26948
galatasaray taraftarının ne kadar tahammülsüz olduğunun göstergesi olan turnusol kağıdı hocamız ayrıca klüple özdeşleşmiş bir neferimizde kendisi. türkiye’de klasik başarıyı çekemeyen beyni ile değil duygularıyla hareket eden bir topluluk oldugu için kendisine söylenenleri ciddiye almamak gerekmektedir.yine özellikle de başarıyı aşağı çekme konusunda uzman bir kitle olduğu için bu zamana kadar tüm eleştiri ve yıldırma politikalarından başarıyla çıkan ve ülkemizin global arenada temsil etmiş bir kişiden söz ediyoruz. türkiye ve yurtdışında yaptıklarına bırak yaklaşacak, hayal edecek potansiyel de bile insanlar yok iken kalkıp hocaya 3 kuruş aklıyla akıl vermeye çalışan ergenlerle dolu bir yer burası. tüm medya bıçaklarını bileyerek kıyıma hazırlanmış bir de sözde taraftar bu şekilde hocanın üzerine yok ne oynatıyormuş vs gibisinden eleştirilerle gelmiyor mu işte o zaman neden bu ülkenin bir adım öteye gidemediğini daha iyi anlıyorsun. bu kitleye her sezon en az 2 hoca ve bol keseden borçlanacak yönetimler gerekiyor. kıt kaynaklarla, medyaya yansımayan imkansızlıklarla mücadele eden hatta cebinden bir takım personelin parasını ödeyerek her türlü özveride bulunacak bir hoca değil bana bu bu bu oyuncuları almıyorsanız ben yokum diyen biri hoca olmalıdır. hangi yabancı hocadan bu tarz bir özveriyi görebilirsin? fatih hocanın cvsi yabancı bir isimle bu güruha sunulsa ne oynattığı oyuna bakılır ne de eleştirilir. fatih hocanın tek suçu idealist bir gs neferi olması yoksa fatih hoca’nın bu son gelişinden önce gs nin durumu ortadadır. tr klüplerde kabul edelim ki bayern ajax porto sevilla gibi üst akıl yok günlük yönetimler, kısa ömürlü hocalar harcanan milyonlar populist politikalar ruhumuza işlemiş saygı nedir? kime duyulur? gibi en basit soruları soramayan bir yığın var.böyle bir ortam varken, fatih hoca emeğini başka bir ülkede başka bir takıma adamış olsa bir arsene wenger(hayatında avrupa şampiyonluğu yok sürekli başarı odaklı kitleye bilgi) bir alex ferguson olurdu. türkiye hem sosyal yönetimde hem de sporda bu kafayla hiçbir zaman başarılı olamayacaktır. karşı taraftaysan beyaza kara deme, beyaz taraftaysan çıkarlarına ters düşüyorsa beyza kara demen kaçınılmazdır. herşey günlük, emeğe saygısız bir topluluktan hiçbir başarı ortaya çıkmamıştır çıkmayacaktır. hoca 96’ yılından önceki ekibide emek emek işleyerek ortaya çıkarmış milli takımlardan sonra yenilmez bir takım ve sistem ortaya çıkarmıştır. gegenpres’e dili dönmeyen ve hocayı eleştiren kimseler, hocanın ülke futboluna bu sistemi o yıllarda aşılamaya çalıştığı sistemi görmezden gelmektedir. hatta ve hatta birileri buna sörf eleştiri olsun diye “kaos” futbolu diye bir isim bile takmıştır. bu ülkede denilenlere şaşırmamak lazım, ülkenin kurucularına bile küfür eden yönetimler halk tarafından alkışlanıp dağıttığı 3 kuruş para karşılığında pohpohlanıyorsa fatih hoca gibi adını spor tarihine yazdıran biri için söylenenlere şaşırmamak gerekiyor. iddia ediyorum fatih hocanın 2. dönemi petre volkan cihan berkant bratulu kadroda bile maalesef bu kadrodan daha genç ve dinamikti. bu kadronun ortaçağa dengi mustafa sarp barış özbek li frank rijkaard yönetimindeki kadrodan bir tık iyi olabilir. bu aşamada önemli olan günlük transferle kadroyu geçici yapılandırmak yerine ileriye yönelik uzun dönemli genç potansiyelli oyunculara yatırım yapmaktır. başarı için süreklilik için başka bir yol yoktur.