981
bu ülkede yükseliş her zaman herhangi bir şeyi yapmaya mecbur kalınca oluyor. önce kendimden daha sonra futbol için örnek vereceğim.
kendim için baktığımda üniversiteden mezun olduğumda çalışmak için sektör olarak tek bir hedefim vardı. elektrik mühendisiyim, elektrik dağıtım sektöründe çalışmak istiyorum. 2018’de mezun oldum fakat uzun bir süre iş bulamadım. en sonunda 2020 şubat ayında telekomünikasyon sektöründe -hiç bilmediğim bir sektör- iş buldum. bu süreçte 21 dağıtım şirketinin hepsine başvurdum, 8’i ile birebir görüşmelerde bulundum, 3’ünde son mülakata kaldım fakat tecrübesizliğim veya dış etkenler benim için çok büyük engeller yarattı. işsizlikten bunalmışken ikinci bir dil öğrenip rusya’ya gitmeyi düşündüm. öss’ye girip rus dili ve edebiyatı kazandım. kayseri’deydi, evime yakındı, bedavaydı. örgün ve ikinci öğretimi vardı. ben okula sabah 8’de gidip dersleri çift dikiş yapıp akşam 9’da eve dönüyordum. 2020 ocağında telekomünikasyon sektöründe kurumsal ve vip müşteri şikayetleri ile alakalı bir ilan gördüm ve başvurdum. önce bakım çözüm ortağı sonra turkcell ile görüştüm. turkcell’in ukrayna’da bir operasyon merkezinin olduğunu, tecrübesizliğim olsa da rusçanın benim için tercih edilebilirliğimi artırdığını gördüm. kısa sürede mülakatlar olumlu sonuçlandı, işe başladım. tabi ki inanılmaz bir başarı hikayem yok fakat 10 aylık kurumsal çalışma bende çok büyük artılara sebep oldu ve geçtiğimiz hafta elektrik dağıtım sektöründeki iş mülakatım olumlu sonuçlandı. mecbur kaldığımız durumlar, sabırla devam edersek, bize hayalini kurduğumuz şeylerin kapısını açıyor.
futbol özelinde bakacak olursak, yakın zamanlarda benim gördüğüm 2-3 örnek var.
ünal karaman-trabzonspor,
fatih terim-taylan antalyalı,
bursaspor ve gençleri.
ünal karaman ahım şahım bir teknik direktör değil, kulübün parası olsa gençleri belki hiç oynatmayacak ama mecbur kaldı ve oynattı. kendi kariyeri dış etkilerle düşse de kulübü yükseltti.
fatih terim, geçen sene lemina seri n’zonzi orta sahasıyla oynarken bugün taylan’a mecbur kaldı ve oynatıyor. yanlış anlaşılmasın, taylan’ın yükselişinde etkisi çok büyük fakat mecbur kalmasa ben oynatacağına inanmıyorum.
bugün bursaspor mecburiyetten oynattığı çocuklarla hem ayakta kalacak hem para kazanacak.
üzüldüğüm şey hayatımızda birçok şeye mecbur bırakılmamız. 2018’de mezun olduğumda istediğim sektöre atılabilsem her şey daha farklı olabilirdi. tabi ki kendi hatalarımı biliyorum ancak başlangıç aşamasındaki hedeflerimizin bile sonuca ulaşma süresi gitgide uzuyor.
taylan geçen sene gelmişti. neden geçen sene değil de bu sene yükseliyor? yazık günah 25 yaşında adam. günümüz futbolunda yaşına göre seviye olarak 6-7 sene geriden geliyor.
bu ülkenin gençlerinden adam olur. sadece mecbur kalalım.
istesek de istemesek de zaten mecbur kalıyoruz...
not: bu konuda farklı düşüncelere, eleştirilere açığım. fikrimin yanlış olduğunu düşünenlerin de fikirlerini dinlemek isterim. dm kutumu yeşillendirirseniz sevinirim.
kendim için baktığımda üniversiteden mezun olduğumda çalışmak için sektör olarak tek bir hedefim vardı. elektrik mühendisiyim, elektrik dağıtım sektöründe çalışmak istiyorum. 2018’de mezun oldum fakat uzun bir süre iş bulamadım. en sonunda 2020 şubat ayında telekomünikasyon sektöründe -hiç bilmediğim bir sektör- iş buldum. bu süreçte 21 dağıtım şirketinin hepsine başvurdum, 8’i ile birebir görüşmelerde bulundum, 3’ünde son mülakata kaldım fakat tecrübesizliğim veya dış etkenler benim için çok büyük engeller yarattı. işsizlikten bunalmışken ikinci bir dil öğrenip rusya’ya gitmeyi düşündüm. öss’ye girip rus dili ve edebiyatı kazandım. kayseri’deydi, evime yakındı, bedavaydı. örgün ve ikinci öğretimi vardı. ben okula sabah 8’de gidip dersleri çift dikiş yapıp akşam 9’da eve dönüyordum. 2020 ocağında telekomünikasyon sektöründe kurumsal ve vip müşteri şikayetleri ile alakalı bir ilan gördüm ve başvurdum. önce bakım çözüm ortağı sonra turkcell ile görüştüm. turkcell’in ukrayna’da bir operasyon merkezinin olduğunu, tecrübesizliğim olsa da rusçanın benim için tercih edilebilirliğimi artırdığını gördüm. kısa sürede mülakatlar olumlu sonuçlandı, işe başladım. tabi ki inanılmaz bir başarı hikayem yok fakat 10 aylık kurumsal çalışma bende çok büyük artılara sebep oldu ve geçtiğimiz hafta elektrik dağıtım sektöründeki iş mülakatım olumlu sonuçlandı. mecbur kaldığımız durumlar, sabırla devam edersek, bize hayalini kurduğumuz şeylerin kapısını açıyor.
futbol özelinde bakacak olursak, yakın zamanlarda benim gördüğüm 2-3 örnek var.
ünal karaman-trabzonspor,
fatih terim-taylan antalyalı,
bursaspor ve gençleri.
ünal karaman ahım şahım bir teknik direktör değil, kulübün parası olsa gençleri belki hiç oynatmayacak ama mecbur kaldı ve oynattı. kendi kariyeri dış etkilerle düşse de kulübü yükseltti.
fatih terim, geçen sene lemina seri n’zonzi orta sahasıyla oynarken bugün taylan’a mecbur kaldı ve oynatıyor. yanlış anlaşılmasın, taylan’ın yükselişinde etkisi çok büyük fakat mecbur kalmasa ben oynatacağına inanmıyorum.
bugün bursaspor mecburiyetten oynattığı çocuklarla hem ayakta kalacak hem para kazanacak.
üzüldüğüm şey hayatımızda birçok şeye mecbur bırakılmamız. 2018’de mezun olduğumda istediğim sektöre atılabilsem her şey daha farklı olabilirdi. tabi ki kendi hatalarımı biliyorum ancak başlangıç aşamasındaki hedeflerimizin bile sonuca ulaşma süresi gitgide uzuyor.
taylan geçen sene gelmişti. neden geçen sene değil de bu sene yükseliyor? yazık günah 25 yaşında adam. günümüz futbolunda yaşına göre seviye olarak 6-7 sene geriden geliyor.
bu ülkenin gençlerinden adam olur. sadece mecbur kalalım.
istesek de istemesek de zaten mecbur kalıyoruz...
not: bu konuda farklı düşüncelere, eleştirilere açığım. fikrimin yanlış olduğunu düşünenlerin de fikirlerini dinlemek isterim. dm kutumu yeşillendirirseniz sevinirim.