26257
“sui zan cehennemliklere günah olarak yeter” demiş atalarımız. sui zan, kötü zan, kötüye çekmek, kötüye yormak, kötümser yorumlamak, kötümser değerlendirmek demektir. sui zanı geçtim bir de çarpıtanları hiç düşünemiyorum.
fatih terim’in basın toplantısını ben de dinledim. genel olarak, herkesin en iyisini yapmaya çalıştığını, almakta başarılı oldukları kadar satmakta başarılı olamadıklarını, bu başarısızlıktan hep birlikte sorumlu olduklarını, daha önce de aynı minvalde konuştuğunu ama bazı yanlış anlamalar ve alınganlıklar olduğunu, hiç kimseyi suçlamadığını, satma konusunda yeterince başarılı olunamamasının kendisi de dahil herkesin sorumluluğunda olduğunu, alt yapıya önem vermek gerektiğini ama bunun hep lafta kaldığını, öz kaynak sorununun türkiye’de bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi. abdürrahim bey’in beyaz sayfa söylemine ise katılmadığını ama bunun da bir problem yaratmayacağını, çünkü aynı çatı altında olunsa da aynı fikirde olmak zorunda olmadıklarını, farklı düşünebileceklerini ifade etmiştir.
şimdi özeti bu olan konuşmadan yönetim ve abdürrahim albayrak aleyhine nasıl bir anlam çıkarılıyor anlamıyorum. beyaz sayfa konusunda abdürrahim albayrak’a laf sokmuşmuş. nasıl laf sokmuş. ya arkadaş karı-koca olanlar bile aynı fikirde olmak zorunda değildir. yönetimde de herkes aynı fikirde olmayabilir ki bu sağlık işaretidir. bir yönetimde herkes aynı fikirde ise orada tez-antirez-sentez yok demektir ve dolayısıyla gelişme olmaz. üstelik hoca açıklıyor aynı fikirde olmak zorunda değiliz diyor.
tahtaya yazdığı transfer listesinin sızması ile ilgili yönetimi suçladığını kim nereden çıkarıyor? o konuda birçok şey olmuş olabilir. kaldı ki sızsa ne olur. bugün her takımın transfer etmek istediği futbolcular çarşaf çarşaf yayınlanmıyor mu? geçiniz bunları. bence o cümleyi etmemeliydi fatih hoca. çünkü çarpıtılmaya misait bir cümle ama kötü niyetle sarfetmediğinden de eminim.
şu dönemde bile fatih terim ile yönetim arasına fitne sokmaya çalışanların varlığı beni gerçekten üzüyor. ama kim ne ederse onu bulur. bu değişmez ilahi kurala sığınıyor allah büyüktür diyorum.
fatih terim’in basın toplantısını ben de dinledim. genel olarak, herkesin en iyisini yapmaya çalıştığını, almakta başarılı oldukları kadar satmakta başarılı olamadıklarını, bu başarısızlıktan hep birlikte sorumlu olduklarını, daha önce de aynı minvalde konuştuğunu ama bazı yanlış anlamalar ve alınganlıklar olduğunu, hiç kimseyi suçlamadığını, satma konusunda yeterince başarılı olunamamasının kendisi de dahil herkesin sorumluluğunda olduğunu, alt yapıya önem vermek gerektiğini ama bunun hep lafta kaldığını, öz kaynak sorununun türkiye’de bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi. abdürrahim bey’in beyaz sayfa söylemine ise katılmadığını ama bunun da bir problem yaratmayacağını, çünkü aynı çatı altında olunsa da aynı fikirde olmak zorunda olmadıklarını, farklı düşünebileceklerini ifade etmiştir.
şimdi özeti bu olan konuşmadan yönetim ve abdürrahim albayrak aleyhine nasıl bir anlam çıkarılıyor anlamıyorum. beyaz sayfa konusunda abdürrahim albayrak’a laf sokmuşmuş. nasıl laf sokmuş. ya arkadaş karı-koca olanlar bile aynı fikirde olmak zorunda değildir. yönetimde de herkes aynı fikirde olmayabilir ki bu sağlık işaretidir. bir yönetimde herkes aynı fikirde ise orada tez-antirez-sentez yok demektir ve dolayısıyla gelişme olmaz. üstelik hoca açıklıyor aynı fikirde olmak zorunda değiliz diyor.
tahtaya yazdığı transfer listesinin sızması ile ilgili yönetimi suçladığını kim nereden çıkarıyor? o konuda birçok şey olmuş olabilir. kaldı ki sızsa ne olur. bugün her takımın transfer etmek istediği futbolcular çarşaf çarşaf yayınlanmıyor mu? geçiniz bunları. bence o cümleyi etmemeliydi fatih hoca. çünkü çarpıtılmaya misait bir cümle ama kötü niyetle sarfetmediğinden de eminim.
şu dönemde bile fatih terim ile yönetim arasına fitne sokmaya çalışanların varlığı beni gerçekten üzüyor. ama kim ne ederse onu bulur. bu değişmez ilahi kurala sığınıyor allah büyüktür diyorum.
