• 3985
    adamlar bombayı fatih terim'in kucağına bırakıp kenara çekildiler, şaka gibi. taraftarlar arasında 7/24 fatih terim eleştiriliyor; ama haklı, ama haksız. en alakasız başlıklarda bile konu bir şekilde dönüp dolaşıp fatih terim'e geliyor. gelmesin diyemem, bu eleştirilerin birçoğu bana mantıksız gelse de ifade özgürlüğü sonuçta, isteyen istediğini "sözlük kuralları çerçevesinde" eleştirebilir. ama fatih terim sürekli hedefteyken bu ekibin başlığının boş kalması beni acayip rahatsız ediyor. örneğin fatih terim sürekli diğer hocalarla kıyaslanarak eleştiriliyor ama bu arkadaşların hiç diğer yönetimlerle kıyaslanıp eleştirildiğini görmedim neredeyse.

    madem teknik direktörümüzün çağı yakalayamadığını düşünüp eleştiriyoruz, aynısını daha önemli bir departman olan yönetime neden yapmıyoruz. mesela liverpool yönetimi bizimkilerden çok daha iyi yapıyor işini. hadi liverpool ile aynı standartlarda değerlendirilemeyiz diyelim, shakhtar donetsk yönetimi de bizimkilerden çok daha iyi yapıyor işini, dinamo zagreb yönetimi de bizimkilerden çok daha iyi yapıyor işini, lille yönetimi de bizimkilerden çok daha iyi yapıyor işini. hadi bu yönetimlerle bizim yönetimi kıyaslasak ya.

    - "mali şartlar çok kötü, enkaz devraldılar, statüko onlara karşı" diye savunulacaklarsa aynı savunma fatih terim için de geçerli. konu fatih terim olunca bu savunmaları yapanlar "biatçı" ilan ediliyor, madem öyle konu yönetim olunca da bu savunmalar yapılmamalı, yapanlar "biatçı" ilan edilmeli o zaman.

    - "şu an ülkemizdeki en iyi yönetim bu" denerek savunuluyorlar (kesinlikle katılmıyorum da neyse), aynı savunma son 3 senede 2 şampiyonluk, 4 kupa alan fatih terim için de geçerli olur bu durumda. "şu an ülkemizdeki en iyi teknik direktör bu" (buna okan buruk diyenler olacaktır muhtemelen, o zaman ben de ali koç diyebilirim rahatlıkla).

    - "uzun zamandır galatasaray bünyesinden çıkarttığımız en iyi yönetim bu" denerek savunuluyorlar, aynısı yine fatih terim için geçerli. kaldı ki fatih terim kendilerinden hem daha başarılı, hem de daha fazla rakibi geçerek bu başarıyı elde etmiş bir kişi (son 20 senede 7 yönetim arasında bu yönetimi maksimum 2. sıraya koyarsınız, fatih hoca 12 teknik direktör arasında en iyisi).

    - fatih terim'in hatalı olduğu düşünülen söylemleri sürekli alay konusu oluyor, her fırsatta hocanın önüne çıkarılıyor (mesela "makas açıldı" söylemi). peki bunu yapanlar neden aynısını bu yönetim için yapmıyorlar. sırf 2020-2021 sezonu yaz transfer dönemi süresince bile fatih terim'in son 3 yılda yaptığından daha fazla gaf yapıldı, anti-profesyonel açıklama yapıldı mustafa cengiz, yusuf günay, abdurrahim albayrak 3'lüsünden. en basitinden, transfer için daha 50 günümüz var rezaleti var. bu söz söylendiğinde 50 değil 40 günümüz vardı düşünün*. rezilliğin daniskası.

    sonuca bakıyoruz, elimizde hem nitelik, hem nicelik açısından bol eksiği olan bir kadro, çalışanların aylardır maaşlarını alamadığı bir florya (bkz: #3006685), hocanın ve oyuncuların (marcao tokat attı yalanı gibi) üstüne gelmeye devam eden medya ve federasyon, her fırsatta taraftarın önüne atılıp verebilecekleri katkının azalmasına sebep olunmuş oyuncular (belhanda, feghouli, falcao vs) var.

    ve bunların hepsi yönetimin suçu. şu 4 durumdan fatih terim'e bağlanabilecek tek nokta kadronun eksik olma durumu ("içimizden niye halletmiyorsun hoca" denilebilir), ama hem bu durum ne olursa olsun tek başına hocaya yıkılamaz, hem de en son "içimizden hallederiz" diyip yönetim beceriksizliklerine çanak tutan hocaya denilenler ortada (bkz: 2015 - 2016 sezonu transfer dönemi), o hocanın bu söylemden sonra düştüğü durum da ortada (bkz: süper lig 2015-2016 sezonu).

    ve bütün bunlara rağmen hala eleştirilerin tamamına yakınının gittiği yer fatih terim olabiliyor, yönetim es geçilebiliyor. inanılmaz gerçekten.

    hani deniyor ya, "fatih terim'i savunanlar ona ve galatasaray'a aslında zarar veriyor" diye. esas bu adamları savunanlar, hatta devam etmeleri gerektiğini söyleyenler galatasaray'a zarar veriyorlar. galatasaray'ın uzun yıllardır sorununun teknik direktör değil yönetim olduğunu ya görmüyorlar, ya görmek istemiyorlar (görecek olsalar skibbe, rijkaard ve mancini başarısız olduktan sonra görürlerdi zaten). bu tavır yüzünden yönetimin yapması gereken işler teknik direktöre biniyor, bu tavır yüzünden ünal aysal yönetimi 1-2 sene nispeten başarılı olunca efsane yönetim olarak anılıyor. halbuki galatasaray öyle yönetimler çıkarmalı ki, ünal aysal yönetimi vasat altı kalmalı.

    çünkü bizimle avrupa takımları arasında makasın açılmasına sebep olan 1 numaralı etken ne futbolcular, ne ülkenin ekonomik durumu, ne de teknik direktörler. 1 numaralı etken açık ara yönetimler ve yönetim şeklimiz. ileride bir gün bu gerçeği anlayacağımızı, özümseyeceğimizi ve yönetim becerisi yüksek yönetimlere sahip olacağımızı umuyorum. umarım bu zihinsel dönüşüm için çok geç kalmamışızdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın