27249
yaz döneminde hatayspor'la yapılan hazırlık maçının* 45.* ile 70.* dakikaları arasında oynatmak istediği oyunun ilk verimlerini alan ve tesadüf yine bir hatayspor maçında* oyununun çerçevesini artık tam olarak oturtan ve iyice olgunlaştıran teknik direktör.
hazırlık maçının ilk yarısında kötü görünen 4-3-3 ten sonra ilgili dakikalarda 4-4-2 formasyonu ile oynatmaya çalıştığı ve verim aldığı oyunu, lig maçlarında yeniden tercih ettiği üçlü orta saha ile tekrar etmiş ve iyice netleştirmiştir. ben açıkçası hazırlık maçından sonra galatasaray'ın bu oyunu kesinlikle 4-4-2 ya da 4-2-3-1 ile oynayabileceğini asla 4-3-3 ile başaramayacağını düşünmüştüm. zaten fatih terim de ilgili maçta bahsettiğimiz bu oyunu az biraz 4-4-2 ile başarabilmişti. ancak bunu şimdi tekrar 4-3-3 ve 4-1-4-1* ile başlangıç noktasına geri dönerek başardığını görüyoruz.
hazırlık maçında takım güçlü ve dayanıklı ancak yavaştı. şimdi hız da kazanmış durumda.
hazırlık maçında ilgili dakikalarda ceza alanına kadar gelmeyi başaran bir takım vardı. organizasyon kendisini yavaş yavaş gösteriyordu. yine resmi maçta aynı şekilde tehlikeli bölgeye kadar çeşitli yollarla gelmeyi başaran ve bunu net şablonlarla tekrarlayabilen organizasyonu güçlü bir takım ve oyun görüyoruz.
ancak hazırlık maçında, ceza alanı içinde artık son yılların kronik organizasyonsuzluğu olan dağınıklık kendisini fazla fazla gösteriyordu. bugünkü resmi maçta bu organizasyonluğun aşılmaya başlandığını ancak bunda yetersiz kalındığını görüyoruz. rakip ceza alanında bu kadar rahat ve tekrarlı çoğalabilen bir takımın son paslarla kendi oyuncularını daha fazla buluşturabilmesi gerekir. zamanla daha iyi olacaktır.
fatih terim oynatmak istediği oyunu artık kendisi de daha net görüyor ve yavaş yavaş ayrıntılarını çözümlüyor. geçtiğimiz yılın* hazırlık sürecinde ortaya koyduğu sorunsalı artık daha iyi ve derinlemesine anlıyor gibi. örnek olarak (bkz: #2901515). daha da evrilecektir. bazen çözmeye çalıştığın ve kendin ortaya koyduğun problemi anlamak için çözümden daha fazla zaman harcaman gerekir.
tasarım bir süreçtir ve eskiz gerektirir.
ben fatih terim'in son iki yılında; döngüsel gelişen, inişli çıkışlı ve kesinlikle çizgisel olmayan bir ilerleme görüyorum.
yeniyi tasarlamanın doğal serüveni de zaten budur.
hazırlık maçının ilk yarısında kötü görünen 4-3-3 ten sonra ilgili dakikalarda 4-4-2 formasyonu ile oynatmaya çalıştığı ve verim aldığı oyunu, lig maçlarında yeniden tercih ettiği üçlü orta saha ile tekrar etmiş ve iyice netleştirmiştir. ben açıkçası hazırlık maçından sonra galatasaray'ın bu oyunu kesinlikle 4-4-2 ya da 4-2-3-1 ile oynayabileceğini asla 4-3-3 ile başaramayacağını düşünmüştüm. zaten fatih terim de ilgili maçta bahsettiğimiz bu oyunu az biraz 4-4-2 ile başarabilmişti. ancak bunu şimdi tekrar 4-3-3 ve 4-1-4-1* ile başlangıç noktasına geri dönerek başardığını görüyoruz.
hazırlık maçında takım güçlü ve dayanıklı ancak yavaştı. şimdi hız da kazanmış durumda.
hazırlık maçında ilgili dakikalarda ceza alanına kadar gelmeyi başaran bir takım vardı. organizasyon kendisini yavaş yavaş gösteriyordu. yine resmi maçta aynı şekilde tehlikeli bölgeye kadar çeşitli yollarla gelmeyi başaran ve bunu net şablonlarla tekrarlayabilen organizasyonu güçlü bir takım ve oyun görüyoruz.
ancak hazırlık maçında, ceza alanı içinde artık son yılların kronik organizasyonsuzluğu olan dağınıklık kendisini fazla fazla gösteriyordu. bugünkü resmi maçta bu organizasyonluğun aşılmaya başlandığını ancak bunda yetersiz kalındığını görüyoruz. rakip ceza alanında bu kadar rahat ve tekrarlı çoğalabilen bir takımın son paslarla kendi oyuncularını daha fazla buluşturabilmesi gerekir. zamanla daha iyi olacaktır.
fatih terim oynatmak istediği oyunu artık kendisi de daha net görüyor ve yavaş yavaş ayrıntılarını çözümlüyor. geçtiğimiz yılın* hazırlık sürecinde ortaya koyduğu sorunsalı artık daha iyi ve derinlemesine anlıyor gibi. örnek olarak (bkz: #2901515). daha da evrilecektir. bazen çözmeye çalıştığın ve kendin ortaya koyduğun problemi anlamak için çözümden daha fazla zaman harcaman gerekir.
tasarım bir süreçtir ve eskiz gerektirir.
ben fatih terim'in son iki yılında; döngüsel gelişen, inişli çıkışlı ve kesinlikle çizgisel olmayan bir ilerleme görüyorum.
yeniyi tasarlamanın doğal serüveni de zaten budur.
