaray içinde kendi özel alt kitlesini oluşturan galatasaray lisesi bu duruma niye sessiz kalıyor? liseli başkanlar da bu adamlarla aynı masaya oturuyor.
kim gelecekse gelsin, umrumda değil. isterse dursun özbek gelsin, daha iyi bir futbol iklimi için (sadece galatasaray ve ultraslan adına konuşmuyorum.) genç fenerbahçeliler, çarşı, ultraslan'ın kulüplerin ortak hareketiyle tribünlerden silinmesi gerekiyor.
bunları tribünden yok edin, çok zor değil. 300-400 kişi varlar içeride. yemini, suyunu kes tv'den bile izlemez bunlar galatasaray maçını, 2 seneye yok olur giderler. 300-400 çapulcu için milyonların kullanacağı passolig getiriyorsun ondan sonra bu herifleri yok etmek yerine. bunları yok etsen bambaşka bir spor iklimi için ilk adım olur mesela.
bir de ah be alpaslan abi tayfası var, ona da çok ufak değineceğim. alpaslan dikmen yaşıyor olsaydı da şu anki görüntüden farklı bir manzara olmayacağına tüm benliğinizle emin olabilirsiniz. alpaslan dikmen bu grubun eli yüzü düzgün, oturmasını kalkmasını, konuşmasını bilen bir üyesiydi. saygı duyulurdu ama grup içerisinde sözü geçen ve daha çok saygı duyulan bir sürü adam var. ancak bu adamlar tam anlamıyla çapulcu ve konuşmayı bilmeyen hanzolar olduğu için medyatik yerlerde alpaslan dikmen ön plana çıkardı, o konuşurdu. bundan dolayı çok farklı bir konumu varmış gibi geliyor insanlara ama maalesef öyle değil işin aslı. alpaslan dikmen yaşasa da bugünleri yaşayacaktık.
yeni yönetimde (kim olursa olsun) bunları yok edeceğini vaat eden kimse onu destekleyeceğim bir taraftar olarak.
ergenlik döneminde içinde bulunduğum için doğruyu daha net görebiliyorum.
içerde dışarıda hiçbir maça biletli girmezler. deplasman yolculuklarına kadar biletleri sağlanır. bu durumu şu şekilde legalize etmişler; arkadaş biz branş ayırt etmeden kimsenin gitmediği maçlara gidiyoruz. tribünde takıma destek oluyoruz, eğer biz olmazsak takımın itici gücü olmaz dolayısıyla sen benim biletimi sağlamak zorundasın.
aklı başında bir yönetim der ki galatasaray sizin gibi çapulculardan çok daha iyi taraftar bulur. eğer bir branşın maçı boş kalıyorsa demek ki kalması gerekiyor, çünkü o branşa ilgi yok demektir bu. galatasaray'ın her branş maçları tıklım tıklım dolmak zorunda değil, arz talep dengesi denen bir şey var. voleybol futboldan az izleniyor ve az seyirci olması gayet normal. kaldı ki bu arkadaşlar voleybol maçına da kaç kişi gidiyorlar, gidip ne bok yiyorlar ayrı bir tartışma konusu. basketbola geliyor da ne oluyor? kulübün en büyük basketbol efsanesini harcadılar. çok üzücü ama gerçek. (ataman'ın da o dönem hataları oldu ismail şenol'u savunmak gibi. ancak bu onun biletini ultraslan denen çapulcuların kesebileceği anlamına gelmiyor.)
şimdi hadi yukarıdaki maddeyi bir şekilde yedirdin diyelim, tamam bu adamlara hadi bilet de verilsin, deplasman otobüsü de çekilsin. bunlar ne yapıyor bu biletleri sizce? hani kendilerini biz içerde dışarda her branşta bizler maça gitmezken bu arkadaşlar maça gidiyor diye savunuyorlardı ya. gidin bir takip edin bakalım büyük maçlarda yönetimin bunlara indirdiği bedava biletleri bunlar ne yapıyor? karaborsa. hem de bunu kim yapıyor? bunların "abi" dedikleri herifler. insanlar zamanında isyan etti. bakın tribün reisi dediğiniz adamlar bilet indirip karaborsada satıyor diye, bunlar çıkıp dedi ki ispat edin gerekeni yapalım. herkes elindeki yazışmaları döktü ortaya, şu beyaz şapkalı abilerinin her türlü karaborsa işine girip çıktığını ispat eden, sonra ne oldu? konunun üstü kapatıldı. böyle diyince şöyle anlaşılıyor, beyaz şapkalı abileri bir daha karaborsa işine girmedi, konuyu kapattılar. tam tersine herif ne yapıyorsa aynı şekilde yapmaya devam etti ancak konunun üzeri kapatıldı, konuşanlar da susturuldu.
ulan ey yönetim, uyuyor musun? utanmadan bağış istiyorsun bir de taraftardan. şu adamlara yıllık verdiğiniz bütçeyi kesseniz ciddi gelir kapısı yaratılır kulübe. senin 100 liraya sattığın maç biletini adam senden bedavaya alıp 500 liraya satıyor. hey gidi hey.
aziz yıldırım'ı seversin sevmezsin ama genç fenerbahçelilere yaptığı radikal çıkışla son yıllarda hiçbir türk spor kulübü başkanın yapmadığı işi yaptı. gfb'yi siliyordu neredeyse tribünden, yok olmuştu adamlar. koçun gelişi ile canlandı tekrar, onlarda da aynı kanser kitle var. beşiktaş'ta da var. bir aziz yıldırım çıktı yıllar içinde bir de ünal aysal. (ki ünal aysal'ınki çok da radikal bir çıkış sayılmaz, avrupa deplasman biletlerini çözmedi sadece bu çapulculara.)
her bokta ayrıcalık isteyen, galatasaray içinde kendi özel alt kitlesini oluşturan galatasaray lisesi bu duruma niye sessiz kalıyor? liseli başkanlar da bu adamlarla aynı masaya oturuyor.
kim gelecekse gelsin, umrumda değil. isterse dursun özbek gelsin, daha iyi bir futbol iklimi için (sadece galatasaray ve ultraslan adına konuşmuyorum.) genç fenerbahçeliler, çarşı, ultraslan'ın kulüplerin ortak hareketiyle tribünlerden silinmesi gerekiyor.
bunları tribünden yok edin, çok zor değil. 300-400 kişi varlar içeride. yemini, suyunu kes tv'den bile izlemez bunlar galatasaray maçını, 2 seneye yok olur giderler. 300-400 çapulcu için milyonların kullanacağı passolig getiriyorsun ondan sonra bu herifleri yok etmek yerine. bunları yok etsen bambaşka bir spor iklimi için ilk adım olur mesela.
bir de ah be alpaslan abi tayfası var, ona da çok ufak değineceğim. alpaslan dikmen yaşıyor olsaydı da şu anki görüntüden farklı bir manzara olmayacağına tüm benliğinizle emin olabilirsiniz. alpaslan dikmen bu grubun eli yüzü düzgün, oturmasını kalkmasını, konuşmasını bilen bir üyesiydi. saygı duyulurdu ama grup içerisinde sözü geçen ve daha çok saygı duyulan bir sürü adam var. ancak bu adamlar tam anlamıyla çapulcu ve konuşmayı bilmeyen hanzolar olduğu için medyatik yerlerde alpaslan dikmen ön plana çıkardı, o konuşurdu. bundan dolayı çok farklı bir konumu varmış gibi geliyor insanlara ama maalesef öyle değil işin aslı. alpaslan dikmen yaşasa da bugünleri yaşayacaktık.
yeni yönetimde (kim olursa olsun) bunları yok edeceğini vaat eden kimse onu destekleyeceğim bir taraftar olarak.