25408
el mahkûm 6 ve 8 numara pozisyonlarını taylan antalyalı, ryan donk, etebo ve belhanda ile kuracak, kafası karışık morali bozuk takım.
geniş ve olumlu perspektiften bakarsak; taylan antalyalı iyi bir çıkış yapmamış olsa halimiz çok kötü olurdu. bizim istediğimiz taylan'ın bu haliyle yedek olabileceği iyi bir altarnatif olmasıydı ancak yapılamadı. fatih hoca'nın eldekilerle iyi bir ivme yakalamasından başka şansımız yok. bu durumda emre akbaba'nın tıpkı taylan ve etebo gibi olumlu geri dönüş yapması çok mühim. böyle bir senaryoda taylan ve etebo merkezde, emre kılınç sağ kanatta, emre akbaba necati ateş tarzı gezici 10 numara ve belhanda'nın da sol iç oynaması nasıl bir verim verir merak ediyorum.
sol ve sağ kanatlarda mevcut form durumlarıyla babel, arda turan ve adını yazarken bile sinirlendiğim feghouli oynayacağına belhanda oynasın daha iyi. nitekim bu müthiş 3' lün hepsi de bir kanat futbolcusunda olması gereken dripling ve hız özelliklerinden çok uzak isimler. ne ikiye bir yaparlar ne içeri katederler ne şut çekerler ne de sıfıra inip rakip savunmayı dengesizleştirirler. ayrıca top kapma ya da hücum ve savunma anlamında pozisyon almada da neredeyse yoklar. belhanda bir maç iyi bir maç kötü gidiyor en azından. forvet arkasında akbaba, kılınç ve belhanda ile yeni bir şeyler denenebilir. oğulcan çağlayan, muhammet kerem aktürkoğlu ve sekidika ne yapar ne eder kestirmek biz izleyiciler için bilinmez bir şey. hoca bunları iyi görürse değerlendirir.
forvet konusu zaten mecburi iki kişiye emanet. özellikle falcao'nun hiç yoktan çeyrek performans vermesini beklemek durumundayız. defans kurgusu zaten belli sakatlık olmazsa hiç değişmeyecek yer orası. iyi bir yedek olsaydı çok iyi olurdu ancak donk ile iyi kötü idare edilir.
artık transfer dönemi kapandı, gelenler belli takviye yapılamayan mevkiler belli. asıl belli olan ise enerjik olmadan, koşmadan, yardımlaşmadan hiçbir halt beceremeyeceğimiz. özellikle ileride baskı anlamında her maç kötüye gittik. sebepleri malum; falcao, arda, babel ve feghouli o kıymetli popolarını kaldırmadıkları sürece değil kasımpaşa tuzlaspor bile defanstan rahat rahat çıkar ve set oyunu kurar. sonra illaki bir boşluğunu bulur ve golü atarlar. zaten hücum planımız çok sıkıntılı, üstüne yenik duruma düşünce işler arapsaçına dönüyor. dün oynanan 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı'nda var'dan dönen yediğimiz gol geçen yılın özeti ve bu sezonun şimdilik fragmanı gibiydi. saymadım ama rakip maksimum 5 pasta kaleci ile karşı karşıya kaldı. asıl üzücü olan pozisyonun diagne'nin top kaybı ile başlaması. yani rakip ceza alanında veya yakınında yaptığımız her top kaybı bize pozisyon olarak geri dönüyor. top kaybı yapmamıza da gerek yok; gol kaçırdığımız top eğer kaleci atışıyla başlamıyorsa ve oyun içinde kalıyorsa şaaaak diye pozisyon veriyoruz. niye? çünkü iyi bir saha parselizasyonumuz ve ön alanda baskımız yok. birbirine en yakın 2 oyuncu arasındaki mesefe 10 metre ve fazlası olunca doğal olarak bunlar oluyor.
inşallah kendine güvendiğim kıymetli hocamız milli arayı iyi değerlendirir. hem kendisini hem de artık ölü gözüyle baktığımız isimleri yeniden hedefe kitler. yoksa gerisini düşünmek dahi istemiyorum.
geniş ve olumlu perspektiften bakarsak; taylan antalyalı iyi bir çıkış yapmamış olsa halimiz çok kötü olurdu. bizim istediğimiz taylan'ın bu haliyle yedek olabileceği iyi bir altarnatif olmasıydı ancak yapılamadı. fatih hoca'nın eldekilerle iyi bir ivme yakalamasından başka şansımız yok. bu durumda emre akbaba'nın tıpkı taylan ve etebo gibi olumlu geri dönüş yapması çok mühim. böyle bir senaryoda taylan ve etebo merkezde, emre kılınç sağ kanatta, emre akbaba necati ateş tarzı gezici 10 numara ve belhanda'nın da sol iç oynaması nasıl bir verim verir merak ediyorum.
sol ve sağ kanatlarda mevcut form durumlarıyla babel, arda turan ve adını yazarken bile sinirlendiğim feghouli oynayacağına belhanda oynasın daha iyi. nitekim bu müthiş 3' lün hepsi de bir kanat futbolcusunda olması gereken dripling ve hız özelliklerinden çok uzak isimler. ne ikiye bir yaparlar ne içeri katederler ne şut çekerler ne de sıfıra inip rakip savunmayı dengesizleştirirler. ayrıca top kapma ya da hücum ve savunma anlamında pozisyon almada da neredeyse yoklar. belhanda bir maç iyi bir maç kötü gidiyor en azından. forvet arkasında akbaba, kılınç ve belhanda ile yeni bir şeyler denenebilir. oğulcan çağlayan, muhammet kerem aktürkoğlu ve sekidika ne yapar ne eder kestirmek biz izleyiciler için bilinmez bir şey. hoca bunları iyi görürse değerlendirir.
forvet konusu zaten mecburi iki kişiye emanet. özellikle falcao'nun hiç yoktan çeyrek performans vermesini beklemek durumundayız. defans kurgusu zaten belli sakatlık olmazsa hiç değişmeyecek yer orası. iyi bir yedek olsaydı çok iyi olurdu ancak donk ile iyi kötü idare edilir.
artık transfer dönemi kapandı, gelenler belli takviye yapılamayan mevkiler belli. asıl belli olan ise enerjik olmadan, koşmadan, yardımlaşmadan hiçbir halt beceremeyeceğimiz. özellikle ileride baskı anlamında her maç kötüye gittik. sebepleri malum; falcao, arda, babel ve feghouli o kıymetli popolarını kaldırmadıkları sürece değil kasımpaşa tuzlaspor bile defanstan rahat rahat çıkar ve set oyunu kurar. sonra illaki bir boşluğunu bulur ve golü atarlar. zaten hücum planımız çok sıkıntılı, üstüne yenik duruma düşünce işler arapsaçına dönüyor. dün oynanan 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı'nda var'dan dönen yediğimiz gol geçen yılın özeti ve bu sezonun şimdilik fragmanı gibiydi. saymadım ama rakip maksimum 5 pasta kaleci ile karşı karşıya kaldı. asıl üzücü olan pozisyonun diagne'nin top kaybı ile başlaması. yani rakip ceza alanında veya yakınında yaptığımız her top kaybı bize pozisyon olarak geri dönüyor. top kaybı yapmamıza da gerek yok; gol kaçırdığımız top eğer kaleci atışıyla başlamıyorsa ve oyun içinde kalıyorsa şaaaak diye pozisyon veriyoruz. niye? çünkü iyi bir saha parselizasyonumuz ve ön alanda baskımız yok. birbirine en yakın 2 oyuncu arasındaki mesefe 10 metre ve fazlası olunca doğal olarak bunlar oluyor.
inşallah kendine güvendiğim kıymetli hocamız milli arayı iyi değerlendirir. hem kendisini hem de artık ölü gözüyle baktığımız isimleri yeniden hedefe kitler. yoksa gerisini düşünmek dahi istemiyorum.