120
özellikle son maçlarımız özelinde konuşuyorum; hakemi makul sebeplerle eleştirmek ile ezbere eleştirmek arasındaki farka temas etmek istiyorum.
birkaç gün önce bu sözlükte benzer bir başlıkta "kader gayrete aşıktır." gibi bir cümle görmüştüm, gerçekten altına imzamı atacağım bir sözdür bu.
şimdi falanca bize kolay sarı kart verdi, filanca öbürüne kırmızı vermedi gibi sebeplere dayandığımızda; "doğru hakem kararları verilseydi biz ne oynardık?" sorusuna vereceğimiz cevap ayırt edici olur. biz adam akıllı top tutamıyorsak, topu rakip ceza sahasına taşıyamıyorsak, gol pozisyonu üretemiyorsak, organize olamıyorsak, sürekli rakip ataklarında açıklar veriyorsak, hakemlerin oyuna etkisi de yaratılan infialin altında olur.
yani olay çok açık ve net, "ne oynuyoruz da, hakemin doğru karar vermesi halinde bunun meyvesini alabiliriz?" sorusuna karşılık olarak örnek kabilinden mustafa mohammed'in haksız sarı kart görmesi vb. gibi hatalı hakem kararları sonucu nasıl etkiliyor bunu düşünmek gerekir.
örneğin 19 mart 2006 galatasaray kayseri erciyesspor maçında 2-0 öne geçmiş olmamıza rağmen maç 2-2'ye gelmiş; şiddetle puana ihtiyaç duyduğumuz böyle bir maçta, yanlış hatırlamıyorsam 80'li dakikalarda hasan kabze'nin kafa şutunu devran eliyle çizgiden çıkarmış ve bu harekete penaltı çalınmamış; ancak 87 ve 90. dakikalarda bulduğumuz gollerle maçı 4-2 kazanmıştık. mesela hakem hatasını böyle bir maçta konuşmak var, üretemediğimiz, top oynayamadığımız maçlarda konuşmak var.
takım olarak zaten bulunduğumuz konum ve mevcut ihtimaller nazarında bir hırs takımdan bekleniyorken, sezona çoktan havlu atmış gibi oynayıp hakem hatalarından medet ummak bize yakışmaz. bana kalırsa bu durum, psikolojik olarak takıma karşı hissedilen öfkenin hakeme kanalize edilmesi şeklinde vuku buluyor (haklı sebepler bulunsa dahi).
dolayısıyla, takımın kendine gelip ne oynadığını, hangi ihtimalleri zorladığını, neyi kovaladığını önce idrak etmesi, sonra buna uygun oyun oynadıktan sonra hakemlerce art niyetli olarak engelleniyorsa, bunun o zaman konuşulması gerekli diye düşünüyorum.
mevcut konjonktürde de hakemlere gelene kadar kendimize batırmamız gereken koca bir iğne var.
birkaç gün önce bu sözlükte benzer bir başlıkta "kader gayrete aşıktır." gibi bir cümle görmüştüm, gerçekten altına imzamı atacağım bir sözdür bu.
şimdi falanca bize kolay sarı kart verdi, filanca öbürüne kırmızı vermedi gibi sebeplere dayandığımızda; "doğru hakem kararları verilseydi biz ne oynardık?" sorusuna vereceğimiz cevap ayırt edici olur. biz adam akıllı top tutamıyorsak, topu rakip ceza sahasına taşıyamıyorsak, gol pozisyonu üretemiyorsak, organize olamıyorsak, sürekli rakip ataklarında açıklar veriyorsak, hakemlerin oyuna etkisi de yaratılan infialin altında olur.
yani olay çok açık ve net, "ne oynuyoruz da, hakemin doğru karar vermesi halinde bunun meyvesini alabiliriz?" sorusuna karşılık olarak örnek kabilinden mustafa mohammed'in haksız sarı kart görmesi vb. gibi hatalı hakem kararları sonucu nasıl etkiliyor bunu düşünmek gerekir.
örneğin 19 mart 2006 galatasaray kayseri erciyesspor maçında 2-0 öne geçmiş olmamıza rağmen maç 2-2'ye gelmiş; şiddetle puana ihtiyaç duyduğumuz böyle bir maçta, yanlış hatırlamıyorsam 80'li dakikalarda hasan kabze'nin kafa şutunu devran eliyle çizgiden çıkarmış ve bu harekete penaltı çalınmamış; ancak 87 ve 90. dakikalarda bulduğumuz gollerle maçı 4-2 kazanmıştık. mesela hakem hatasını böyle bir maçta konuşmak var, üretemediğimiz, top oynayamadığımız maçlarda konuşmak var.
takım olarak zaten bulunduğumuz konum ve mevcut ihtimaller nazarında bir hırs takımdan bekleniyorken, sezona çoktan havlu atmış gibi oynayıp hakem hatalarından medet ummak bize yakışmaz. bana kalırsa bu durum, psikolojik olarak takıma karşı hissedilen öfkenin hakeme kanalize edilmesi şeklinde vuku buluyor (haklı sebepler bulunsa dahi).
dolayısıyla, takımın kendine gelip ne oynadığını, hangi ihtimalleri zorladığını, neyi kovaladığını önce idrak etmesi, sonra buna uygun oyun oynadıktan sonra hakemlerce art niyetli olarak engelleniyorsa, bunun o zaman konuşulması gerekli diye düşünüyorum.
mevcut konjonktürde de hakemlere gelene kadar kendimize batırmamız gereken koca bir iğne var.