9549
kendisi başkan olurken zannedersem teleon programında “küçülerek büyüyemezsiniz, risk alıp büyüyebilirsiniz” gibisinden bir şeyler söylemişti. adamın gelme amacı mali disiplini sağlamak değildi, başarıya alışkın galatasaray taraftarına özlediği başarıları kazandırmaktı. bunda başarılı olmuşsa bence görevini yapmıştır.
adnan polat yönetiminin çöp kadrosundan bir tek arda üzerinden gelir elde edilip, yakın tarihimizin en dominant oyununu oynadığımız 2011-2012 sezonunun kadrosunu tek bir yaz döneminde kurmak kolay değildir. ha orda da rezalet transferler olmuştu. yiğit gökoğlan, sercan yıldırım gibi. ama genele baktığımızda müthiş bir sezon geçirilmiş, kadıköyde kupa kaldırmak gibi belki bir daha hayatımızda göremeyeceğimiz bir aksiyonu yaşatmıştı.
2012 2013 sezonunda gideceğimiz şampiyonlar ligine uygun kadro kurmak elzem olmuştu. dany, amrabat, hamit, burak gibi oyuncular alındı. tur atladığımız sezonda drogba ve sneijder geldi. turu geçmeseydik gelmezleri ama artık büyük oynamaya başlamıştık. schalke’yi eleyip çeyrek finale yükseldik. real’e 5 5 diye tempo tuttuk. her yönden unutulmaz bir sezondu. tarihimizin en rahat şampiyonluklarından birini yaşamıştık.
bir sonraki sezon ise ne olduysa fatih terim ile araları açıldı. yerine mancini geldi. bir sürü rezalet transfere ve otorite eksikliğine rağmen juventuslu realli gruptan çıkmayı başardık. içerde tarihimizin en iyi oyunlarından birini oynarken dışarda pamuk şeker gibi dağılıyorduk. yine de 2. olarak bitirdik ve fenerbahçenin cezası nedeniyle direkt olarak şampiyonlar liginde yer aldık.
bir de şuna değinmek istiyorum; bu adam zamanında riva ve floryanın haklarını kullanmak istedi, veto yedi. hükümetle zaten arası iyi değildi. yabancı serbestliği istedi, kabul görmedi. eli kolu bağlandı ve gitmek zorunda kaldı. hadi sizin deyiminizle diyelim, kaçtı. keşke herkes böyle kaçsa yahu. cidden.
bu arada kendisine verilmeyen o haklar dursun özbek’e verildi. ne kadar utanç verici.
adnan polat yönetiminin çöp kadrosundan bir tek arda üzerinden gelir elde edilip, yakın tarihimizin en dominant oyununu oynadığımız 2011-2012 sezonunun kadrosunu tek bir yaz döneminde kurmak kolay değildir. ha orda da rezalet transferler olmuştu. yiğit gökoğlan, sercan yıldırım gibi. ama genele baktığımızda müthiş bir sezon geçirilmiş, kadıköyde kupa kaldırmak gibi belki bir daha hayatımızda göremeyeceğimiz bir aksiyonu yaşatmıştı.
2012 2013 sezonunda gideceğimiz şampiyonlar ligine uygun kadro kurmak elzem olmuştu. dany, amrabat, hamit, burak gibi oyuncular alındı. tur atladığımız sezonda drogba ve sneijder geldi. turu geçmeseydik gelmezleri ama artık büyük oynamaya başlamıştık. schalke’yi eleyip çeyrek finale yükseldik. real’e 5 5 diye tempo tuttuk. her yönden unutulmaz bir sezondu. tarihimizin en rahat şampiyonluklarından birini yaşamıştık.
bir sonraki sezon ise ne olduysa fatih terim ile araları açıldı. yerine mancini geldi. bir sürü rezalet transfere ve otorite eksikliğine rağmen juventuslu realli gruptan çıkmayı başardık. içerde tarihimizin en iyi oyunlarından birini oynarken dışarda pamuk şeker gibi dağılıyorduk. yine de 2. olarak bitirdik ve fenerbahçenin cezası nedeniyle direkt olarak şampiyonlar liginde yer aldık.
bir de şuna değinmek istiyorum; bu adam zamanında riva ve floryanın haklarını kullanmak istedi, veto yedi. hükümetle zaten arası iyi değildi. yabancı serbestliği istedi, kabul görmedi. eli kolu bağlandı ve gitmek zorunda kaldı. hadi sizin deyiminizle diyelim, kaçtı. keşke herkes böyle kaçsa yahu. cidden.
bu arada kendisine verilmeyen o haklar dursun özbek’e verildi. ne kadar utanç verici.