28879
2020-2021 sezonunda oynadığımız futbolu beğenen hocadır.
hocayla ilgili en umutsuzluğa düşüren durum ise kötü oynadığımız maçlarının ardından iyi oynadık minvalinde açıklamalar yapmasıdır.
bu açıklamalar ile hoca ya taraftarları kandırarak sevgimizi suistimal etmeye çalışıyor ya da gerçekten sahada oynadığımız bal yapmayan arı futbolumuzu beğeniyor ki bu en büyük problem.
bunu yaparken genel olarak hoca'nın en büyük dayanakları ise;
- 'rakip takımın gole kadar pozisyonu olmamasıdır.' bu doğru bile olsa özellikle iç sahada yaptığımız maçlarda rakip takımlar az pozisyona girerek genellikle kontra ataklar ile gol veya goller bulmaya çalışıyorlar. bu da çok normal bir durum ve takım oyunumuzun iyi olmasıyla bağdaştırılmamalıdır.
- 'sürekli topu rakip sahada oynamamız ve topa sahip olmamız.' bir önceki konu ile aynı aslında. biz mi bu şekilde oynuyoruz yoksa rakip bu şekilde oynamamızı istediği için böyle oynuyoruz. bence ikinci şık. çünkü topu rakip sahada oynasak bile kısır bir döngünün içine girerek sadece rakibin istediği alanda pas yapıyoruz hepsi bu. ben topa sahip olan bir takım istemiyorum. ben mücadele eden ve efektif futbol oynayan bir takım istiyorum.
- 'gol pozisyonlarına giriyoruz.' bir maç içerisinde organize ataktan yarattığımız pozisyon sayısı bir elin parmaklarını bile geçmez. genel olarak bireysel beceri ile pozisyon bulabiliyoruz. halbuki 2 tane orta açabilen hızlı bekimiz, 2 tane kafa vurabilen forvetimiz olmasına rağmen bırakın gol bulmayı adam akıllı orta bile açamıyoruz.
bu düşünceyle takımın şu anda oynadığı içler acısı futbol düzelmez ve takım iyiye gideceğine kötüye gider.
görünen o ki fatih hoca tarzını ve bakış açısını değiştirmeyecek ve her mağlubiyetten sonra topu ya yönetime, ya hakemlere ya federasyona ya da zemine bağlayacaktır.
bizde bu bahaneleri dinleyip kahrolacağız.
hocayla ilgili en umutsuzluğa düşüren durum ise kötü oynadığımız maçlarının ardından iyi oynadık minvalinde açıklamalar yapmasıdır.
bu açıklamalar ile hoca ya taraftarları kandırarak sevgimizi suistimal etmeye çalışıyor ya da gerçekten sahada oynadığımız bal yapmayan arı futbolumuzu beğeniyor ki bu en büyük problem.
bunu yaparken genel olarak hoca'nın en büyük dayanakları ise;
- 'rakip takımın gole kadar pozisyonu olmamasıdır.' bu doğru bile olsa özellikle iç sahada yaptığımız maçlarda rakip takımlar az pozisyona girerek genellikle kontra ataklar ile gol veya goller bulmaya çalışıyorlar. bu da çok normal bir durum ve takım oyunumuzun iyi olmasıyla bağdaştırılmamalıdır.
- 'sürekli topu rakip sahada oynamamız ve topa sahip olmamız.' bir önceki konu ile aynı aslında. biz mi bu şekilde oynuyoruz yoksa rakip bu şekilde oynamamızı istediği için böyle oynuyoruz. bence ikinci şık. çünkü topu rakip sahada oynasak bile kısır bir döngünün içine girerek sadece rakibin istediği alanda pas yapıyoruz hepsi bu. ben topa sahip olan bir takım istemiyorum. ben mücadele eden ve efektif futbol oynayan bir takım istiyorum.
- 'gol pozisyonlarına giriyoruz.' bir maç içerisinde organize ataktan yarattığımız pozisyon sayısı bir elin parmaklarını bile geçmez. genel olarak bireysel beceri ile pozisyon bulabiliyoruz. halbuki 2 tane orta açabilen hızlı bekimiz, 2 tane kafa vurabilen forvetimiz olmasına rağmen bırakın gol bulmayı adam akıllı orta bile açamıyoruz.
bu düşünceyle takımın şu anda oynadığı içler acısı futbol düzelmez ve takım iyiye gideceğine kötüye gider.
görünen o ki fatih hoca tarzını ve bakış açısını değiştirmeyecek ve her mağlubiyetten sonra topu ya yönetime, ya hakemlere ya federasyona ya da zemine bağlayacaktır.
bizde bu bahaneleri dinleyip kahrolacağız.