27825
-fatih terim, 1996-2000 arasında gerçekten büyük başarı elde etti ve galatasaray’ın dünya’nın bir numaralı takımı olmasını sağladı.
-fatih terim, galatasaray’ın otuz milyon taraftara sahip olmasında en büyük etkendir.
-motivasyon ustası olduğu tartışılamaz.
-dünya futbolunda kendisine yer edinmiş tek türk teknik direktördür.
bunlar tartışılmaz gerçekler. ancak;
-fatih hoca kendisini yeterince güncelleyemedi.
-taktik olarak yeterli varyasyon üretmekte zorlanıyor.
-teknik direktörden ziyade yönetici hatta başkan gibi konuşuyor ve hareket ediyor.
-kendisiyle çalışılması zor bir insan ve bunu kendisi de ifade etti zaten.
bunların sayısı artırılabilir ama gerek yok. bunlar yeterli.
-fatih terim milli takımdan gönderildiğinde sığındığı tek liman galatasaray’dı.
-galatasaray taraftarı fatih terim’e kırgın olmasına rağmen onu yeniden bağrına bastı.
-kebapçı ile olan kavgasında fatih terim’i koşulsuz destekledi.
-cumhurbaşkanı’nın milli takımdan gönderdiği fatih terim’e bugünkü yönetim büyük destek verdi.
-ali koç’un milli takımdan alınan tazminata ilişkin bizzat fatih terim’e yaptığı saldırılarda, sicili bozuk diyerek değersizleştirmeye çalıştığında gerek yönetim gerekse ultraaslan ve tüm taraftarlar koşulsuz arkasında durdu ve durmaya devam ediyor.
şimdi bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda tam bir aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık meselesi.
geri kalmış 3. dünya ülkelerinin içinde bulunduğu kısır döngünün futboldaki yansıması işte böyle olur.
yönetimin fatih terim’i göndereceğini kim yayıyor? bir takım sosyal medya hesapları. peki bunların dedikodularıyla amel edilir mi? tabii ki edilmez ama ne oluyor. bütün tvler bu dedikodular üzerinden baskı ve algı oluşturuyor. yani bir bardak suda fırtına koparılıyor.
fatih terim neden “kendimi yalnız hissediyorum” dedi. ultraaslan’ın yayınladığı bildiriden alınganlık gösterdiği için. peki ultraaslan fatih hoca’ya karşı mı yayınladı bu bildiriyi. asla ve asla. ultraaslan tamamen başakşehir twitter hesabından paylaşılan kahve fincanı twiti nedeniyle göksel gümüşdağ’ı hedef aldı. bunda yönetimin de en ufak bir dahli yoktur ve olamaz.
arda turan olayında tepeden tırnağa haklı olan yönetimdi. arda turan’a karşı çıkılması futbolu nedeniyle değil karıştığı nahoş olaylar nedeniyleydi. bence bu ilkeli bir duruştu ama fatih terim takım üzerinde kuramadığı disiplini arda turan ile yeniden kuracağını düşünerek arda’yı istiyormuş bunu da arda geldikten sonra anladık.
şimdi bütün bu resimlere bakıp diyorum ki;
fatih terim de yönetim de galatasaray’a zarar veren bu tür olayları, ya da krizleri iyi yönetmeli ve bu krizi fırsata çevirmeli. mayıstaki seçime kadar galatasaray’ın menfaatleri için birlikte yürüyeceklerini ilan etmeli. mayıstaki seçimde gelecek yeni yönetim bambaşka bir iklim yaratacaktır. o zaman yeni yönetimle belki fatih hoca sportif direktörlüğe geçer; genç, enerjik ve başarıya aç bir teknik direktör ile yeni zaferlere yelken açılır.
yani diyorum ki çıkan krizin nedeni ne olursa olsun, galatasaray’ın menfaatleri neyi gerektiriyorsa o olsun.
-fatih terim, galatasaray’ın otuz milyon taraftara sahip olmasında en büyük etkendir.
-motivasyon ustası olduğu tartışılamaz.
-dünya futbolunda kendisine yer edinmiş tek türk teknik direktördür.
bunlar tartışılmaz gerçekler. ancak;
-fatih hoca kendisini yeterince güncelleyemedi.
-taktik olarak yeterli varyasyon üretmekte zorlanıyor.
-teknik direktörden ziyade yönetici hatta başkan gibi konuşuyor ve hareket ediyor.
-kendisiyle çalışılması zor bir insan ve bunu kendisi de ifade etti zaten.
bunların sayısı artırılabilir ama gerek yok. bunlar yeterli.
-fatih terim milli takımdan gönderildiğinde sığındığı tek liman galatasaray’dı.
-galatasaray taraftarı fatih terim’e kırgın olmasına rağmen onu yeniden bağrına bastı.
-kebapçı ile olan kavgasında fatih terim’i koşulsuz destekledi.
-cumhurbaşkanı’nın milli takımdan gönderdiği fatih terim’e bugünkü yönetim büyük destek verdi.
-ali koç’un milli takımdan alınan tazminata ilişkin bizzat fatih terim’e yaptığı saldırılarda, sicili bozuk diyerek değersizleştirmeye çalıştığında gerek yönetim gerekse ultraaslan ve tüm taraftarlar koşulsuz arkasında durdu ve durmaya devam ediyor.
şimdi bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda tam bir aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık meselesi.
geri kalmış 3. dünya ülkelerinin içinde bulunduğu kısır döngünün futboldaki yansıması işte böyle olur.
yönetimin fatih terim’i göndereceğini kim yayıyor? bir takım sosyal medya hesapları. peki bunların dedikodularıyla amel edilir mi? tabii ki edilmez ama ne oluyor. bütün tvler bu dedikodular üzerinden baskı ve algı oluşturuyor. yani bir bardak suda fırtına koparılıyor.
fatih terim neden “kendimi yalnız hissediyorum” dedi. ultraaslan’ın yayınladığı bildiriden alınganlık gösterdiği için. peki ultraaslan fatih hoca’ya karşı mı yayınladı bu bildiriyi. asla ve asla. ultraaslan tamamen başakşehir twitter hesabından paylaşılan kahve fincanı twiti nedeniyle göksel gümüşdağ’ı hedef aldı. bunda yönetimin de en ufak bir dahli yoktur ve olamaz.
arda turan olayında tepeden tırnağa haklı olan yönetimdi. arda turan’a karşı çıkılması futbolu nedeniyle değil karıştığı nahoş olaylar nedeniyleydi. bence bu ilkeli bir duruştu ama fatih terim takım üzerinde kuramadığı disiplini arda turan ile yeniden kuracağını düşünerek arda’yı istiyormuş bunu da arda geldikten sonra anladık.
şimdi bütün bu resimlere bakıp diyorum ki;
fatih terim de yönetim de galatasaray’a zarar veren bu tür olayları, ya da krizleri iyi yönetmeli ve bu krizi fırsata çevirmeli. mayıstaki seçime kadar galatasaray’ın menfaatleri için birlikte yürüyeceklerini ilan etmeli. mayıstaki seçimde gelecek yeni yönetim bambaşka bir iklim yaratacaktır. o zaman yeni yönetimle belki fatih hoca sportif direktörlüğe geçer; genç, enerjik ve başarıya aç bir teknik direktör ile yeni zaferlere yelken açılır.
yani diyorum ki çıkan krizin nedeni ne olursa olsun, galatasaray’ın menfaatleri neyi gerektiriyorsa o olsun.