• 7665
    doğru başlığa mı yazıyorum bilmiyorum. aslında yazacaklarım daha çok türk toplumunun futbola ve taraftarlığa yaklaşımıyla ilgili düşüncelerim olacak. özellikle sosyal medya kullanımı yaygınlaştıktan sonra açıkça ortaya çıkan durum şu ki aslında taraftar olarak nitelendirilen ve çoğunluğu genç yaşta olan kişilerin büyük kısmı taraftarlığı kendini ait hissettiği takımı destekleme ve katkı verme yaklaşımıyla değil, sosyal hayatında kendini daha güçlü hissetmek için bir araç olarak yaklaşıyor. bu da transfer taraftarlığını doğuruyor. kulübün sürdürülebilirliği, uefa ve bankalarla yapılan anlaşmalardan doğan yükümlülükleri; kısacası geleceği bir kenara bırakılıp sadece transfer ve kısa vadeli başarı odaklı bir "taraftar" profili ortaya çıkıyor. ve yine çoğunluğu futboldan gram anlamayan bu güruhun sayıları o kadar fazla ki bu zihniyet kimi zaman tuttuğu takımın parçası olan futbolcusuna formu düştüğü için lince dönüşüyor kimi zaman "yatransferyaistifa"ya ve hatta "gerekirse uefa'dan ceza alalım ama transfer yapalım"a dönüşüyor. geriye elimizde kalan da kurtulunmaya çalışılan yüksek maaşlı futbolcular ve borç batağındaki kulüpler oluyor. maalsef sosyal medya kullanıcılarının azımsanmayacak kısmı elinin altında klavye olunca bir komandoya dönüşen, cahilliğine aldırış etmeden her konuda ahkam kesen, ezikliğini böyle gidermeye çalışan insanlardan oluşuyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın