3081
çekirdekten yetişme bir fenerbahçeli olduğu için sonuna kadar fenerbahçe duruşunu, bakış açısını yansıtan bir karakter.
nedir bu duruş?
şampiyon olmak istiyorsak önce galatasaray'ın hamlelerini önlemeliyiz.
yıllardır kendi hamlelerini deneseler de, hep türkiye futbolunun öncüsü olan galatasaray'ın gerisinde kaldılar. sanatçılar vardır, yaratır. taklitçiler vardır emek verip sanatçıları taklit ederek yer edinirler.
mustafa denizli'yle avrupa başarıları yakalayan galatasaray'ı görünce hocayı elimizden almaya çalıştılar. aldılar. evvelinde rıdvan gibi dönemin en iyi oyuncusuna gs talipken uçakla kaçırdılar. keza fatih terim'e aziz yıldırım tarafından yapılan teklifler ortadadır. öncesinde metin oktay'ın bizi sevenleri üzmeyelim baba duruşuna maruz kaldılar. galatasarayla harikalar yaratan tanju'yu elimizden aldılar. lucescu'yu ayartmaya kalktılar. sonrasında vedat muriqi, mert hakan, alper potuk, mehmet topal, mehmet topuz bla bla bla...
zannediyorlar ki herkes selçuk inan olacak:)
çoğu kendi ellerinde patladı, ama olsundu. önemli olan gs yle uyum yakalamış herkesi bünyeden koparma harekatıydı. son dönemde keza onyekuru böyle bir girişimdi.
şimdi kazın son ayağı irfan can. "67" tane orta sahası olan fenerbahçe'nin "yahu sizde kalsın ama yine de gs'ye vermeyin" yaklaşımı... çünkü akıllarda hep gs'nin yakaladığı uyum korkusu var. kafalarında hep gs var.
evet türkiye şartlarında güçlü bir karakter. çoğunlukla istediğini elde edebiliyor haliyle. ancak koç grubunun yaratıcısı değil yalnızca varisi olduğu gibi fenerbahçe'si de ancak galatasaray'ın yarattıklarını takip etmek zorunda kalacak bu mentaliteyle. bu mantıkla da kendi efsanelerini yaratamayacaklar.
bu bakış açısı, bu duruş bizim ancak sinirimizi bozabilir. bu fenerbahçe'ye yetiyor ise onların sorunudur. biz irfan'ı alsak da alamasak da yolumuza devam ederiz. ama çekirdekten yetişme fenerli olan ali bey yoluna ne kadar devam edebilir?
göreceğiz.
nedir bu duruş?
şampiyon olmak istiyorsak önce galatasaray'ın hamlelerini önlemeliyiz.
yıllardır kendi hamlelerini deneseler de, hep türkiye futbolunun öncüsü olan galatasaray'ın gerisinde kaldılar. sanatçılar vardır, yaratır. taklitçiler vardır emek verip sanatçıları taklit ederek yer edinirler.
mustafa denizli'yle avrupa başarıları yakalayan galatasaray'ı görünce hocayı elimizden almaya çalıştılar. aldılar. evvelinde rıdvan gibi dönemin en iyi oyuncusuna gs talipken uçakla kaçırdılar. keza fatih terim'e aziz yıldırım tarafından yapılan teklifler ortadadır. öncesinde metin oktay'ın bizi sevenleri üzmeyelim baba duruşuna maruz kaldılar. galatasarayla harikalar yaratan tanju'yu elimizden aldılar. lucescu'yu ayartmaya kalktılar. sonrasında vedat muriqi, mert hakan, alper potuk, mehmet topal, mehmet topuz bla bla bla...
zannediyorlar ki herkes selçuk inan olacak:)
çoğu kendi ellerinde patladı, ama olsundu. önemli olan gs yle uyum yakalamış herkesi bünyeden koparma harekatıydı. son dönemde keza onyekuru böyle bir girişimdi.
şimdi kazın son ayağı irfan can. "67" tane orta sahası olan fenerbahçe'nin "yahu sizde kalsın ama yine de gs'ye vermeyin" yaklaşımı... çünkü akıllarda hep gs'nin yakaladığı uyum korkusu var. kafalarında hep gs var.
evet türkiye şartlarında güçlü bir karakter. çoğunlukla istediğini elde edebiliyor haliyle. ancak koç grubunun yaratıcısı değil yalnızca varisi olduğu gibi fenerbahçe'si de ancak galatasaray'ın yarattıklarını takip etmek zorunda kalacak bu mentaliteyle. bu mantıkla da kendi efsanelerini yaratamayacaklar.
bu bakış açısı, bu duruş bizim ancak sinirimizi bozabilir. bu fenerbahçe'ye yetiyor ise onların sorunudur. biz irfan'ı alsak da alamasak da yolumuza devam ederiz. ama çekirdekten yetişme fenerli olan ali bey yoluna ne kadar devam edebilir?
göreceğiz.